Daraldığında elin, iç, eğlen, sarhoş ol
Bu varlık kimyası Kârûn yapar dilenciyi

<?php
ECHO "Hello World!<br>";
echo "Hello World!<br>";
EcHo "Hello World!<br>";
?>

solucan deliklerinden kravatlı yaratıklar çıktı lüks otel lobilerinde canavarlar vardı petrodolarlı blair cadısıda oradaydı sanki

İyi günler ilerde babaanne, iyi günler ilerde. Katıksız ekmek yediğiniz güzel günler geçmişte...

"Şâyed, nanem kesad.. Velî, âb-ı rûyem efzûd.." (Belki, ekmeğim azalmıştır.. Ama, haysiyetim artmıştır..)

Onlar altın topladılar, ben hazine buldum. Onlar saraylar inşa edip birkaç koltuk elde ettiler, ben tapınak inşa ettim ve iyilik tannsının sonsuz iklimlerinde saltanat tahtına kuruldum. Onlar bağ bahçe aldılar, ben ise mucizelerin yeşil ülkesine sahibim. Onlar masa başlarında gururlandılar, ben aşk tapınağının minaresinde, gururumu ayaklar altına aldım. Onlar Kayser’in köleleri oldular, ben ise “Hakim”in sahabisi oldum. Onlar yoldan saptılar, el ve avuçlannı doldurdular, ben ise kaldım ve elim avucum boş inzivaya çekildim.

Ali Şeriati

40.000 sene önce insanlarla birlikte yaşarken, soyu avcılık ve iklim değişikliği yüzünden tükenmiş “mamut” iskeleti.

Show thread

Asla duymayacaklar, zabıtalar tarafından tezgahı dağıtılan çocuğun çığlığını, kimsesiz soğuk ve ekmek param diye bağırmasini.
Kuran-a dil uzatılıyor diye yaygara koparırlar ama neden o saatte sıcacık evinde değil o çocuk demediler...

Eğer din ölümden önce bir işe yaramazsa, ölümden sonra hiç bir işe yaramayacaktır..
Ali Şeriati

Tanrı yeryüzüne hükümran olmak için iyi insanları bulur ve kullanır, kötü insanlar yeryüzüne hükümran olmak için tanrıyı kullanır.

Bruno

@dondurito Bilemedim
Biraz uzaklasinca baktığın çok şey değişebiliyor
Ruh ya da buhar rengi Nazim'in sevgisinin boyutu gibi olmuş
Tavanı kadar sokağın, dibi kadar cehennemin

@skuldnorn_

İbn-i Sina, ruh, buhar şeklinde şeffaf bir özdür, demiyor mu? Buhar ne renktir? Onun gözlerinin renginde değil midir?

Gözlerinin rengi ?

Gözleri bulut rengindeydi, yok, melekût rengindeydi, atmosfer, kurşuni
ilksizlik sabahı rengindeydi, ruh… rengindeydi. haaa! anladım; gözleri
tümüyle ruh rengindeydi, ruh ne renktedir? ruh mu? bilmeyecek ne var?
ruh tümden ne renktedir, ne renktedir… onun gözleri rengindedir.

doktor

Bir küçük hikâye okumuştum ve Mau Mau bunu kanıtladı. Hikâyede birisi bir grup insana kaç tanesinin özgürlük istediğini soruyor. Hepsi ellerini kaldırıyorlar. Sanırım 300 kişi kadarlar. Sonra diyor ki;

“Kaçınız özgürlük için yolunuza çıkan herkesi öldürmeye hazırsınız?” Yaklaşık elli kişi elini kaldırıyor. Ve o elli kişiye diyor ki “siz burada durun.”

Böylece oturan, özgürlük isteyen ama bunun için öldürmeye hazır olmayan 250 kişi kalıyor. Ayaktaki elli kişiye diyor ki,

“Şimdi siz özgürlük istediniz ve yolunuza çıkan herkesi öldüreceğinizi söylediniz. O 250 kişiyi görüyor musunuz? Önce onları öldürün. Bazıları kendi kardeşleriniz, anneleriniz ve babalarınız. Ama özgürlüğünüzün yolunda duranlar onlar. Özgürlüklerini almak için gerekeni yapmaktan korkuyorlar ve sizi engelleyecekler. Onlardan kurtulun ve özgürlük doğal olarak gelecek.”

