Bir insanın kamusal alanda görebileceği kişilerden biridir kasiyer. Şayet jet kasayı kullanmıyorsak her alışverişte görürüz onları. Benim dikkatimi çeken şey, hiç mutlu bir kasiyer olmaması. Mutluluk, zoraki gülümsemeyle anlaşılmaz tabii. Fakat özellikle üç harfli market zincirlerinde çalışanların mutsuzluğu insanı etkisi altına alıyor.
Ben de kasiyerlerin mutsuz oluşu hakkında düşündüm, bizzat buralarda çalışanların yorumlarını okudum ve on neden buldum:
1️⃣ Görev tanımları yok. Bizim kasiyer olarak gördüğümüz emekçi aslında mağazanın her işini yapıyor. Yeri geliyor reyon görevlisi oluyor, yeri geliyor manav personeli.
2️⃣ İnsanlarla uğraşmak gerçekten zor. Hele ki sorunlu insanlara denk gelme olasılığınız yüksekse.
3️⃣ Ensesi kalın kapitalistlerin esnek çalışma saatleri olarak pazarladığı 12 saate varan çalışma süreleri. Bu bana Auschwitz'i andırıyor. Her market bir toplama kampı gibi.
4️⃣ Verilmeyen mesai ücretleri ve şirketlerin çalışanlardan beklediği karşılıksız fedakarlıklar. İnsanın hak ettiği paranın peşinde koşması da yetmiyor; fedakarlık göstermesi isteniyor.
5️⃣ İaşe olmadan asgari ücrete çalışmak. Patronlar işçiden elde edebileceği maksimum kârın peşinde. Bu yüzden işçi, işyerine yürüyerek geliyor ve molada yemek verilmiyor.
6️⃣ Bir mağazayı genellikle iki kişi idare etmeye çalışıyor. Kasanın çoğunlukla boş olmasının nedeni de bu. İki çalışan sürekli koşturu halindedir.
7️⃣ Çalışanların ezici çoğunluğu üniversite mezunu. Her yere mantar gibi üniversite açılmasını bir bahane olarak öne sürebiliriz ama bir insanın eğitim gördüğü alanda iş yapamaması çok acı.
8️⃣ Mağaza sorumlusunun uyguladığı mobbing. Aslında mobbing, Türkiye'de çalışmanın şanındandır. Böyle bir baskı olmadan çalışılamayacağı bir Amentü haline gelmiş ülkede.
9️⃣ Zaten yarım saat olan molaların iç edilmesi. Mola bir haktır; lüks veya şımarıklık değil. Kodamanlar bunu ne zaman anlayacak?
🔟 Ayakta çalışmak. Sadece molalarda oturulabiliyor. Sanırım oturmanın performans düşüklüğüne yol açtığı düşünülüyor. Bunu bazı özel okullar da yapıyor. Sınıflarda öğretmen için sandalye bulunmuyor. Boşuna özel okullara "postmodern çalışma kampı" denmiyor.