Follow

"TRUMP KORİDORU!"...

Recep Maraşlı

8 Ağustos'ta Beyaz Saray'da Trump'in arabuluculuğunda Paşinyan ve Aliyev arasında, bir barış Deklarasyonu imzalandı. Bu deklarasyon Azerbaycan ile Nahcivan'ı Ermenistan üzerinden bağlayan serbest bir geçiş yolu sağlıyor. Böylece Nahcivan sınır kapısı ile Azerbaycan ile Türkiye arasında da doğrudan bir ulaşım sağlanmış olacak.
Böyle bir koridorun açılması 1. Karabağ savaşının ateşkes anlaşmasında vardı. Fakat karşılığında Karabağ ile Ermenistan arasında da Şuşa koridoru açık tutulacaktı. Azerbaycan daha ateş-kes anlaşmasının mürekkebi kurumadan bu yolu bir yıl bloke ederek Artsakh halkına izolasyon uyguladı. Sonra da Artsakh'ı tamamen işgal etti. Onbinlerce insan binlerce yıllık anavatanlarını terk ederek göç yollarına düştü.
Azerbaycan tüm bu kazanımları Türkiye'nin aktif askeri ve lojistik yardımları, Suriye ve Pakistan'dan taşınan cihatçı çeteler ve nihayet İsrail'in silah teknoloji yardımları ile garantör olmasına rağmen Rusya'nın olup biteni keyifle izlemesi sayesinde elde etmişti. Fransa ve İran'dan gelen zayıf bir iki itiraz dışında hiçbir dış desteğe sahip olmayan, zayıf durumdaki Ermenistan hükümeti için mevcut durumu kabullenen bir reel politik içine çekilmekten başka bir yol kalmamış gibiydi.
Buradan güç alan Azerbaycan, yalnızca tek taraflı olarak Zengezur Koridoru'nu neredeyse Ermenistan'dan toprak ilhakı biçiminde dayatmanın yanı sıra, bölgeyi tamamen işgal etme tehditlerine girişmişti.
Washington'da varılan anlaşma Azerbaycan ve Ermenistan yönetimlerinin uzlaşamadıkları bu koridorun yapım, işletim ve güvenliğinin ABD'nin tam denetimine verilmesiyle çözülmüş görünüyor. Bu koridorun söz sahibi ve gelirlerindeki %40'lık aslan payı 99 yıllığına ABD'ye bırakılıyor.
Bu anlaşmazlığın çözümünün, Azerbaycan ve Ermenistan arasında kalıcı bir barış anlaşması yolunda önemli bir engeli kaldırmaklma birlikte henüz NİHAİ BİR BARIŞ anlamına gelmiyor.
Fakat şimdiden diyebiliriz ki "Turan Koridoru" olması umulan yolun "Trump Koridoru" olması, ABD'nin Güney Kafkasya'da ilk kez STARATEJİK BİR AVANTAJ sağlaması demek. Hem İran'ın tam tepesinde, hem de Rusya'nın ayağının dibinde bir üs!... Şimdilik stratejik geri çekilme içinde Rusya ve İran'ın (dolayısıyla blokaja uğraması muhtemel Çin'in) ilerde karşı hamleleri olabileceğini düşünebiliriz.
Bu sonucun Türkiye'nin de umduğu gibi olmaması nedeniyle canını sıktığını söyleyebiliriz.
Ermenistan yönetimi, ABD'yi doğrudan aktif bir taraf haline getirerek Rusya'ya, Azerbaycan-Türkiye ittifakına karşı onların da itiriza edemeyecekleri bir karşı ağırlık oluşturmuş oluyor.
Ne varki bütün bunlar Güney Kafkasya'daki anlaşmazlık ve çatışma konularının tamamen çözülmesi anlamına gelmiyor. Çünkü bunların hepsi Ermenistan'ın ekonomik, siyasi ve askeri olarak hırpalanmış, küçük, güçsüz bir devlet olarak yalnızlaştırılması sonucunda kendisine dayatılan bir REEL POLİTİK durumdur. Adil ve kalıcı o6lmaktan uzaktır.
Öncelikle Ermenistan hükümetinin Artsakh sorunu ve Soykırım ile ilgili taleplerinden geri çekilmesi, ne Azerbaycan'ın ne de TC'nin dostluğunu garanti etmeyecektir. Aksine bu durum, Ermenistan'ı daha çok sıkıştırmak her istediklerini yaptırmak için cesaretlenmesi demektir.
Azerbaycan toplumunu yakından tanımıyorum ama Aliyev gibi bir diktatör yönetiminden memnunluklarına, tüm bu çatışmalar boyunca gösterdikleri ırkçı-şövenist tutumlarına bakılırsa neredeyse hiçbir beklentim yok.
Türkiye'de ise iktidarların ırkçı-şöven yaklaşımları ve geniş bir sosyal tabana sahip olmasına karşın gerek sol, demokrat çevrelerde, gerekse Kürt ulusal demokratik hareketindeki iç dinamikler bakımından yakın vadede olmasa bile orta ve uzun vadede iyimser olduğumu söyleyebilirim.
Artsakh-Karabağ'ın tarihten gelen Özerk Yönetim hakları var. Azerbaycan bu hakları kendi "bağımsızlığını" ilan ettiğinden beri gasp etme derdinde. Şu andaki fiili işgali, Artsakh'ın tamamen insansızlaşmış olması, Bakü'de tutulan rehineler, savaş esirleri; mülteciler gibi konular olduğu gibi duruyor.
Savaş ve şiddet bahanelerinin ortadan kaldırılmış olması, siyasi ve insanı konulara ADİL, EŞİTLİKÇİ, DEMOKRATİK çözümler sağlanması için bir fırsat zemini olarak mı kullanılacak; yoksa ikinci bir hesaplaşmaya kadar zaman kollamak için mi?
Trump'in siyasi sorunlara "TİCARİ, YATIRIMCI" çözümler bulması da galiba bu dönemin karakteristik özelliklerinden biri olacak.

Sign in to participate in the conversation
Qoto Mastodon

QOTO: Question Others to Teach Ourselves
An inclusive, Academic Freedom, instance
All cultures welcome.
Hate speech and harassment strictly forbidden.