Muharrem İnce pişmanlıktır. Kendisi kitleleri hayal kırıklığına uğrattığı için özür dileyeceği yerde muhalefete çatıyor. Ukrayna'nın yanında olmayı neredeyse vatan hainliği addedecek. Öngörüsüne de güvenmiyorum; güvenemiyorum artık.
24 Haziran gecesi benim için 15 Temmuz kadar karanlıktı. İnce, o gece ortadan kayboldu ve çok talihsiz bir biçimde "Adam kazandı" diye bir ileti attı sadece. Yaşamı hakkında endişelenenlere şizofren yakıştırması yaparak peşinden gelenleri iktidar yanlılarına madara etti. O gece nerede olup ne yaptığını da dört yıl sonra yani hiç umrumda olmayan bir zamanda açıklama girişiminde bulunuyor. Aslında lafı gevelemekten başka bir şey yapmıyor.
Ortaya çıkan ses kayıtlarıyla ağzı bozuk ve maço bir tip olduğunu öğrendik. Türkiye'de nadirattan sayılacak bağımsız medyayı nefret ve iftira diliyle karşısına almasını da es geçmeyelim. Hâlâ cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağına dair hayaller görüyor. Umarım bu kendisi hakkındaki son yazım olur bu. Gündemi işgal etmesinden çok sıkıldım çünkü.
@mereyu Ukrayna değil ama İnce konusundaki düşüncelerinize katılıyorum.
Ukrayna'ya gelince, bizim oralarda güzel bir söz vardır:
"Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz"
@melcebi Tabii ki herkes tek görüşte toplanmak zorunda değil. Her görüş karşıtını üretir sonuçta. Fakat Muharrem İnce'nin bir mantık hatasına saplandığını söylemeden olmaz. Şöyle ki;
Öncül 1. ABD, PKK'ya yardım ediyor.
Öncül 2. ABD, Ukrayna'ya yardım ediyor.
Sonuç. PKK ile Ukrayna birdir.
Düşünce akışındaki bu hatanın aynısını bir başka bir argümanla göstereyim:
Öncül 1. Kedi bir hayvandır.
Öncül 2. Köpek bir hayvandır.
Sonuç. Kedi ile köpek aynı şeydir.
Maalesef, siyaset biraz böyle bir şey. Safsata olmadan olmuyor.