Follow

10 Kasım: Sessizliğin ve Yüzleşmenin Günü

Bugün 10 Kasım.
Bu topraklarda devletin resmi hafızası bir “yas” günü olarak yeniden sahneye konuyor. Törenler, marşlar, anmalar, dualar…
Fakat her yıl aynı soruyu sormadan geçemiyorum: Bu yas, kimin yasını tutuyoruz?
Bir halkın travmalarını inkar eden, bir coğrafyanın sesini susturan bir devletin kurucusunu mı, yoksa adaletsizliğe mahküm edilmiş bir tarihin devamını mı?

Cumhuriyet’in kuruluşu, ne yazık ki yalnızca ilerleme, modernleşme ve eğitim hamleleriyle değil; aynı zamanda susturulmuş diller, yıkılmış köyler ve unutturulmuş kimliklerle de anılır.
1938 Dersim - işte o “ilerleme” söyleminin en acı bedelidir. Seyit Rıza ve halkı, modern ulus inşasının dişlileri arasında ezilmiş bir halkın onurlu direnişinin sembolü olarak kaldı.
Bu gerçek, resmi tarih kitaplarına hiçbir zaman yazılmadı; çünkü “kurucu mit”in lekesiz kalması gerekiyordu.
Ama tarih, unutturulmak istense de kan kokusunu taşır; sessizliğin altından bile sızar.

Bugün ülkenin haline bakın: açlık, yoksulluk, hukuksuzluk ve yalan üzerine inşa edilmiş bir düzen. Cumhuriyetin “aydınlanma” iddiası yerini bir çıkar cumhuriyetine, bir mafya devletine bırakmış durumda. İnsanlar adalet bulamadığı için değil, umudunu tamamen kaybettiği için kaçıyor bu ülkeden.
Bu çöküş, geçmişin günahlarıyla yüzleşemeyen bir ülkenin bugünkü halidir. Çünkü adaletle hesaplaşmamış hiçbir devlet geleceğini temizleyemez.

Evet, bugün birileri 10 Kasım’da “Atasını” anabilir. Ama ben bir halkın kıyım emrini verenleri değil, darağacında onurla dimdik duranları anarım. Seyit Rıza’nın o son sözleri, yalnızca bir halkın değil, insanlığın vicdanına kazınmıştır:

“Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu.
Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun.”

Benim için 10 Kasım, bir ölüme saygı günü değil; bir inkarın, bir travmanın, bir suskunluğun hatırlanmasıdır. Gerçeğin üzerini örten değil, onu açığa çıkaran herkes, bu toprakların onurlu geleceğine bir adım daha yaklaşmıştır.

Gerçeği inkar etmeyenlere, hafızasını kaybetmeyenlere, vicdanını koruyanlara selam olsun.

Mahmut Uzun
instagram.com/p/DQ37n9AjA_S/

Sign in to participate in the conversation
Qoto Mastodon

QOTO: Question Others to Teach Ourselves
An inclusive, Academic Freedom, instance
All cultures welcome.
Hate speech and harassment strictly forbidden.