"Geleceğim." demiştim ve geldim. Saha Studio, sanatçıların çalıştığı bir yermiş. Studio da oradan geliyor muhtemelen. Latince studiare yani çalışmak mastarından türemiş.
Bu da, sanatçıların deneyimlerini aktardığı bir video. Türkiye yazmamış olmaları biraz üzdü.
Son bir saate yetiştiğim için bu kadar sürede gezemeyeceğimi düşünmüştüm ancak yarım saat yetti. Bienalin en sevdiğim kısmı da bu oldu. Sanatın üretim sürecine de tanıklık etmiş bulundum. Benim için değişik bir deneyimdi bu.
İlk fotoğraftaki kolonyadan bir iki damla aldım. Kolonyasız misafir karşılanmaz bir kere.
İkincisi meydandaki bilgisayarın daha geniş açıdan çekilmiş hali. Bir sonraki görselde dışarıyı çekmeye çalıştım. Tabii, kamera bir medyum olduğu için benim gördüğüm gibi görmedi.
Son fotoğrafı ise çıkarken çektim. Kahve makinesi ve mikrodalga var. Bankoda ziyaretçilerin adları ve mail adreslerinin yazılı olduğu bir liste de vardı. Geç saatte vardığım için kimse olmamış olabilir burada.
Uzun lafın kısası, bienal bitene kadar bu mekana uğramanızı tavsiye ederim.
Nesneler üzerine düşünmeyi seviyorum. İlk fotoğrafta, izlediğimiz videoyu perdeye yansıtan projeksiyonu görüyorsunuz. İkincisinde panoptikon var. Panoptikona panoptikonluk yaptım biraz.