Felsefe, dün olduğu gibi bugün de şarlatanların bir numaralı gözdesi. Avam tarafından sıklıkla yüce bir etkinlik olarak görülen felsefenin kavram veya terimleri keyfi olarak yanlış biçimde kullanılabiliyor.
Bu nedenle "Felsefe ne değildir?" sorusuna yanıt aramanın anlamlı olduğunu düşünüyorum.
Öncelikle felsefe, aforizmalar yani özlü sözler üzerine kurulu bir etkinlik değildir. Havalı olmak için başvurulan veya başvurulabilecek yollardan biri değildir. Zira ilgilenmeyene zor ve çetindir. Aforizma, bir mesele hakkında çarpıcı şeyler söylüyor olabilir ancak başka pek bir işe yaramaz.
Felsefe, hayaller aleminden kopup gelen bir şey değildir. Tamamen soyut bir etkinlik de değildir. Felsefenin içinde mistik akımlar olsa da kendisinin mistik bir yapıya sahip olduğunu söyleyemeyiz. Pek ulvi de değildir. Felsefe hayatın ta kendisidir.
Felsefe, mutluluğa açılan kapı gibi kişisel gelişim zırvalarının devindirici gücü de değildir. Zira mutlu çok az filozof vardır. Bir şeyleri söylemek meseledir. Bu yüzden filozof bedeller ödeyebilir. Ancak bunu da bohemliğe, hippiliğe veya aktivizme vurmak en hafif tabirle saygısızlıktır.
Şimdilik bu üçünün yeterli olacağını sanıyorum. Halk arasında filozof denince akla gelen, tamamen stereotiplere dayanan bir tiplemedir. Felsefeciler olarak görevimiz bunu aşmaktır.