''26 yaşıma kadar her istediğimi yaptım, bu neye mal olursa olsun.
Sonra bir gün yolun sonuna geldiğimi hissettim.
Kendime dur demem gerekiyordu. İnsan ya ölerek ya da yaşamaya karar vererek kendini durdurabilir. Ben yaşamaya karar verdim.
Bu yüzden Allah benim çaresizliğimdi, artık konuşabileceğim kimse kalmadığı için, konuştuğumdu. Hani adam uçurumdan düşerken bir dala zor zahmet tutunmuş ve dua etmeye başlamış: Kurtar beni Allahım, ne olur kurtar. Bakmış ses soluk çıkmıyor, bağırmış: Başka kimse yok mu?
Yalnızlığının ucuna varan, Tanrı ile konuşmaya başlar ve orada başka kimse yoktur. İster istemez şiirlerimde de bu konuşmanın izleri var. Tasavvufun önerdiği iç yolculuğu, önemli bir olanak olarak görüyorum kendi açımdan.
Tasavvuf insanı günahkâr, aciz bir kul konumundan uzaklaştırıyor.''
Didem Madak, Varlık Dergi röportajı 2001 yılı.