Liseden çıktığımda yağmur başlamıştı. Halbuki sabah günlük güneşlikti. Sıraselviler Caddesi'ne çıkıp Saha Studio adlı mekana uğramak istedim.
Bulması zor oldu. Bir pasajın içinde ve bir kat aşağı inerek ulaşılıyor. Tüm talimatları izledim fakat gel gör ki burası sadece çarşamba ve cumartesi günleri açıkmış.
Pera Müzesi ile aynı gün ziyaret edeceğim burayı. Muhtemelen çarşamba gününe denk düşüreceğim.
Kolona yapıştırılmış iki çalışmayı da beğendim. Mekanın tek güzelliği sanat değil tabii. İnsanlardan kaçan siyah-beyaz bir kedi de vardı. Sondaki dikiş makinesini de çekmek istedim. Bir yerden sonra neyin sanat olup neyin olmadığını anlayamıyor insan.
Son bir saate yetiştiğim için bu kadar sürede gezemeyeceğimi düşünmüştüm ancak yarım saat yetti. Bienalin en sevdiğim kısmı da bu oldu. Sanatın üretim sürecine de tanıklık etmiş bulundum. Benim için değişik bir deneyimdi bu.
İlk fotoğraftaki kolonyadan bir iki damla aldım. Kolonyasız misafir karşılanmaz bir kere.
İkincisi meydandaki bilgisayarın daha geniş açıdan çekilmiş hali. Bir sonraki görselde dışarıyı çekmeye çalıştım. Tabii, kamera bir medyum olduğu için benim gördüğüm gibi görmedi.
Son fotoğrafı ise çıkarken çektim. Kahve makinesi ve mikrodalga var. Bankoda ziyaretçilerin adları ve mail adreslerinin yazılı olduğu bir liste de vardı. Geç saatte vardığım için kimse olmamış olabilir burada.
Uzun lafın kısası, bienal bitene kadar bu mekana uğramanızı tavsiye ederim.