Alfred North Whitehead, bütün bir Avrupa felsefe geleneğinin Platon'a düşülmüş dipnotlar olduğunu söylüyor. Bu meşhur söz iki yönden sorunlu görünüyor. Birincisi, Avrupa dışında felsefenin yeşerdiği bir coğrafya yoktur. Çin ve Hint felsefeleri, çoğunlukla teozofidir. Felsefe olmaları yakıştırmadan ibarettir. İkincisi, Aristoteles özellikle Hıristiyan felsefesinde rol model alınan başat figürdür. Ortaçağ boyunca felsefe, Kilise ve bu kilisenin Aristoteles yorumu üzerine kuruluyordu.
Aristoteles felsefeyi teorik, pratik ve poetik olmak üzere üçe ayırmıştır. Teorik felsefe; matematik, fizik ve ilk felsefedir (prote philosphia). Sonuncusu bugün metafizik adıyla anılır oldu. Poetik, yapmak veya yaratmak anlamındaki poein fiilinden türetilmiştir. Yunanca tekhne, Arapça sanat olan uğraşlar bu felsefe dalının içindedir. Bu ifadeden günümüzdeki sanat dalları anlaşılmamalıdır. Daha çok marangozluk veya hekimlik gibi zanaat faaliyetlerini kapsar bu alan.
Gel gelelim pratik felsefe; politika, etik ve ev idaresinden (oikonomikos veya Arapça tedbir-i menzil) oluşur. Politika, şehir devletleri anlamındaki polis sözcüğünden neşet etmiştir. Polites, yurttaş demektir ki İngilizce neden citizen dendiğini açıklayacaktır. Etik ise ethos yani huy sözcüğünden gelmektedir. Kullandığımız Arapça kökenli ahlak kelimesinin kökeninin de huy anlamına gelen hulk olduğunu belirtelim.
Oikonomikos, ekonomi sözcüğünün kökenidir. Oike, ev; nomos ise kural anlamındadır. Namus da buradan gelmektedir. Aristoteles, tedbir-i menzili yapacak kişinin kadın olduğunu ifade ediyor. O yüzden bu sokak röportajı ne kadar ilkel gelse de, felsefi bir temeli var.