Ben buna inanıyorum. Mau Mau bunu öğrendi. Mau Mau Kenya’daki Afrikalıların bağımsızlığı yolunda duran tek şeyin başka bir Afrikalı olduğunu fark etti. Bu yüzden bütün o Tom Amca’ları bir bir öldürmeye başladılar. Birbiri ardına yolun kenarında başka bir Afrikalı Tom Amca buluyorlardı. Bugün özgürler. Beyaz adam karışmadı bile, yoldan çekildi. Burada da aynı şey olacak. Kendi insanlarımızdan yolumuzda duran çok kişi var. Çok yufka yürekliler. Saygıdeğer Tom Amcalar gibi görülmek istiyorlar. Beyaz adamın onları sorumlu olarak görmesini istiyorlar. Onun tarafından, fanatik, şiddet yanlısı veya sorumsuz olarak sınıflandırılmak istemiyorlar. O bildik iyi imajı istiyorlar. Ve iyi bir imaj arayan hiç kimse hiçbir zaman özgür olmayacaktır. Hayır, o çeşit bir imaj size özgürlük getirmez.

Elinize bir şey alıp “Bak, ya sen ya ben” demeniz gerekir. O zaman size özgürlüğünüzü vereceğini garanti ederim. “Bu adam buna hazır” diyecektir. Elinizde bir şeyle dedim, “elinizde bir şeyle ne kastettiğimi açıklamayacağım. Muzları kastetmiyorum!

sınanmadığınız bir acı üzerine konuşmak her zaman kolaydır...

Yeni Yüzyılın Şeytanları - Zapatista Çocukları

Yirmi birinci yüzyılın başında, neo-liberal Meksika’daki Zapatista çocukları o kadar fakirler ki, bir koruyucu melekleri bile yok. Koruyucu melek yerine hepsinin bir şeytanı var ; küçük bir koruyucu şeytan. Fırtınalı gecelerde Güneydoğu Meksika dağlarında ki çocuklar şöyle dua ediyorlar:
Koruyucu Şeytan
Rehberim ol benim.
Gece ve gündüz hep yanımda ol.

Sadece bu göçer köyde değil, tüm Zapatista topluluklarında, kız ve erkek çocuklar savaşın ortasında büyüyüp birer yetişkin oluyorlar. Ama sanılanın aksine, yetişkinlerinden, yaşadıkları topluluktan nefret ve intikam dersleri alarak büyümüyorlar; ya da umutsuzluk ve hüzün. Hayır , Güneydoğu Meksika’da çocuklar ‘umudun’ hep birlikte söylenen bir söz olduğunu öğrenerek büyüyorlar. Onurlu bir hayat sürmeyi ve farklı olanlara saygı göstermeyi öğreniyorlar.Belki de bu çocukları başka yerlerde yaşayan yaşıtlarından ayıran en önemli özellik, daha çok küçük yaşlardan itibaren geleceğe bakmayı öğreniyor olmalarıdır.

Güneydoğu Meksika’nın dağlarında daha çok çocuk doğacak. Birer Zapatista olacak bu çocuklar ve tüm diğer Zapatista çocukları gibi, onların da koruyucu melekleri olmayacak. Biz ‘zavallı şeytanlar’ büyüyene kadar bu çocuklara bakmak zorunda kalacağız. Bizim gibi, en küçüğün de küçüğü, önemsizin de önemsizi birer yetişkin Zapatista olana dek bakacağız onlara.

İnanarak söylenmiş yalanlar haricinde pek az doğru var..

“İstediğimiz adalet, inat ve ısrarla hakikatin aranmasıdır.”

Show older
Qoto Mastodon

QOTO: Question Others to Teach Ourselves
An inclusive, Academic Freedom, instance
All cultures welcome.
Hate speech and harassment strictly forbidden.