Matruşka adlı oyunu Reşat Nuri'de izledim.
Oyun, sahnede başlamıyor; sahnede devam etmiyor. Seyirciyi de içine alan interaktif bir oyun. Nasıl başladığını ve nasıl bittiğini anlayamıyorsunuz.
Kadın-erkek ilişkilerini irdeliyor. Bu yüzden iki karakter var: Kadın ve erkek. Adamın oyunculuğu daha gerçekçiydi. Kadın başlangıçta Google Translate gibi konuşuyordu. Sonrasında düzeldi. Yaka mikrofonu da ilk etapta rahatsız ediciydi.
Hikaye içinde hikaye olmasıyla neden matruşka adını aldığı anlaşılabiliyor. Matruşka sonlara doğru bir hediye olarak ortaya çıkıyor.
Burada dikkat çekmek istediğim bir başka konu da oyunun itemler üzerine kurulu olması. Kadının ayakkabısı ve kağıda sarılı yufka, matruşkanın yanında oyun boyunca gözümüze çarpan itemler. İtemleri severim çünkü ben de felsefemi itemler üzerine kuruyorum.
Onun dışında hikaye örgüsünde adamın karısı, kayınbiraderi, kadının anne-babası gibi ana iki kişiden farklı kişilerden bahsedilmiş olsa da bunlar fon olarak kalmış. Olay tamamen bu iki kişi üzerinden dönüyor.
Günümüz ilişkilerindeki yalan rüzgarını anlatması bakımından güzel sayılabilecek bir eser ama bunu zaten yaşayarak görüyoruz. Oyunu diğerlerinden farklı kılan yenilikçiliği.