Belli bir yıldan sonra doğan insanların kendine ait evleri, arabaları veya döviz, altın gibi sair birikimleri olmamaları üzüntü verici bir durum.
Ülkemizde bunun bir nedeni asgari ücretin standart ücrete evrilmesidir. Bunda krizin etkisini yadsıyamam ancak ahlaksız bir toplum olmamızın etkisi çok daha büyüktür. Asgari ücret, açlık sınırında olup temel gereksinimleri karşılamaya bile yetmezken birikim yapmak imkansız bir durumdur.
İkinci neden ise evrenseldir. Özellikle Z kuşağı, süresi belli olmayan, güvencesiz, düşük ücretli işlerde çalışmaktadır. Buna verilen isimse prekaryadır. İngilizce isitkrarsız veya güvenilmez anlamındaki precarious ile proleterya sözcüklerinin birleşimidir. Bu ne beyaz yaka-mavi yaka dikatomisinin üçüncü ayağı ne de herhangi bir cinsten ekonomik sınıftır. Bu yeni çağın insanlarının kimliğidir. Yani bundan sonra nesiller mülksüz, emeklilik hakkından yoksun ve yarı aç yarı tok bir şekilde yaşamak zorundadır.