Son zamanlarda ülkemizin dinamiklerine yönelik artarak devam eden saldırıların amacı ne olabilir? Bunu yapan kişiler sadece adı kalmış Türkiye'nin aslında bir başarısız devlet ya da özgün adıyla failed state olduğu fikrini hepimize dayatmak istiyor. Sevan Nişanyan'ın Yanlış Cumhuriyet adlı kitabı tamamen bu algı üzerine yazılmıştır. Halbuki Türkiye, birçok krize rağmen ayakta kalabilen son derece anti-kırılgan bir ülkedir. Bize ülkemizin hatalı bir biçimde kurulduğunu söyleyerek kurucu dinamiklerden öç alacaklar ki bu 2010'larda daha revaçta olan bir uğraştı.
Peki buna karşı ne yapabiliriz? Bu ülkede her şey dört dörtlük değil. Hatta şeylerin bir çoğu yolunda gitmez. Yıkıp baştan kurmak çözüm mü? Daha iyisini yapabileceğinizi düşünüyorsanız elbette ancak bu çağın insanında 1920'lerdekiler kadar olayları okuma becerisi göremiyorum. Fakat meselenin özüne dönersek, bir arada yaşama olanağımızı tam anlamıyla yitirdiysek başka çaremiz de yok. Eğri büğrü ama yine de doğru olan yolumuza bu şekilde devam edebiliriz.
Bu kışkırtmaların arkasında Suudi Arabistan'ın olabileceğini bir kenarda tutuyorum. Ancak Suudi Arabistan ne ki, istihbaratı Türkiye'de operasyon yapabilsin? Bu basbayağı iktidar destekli bir operasyondur ve dolayısıyla son derece yapmacıktır. Gerçi Türkiye, tarihinde hiç olmadığı kadar güçsüz çünkü ahmak ve ahlak yoksunu bir avuç insan tarafından yönetiliyor. Bunları ısrarla seçen halk hakkında ne söylenebilir? Halk homojen bir kitle olmadığı için savunmayı bıraktım. Bu seçimde toplum sözleşmesi de yırtılıp atılmıştır bir nevi.