Follow

19 MAYIS NEYİN TARİHİ?

Elias Nin

19 Mayıs, “Halkın Takımı” olarak nam salmış olan Beşiktaş Kulübünün girişimiyle ilk kez 1935 yılında kutlanır. Beşiktaş kulübü, 19 Mayıs’ın resmi bayram olarak ilanı için Ankara’dan ricada bulunur; bu rica bir yasa teklifi olarak Mustafa Kemal’e sunulur ve onun da onayıyla bir kanun halini alır. 1938 yılı itibariyle de “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanır.
Resmi tarih anlatımına göre 19 Mayıs, “Mustafa Kemal, İstanbul hükümetinden bağımsız olarak 19 Mayıs 1919’da Samsun’a gelir ve orada Milli Mücadeleyi başlattıkları” tarihtir.
Deniz Gezmiş ve arkadaşları da kendi mücadelelerini “ikinci Bağımsızlık Savaşı” olarak adlandırdıklarından, 19 Mayıs tarihinde, adeta tarihi tekerrür ettirmek istercesine Samsun’a gider ve orada “Tam Bağımsız Türkiye İçin Mustafa Kemal Yürüyüşü” düzenlerler. Lakin gerçek hiç de Türk resmi tarih tezinde anlatıldığı gibi değildir.
Mustafa Kemal, Padişaha rağmen Samsun’a gitmez. Mustafa Kemal ve yanındaki İttihatçı kadrolar Padişah Vahdettin’in emriyle Damat Ferit Paşa tarafından Samsun’a gönderilirler. İttihatçı kadroları Samsun’a götüren gemi İngilizlerin izniyle İstanbul Boğazı’ndan geçerek Karadeniz’e ulaşmıştır. Gemidekilerin maaşları da saray tarafından ödenmektedir.
Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Samsun’a gidiş nedeni “İşgale karşı mücadele etmek” değil, bağımsızlık yoluna girmiş Pontus Rum ve Koçgiri Kürt bağımsızlık girişimlerini ortadan kaldırmaktır. Ermenilerin bağımsızlık girişimi önceden bastırılmış olsa da bir tehdit olarak devam ediyordu; bunun da tamamen bertaraf edilmesi plan dahilindeydi.
Tabii bu sırada bir de ilan edilmiş Erzincan Sovyetleri var, henüz tehdit oluşturmasa da yarın bir tehdit olabilirdi, o da dağıtılmalıydı.
19 Mayıs’ın birçok anlamı olsa da bu tarih esasen Pontus Rum Soykırımı ile özdeşleşmiştir; biz de buradan devam edelim.

Pontus’ta Ne Olmuştu?

Pontus Rumlarının tehciri 1914 yılında başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkan Savaşlarında yenilmesiyle birlikte, Pontus Rumlarının tehciri de başlamıştır. Bahane ise Pontus Rumlarının “Rus işbirlikçisi” oldukları iddiasıdır.
Esasen tehcir ve jenosit, İttihat ve Terakki'nin o yıllardaki temel siyasetidir, zaten bundan yalnızca Pontus Rumları değil, Ermeniler ve Süryaniler de paylarına düşeni almıştır.
Toplu tehcir kararı hayata geçirilmeden önce, Pontus Rumlarının yerleşim alanlarına Topal Osman ve İpsiz Recep'in kontrol ettiği çeteler tarafından saldırılar düzenlenir.
Erkeklerin çoğu Osmanlı ordusunun amele taburlarına alınarak ölesiye çalıştırılmaya götürüldüklerinden, Pontus Rum yerleşim yerleri daha da savunmasızdır; bu da Topal Osman ve İpsiz Recep çetelerinin savunmasız köylere saldırılarını daha da kolaylaştırır.
1916 yılı itibariyle ise Pontus Rumlarının kitlesel olarak tehciri başlatılır. 1916 yılındaki toplu tehciri araştırmacı yazar Tamer Çilingir şöyle resmediyor: “Sevkiyat’’ diye bahsedilen sürgün Karadeniz’de, 1916 yılının Kasım ayı ortalarında hayata geçirildi. Dağlara sığınanların dışında, gidenlerin büyük çoğunluğu bir daha geri dönemeyecekti. İttihatçıların onlara hazırladığı kader bununla sınırlı değildi. Bu sürgünde varılacak yer ölümdü. 50 km güneye çekilmeleri kararı alınmasına rağmen kat edecekleri yol kimi zaman 200 km olmuştu."

1914-1922 arasında baskınlarda ve tehcir sırasında toplam 353 bin Pontuslu öldürülür.

Sonuç olarak

19 Mayıs, Türkler için “bağımsızlığa” ilk adımın, Pontuslular için ise bağımsızlık haklarının Türklük tarafından çiğnendiği, Pontus halkının soykırıma uğratıldığı, topraklarından sürgüne gönderildiği tarihin adıdır.
Türklerin adına “bağımsızlık” dedikleri, “Osmanlı bakiyesi” olarak kabul ettikleri topraklarda Türklüğün hâkimiyetinin tesis edilmesinden başka bir şey değildir.

instagram.com/nin.elias/p/DJ01

Sign in to participate in the conversation
Qoto Mastodon

QOTO: Question Others to Teach Ourselves
An inclusive, Academic Freedom, instance
All cultures welcome.
Hate speech and harassment strictly forbidden.