LinkedIn'e şöyle bir bakmak istedim. Bu yazıyı görünce kan beynime sıçradı. Saysöv edip rahatladıktan sonra, şimdi argüman aşamasına geçelim.
Bu rezil harfler toplamını paylaşan kişinin titri "People and Culture Manager". Bu unvan, bütün gün oturup kahve içmekten başka iş yapmayan insan kaynakları biriminin yeni adıymış. Bundan önce de personel birimi deniyordu. Birinin çıkıp insan kaynakları elemanı olmak için ne gibi bir nitelik gerektiğini anlatması gerekiyor artık.
Şahıs kısaca "İşçiyi eşek gibi çalıştırdığımız yetmez, yularını da sıkı tutmamız gerek." diyor. Aidiyet denerek ne kastediliyor? Çalışmak genel anlamda para için yapılan işten ibaret. İşçi çalıştığı yere ait olsa ne olur, olmasa ne olur? Mesai saatleri içinde görev tanımının gereklilikleri yapılıyor. Bundan fazlasını istemek ahlaksızlık gibi geliyor bana.
Maaş ve yan haklardan bahsetmiş. Yan hak, sanırım sigorta ve iaşe demek. İşveren bunları zaten çalıştırdığı kişiye sağlamak zorunda. Yüksek maaş dese anlarım. Asgari şartları sağlıyor diye, işverene minnet neden?
Çalışmanın basit bir ticari ilişkiden öteye gitmemesi gerekir. İşçi emek-gücünü satan özne, işveren satın alan konumdadır. Dolayısıyla şartlar işçinin emek-gücünü satabilmesine uygun hale getirilmeli. Fakat mevcut yasalar işverenden yana. Geçmişte işçi mücadeleleriyle kazanılan çoğu haki patronlar tarafından iç edildi.
Aşırı tepki veriyor olabilirim ama yetti artık. Bu çürümüş düzene katlanamıyorum.
Burada söylediklerimin bir kısmını ilgili gönderiye yorum olarak yazdım. Paylaşımı yapan kişi beni engelledi. İnternetten aratınca bulunuyor fakat ben göremiyorum. Eziklik çok başka bir şey.