Brezilya'daki seçimleri Avrupa ve Asya'da bizimki kadar takip eden bir ülke yoktur galiba. Halkın seçimsizlikten bu işe sardığını düşünüyorum. Paylaşılan analizlerde Lula ile Kılıçdaroğlu; Jair Bolsonaro ile Tayyip Erdoğan özdeşleştiriliyor. Halbuki her birey kendine hastır. Yaşam deneyimi yani kendi olmaklık biriciktir.
Letonya, Bulgaristan ve Bosna-Hersek'te de seçimler yapıldı ama Brezilya kadar üzerinde durulduğunu görmedim. Letonya'yı çok bilmiyorum ama Rusçu (Avrasyacı değil, gerçekten Rus azınlığın çıkarlarını savunan) sosyal demokrat parti Saskaņa, %19.8'den %4.81'e düştü ve meclise giremedi.
Bosna-Hersek'te AKP ile iyi anlaşan Bakir İzetbegović, sosyal demokrat Denis Bećirović'e mağlup oldu. Bećirović'in Türkiye'nin bir sonraki hükümetiyle iyi ilişkiler kuracağını umuyorum. Tabii, Bosna-Hersek amorf bir ülke olduğu için üç ayrı etnisitenin başkanı seçiliyor. Bunlara ek bir de Sırp Cumhuriyeti var. Onun da seçimleri yapılıyor.
Bulgaristan'da halk, bir buçuk yıllık süre zarfında dördüncü kez sandık başına gitti. İşler iyice içinden çıkılmaz bir hale geliyor. İktidar ve muhalefet yer değiştirdi. Türklerin partisi Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH/DPS) %13.28'lik oy oranına ulaştı. Son seçimde bu oran %12.8'di.
@mereyu Latin Amerika'nın kaderi bizimle aynı. Çünkü planlayanlar aynı. ABD bizi de arka bahçesi olanak gördüğü için başımıza gelenler de aynı.
(bakınız Latin Amerika'nın Kesik Damarları)