“Biz, dört bir yandan işgal altında tutulan bir sömürge ülkenin çocukları değil BAĞIMSIZ, demokratik ve BİRLEŞİK KÜRT ÜLKESİNİN, KÜRDİSTAN'IN ÇOCUKLARI OLMAK İSTİYORUZ.
(…)
Bugün Kürdistan’ın çeşitli kesimlerinde, DAĞLARDA, ovalarda, faşist zindanlarda sömürgecilerin baskı ve zulmüne karşı dişe diş döğüşenlerin, döğüşerek ölenlerin amacı da bu. Onları, bütün yüreğimizle selamlıyoruz. BU UĞURDA ŞEHİT DÜŞEN BÜTÜN ARKADAŞLAR KALBİMİZDE VE MÜCADELEMİZDE YAŞIYOR VE YAŞAYACAKTIR. Ne mutlu onlara ki, direnerek öldüler ve bağımsızlık meşalesinin ateşleri oldular. Ne mutlu!..”
(18.3.1984, PARİS KÜRT ENSTİTÜSÜ’NDE yaptığı konuşmadan; aktaran, Yılmaz Güney, Siyasi Yazılar, C. III, Bölüm 2)