Türk Medeni Kanunu madde 187 uyarınca kadın, evlendiğinde kocasının soyadını alır. Daha sonra nikah memuruna veya nüfus idaresine yapacağı başvuruda kocasının soyadından önce gelmek kaydıyla kendi soyadını kullanabilir.
Bir kadının evlendikten sonra sadece kendi soyadını kullanması yani kocasının soyadını almaması da mümkünmüş. 30 Eylül 2015'te Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, aldığı kararla Aile Mahkemesi'ne başvuran kadınların sadece kendi soyadlarını kullanabileceğine hükmetmiştir.
Şayet bir gün evlenirsem, eşimin benim soyadımı almasını istemem. İkinci soyadı olarak kendininkinin yanına koymasını bile istemem. Bunu yapması, kimlik veya pasaportun yenilenmesi gibi yıpratıcı olabilecek süreçlerden onu uzak tutacaktır.
Evlenene kadar olduğu kişiden farklı bir kişi de olmayacaktır. O zamana kadar yaptığı herhangi bir şey onun adıyla anılmaya devam edecek; kargaşaya mahal verilmeyecektir. Örneğin, fi tarihinde yazmış olduğu yüksek lisans tezindeki adıyla ona yıllar sonra bile erişilebileceklerdir.
İki adı olan bir kadın için iki soyadı taşımak da zül olur. Sadece kadın olarak doğduğu ve evlenmeyi tercih ettiği için dört ad taşımak zorunda değildir kimse.
@mereyu Ben buna katılmıyorum. Elbette tercih meselesi kimseye zorla bunu yapmak zorundasın diyemeyiz. Fakat evlilik dediğimiz şey yüksek lisansda yazılan bir tezden daha basit olamaz öyle değil mi ? Aile kurmak demek zaten geçmişe görünmez bir çizgi çizmek demek. Bekar bir insan artık evli bir insana dönüşüyor haliyle geçmişteki o insanla tamamen aynı olamaz , olmamalıda. Aynı soyadı taşımak demek...
@mereyu örneğin bir oyunda klana üye oluruz ve hepimiz aynı adı taşırız birisi görünce aa bu falanca klandan der ve kafasında bir şekil bir fikir belirir aynı soyadı taşımakta bu kişi bu aileden bu kişiler de bu ailenin üyeleri şeklinde fikir verir ve insanlar tavırlarını ona göre takinirlar. Tabi ben ayak üstü yüzeysel anlattım daha da derine inilebilir. Kısacası birisiyle evlenmek yüksek lisans tezinden , çektiğin filmden , yazdığın kitaptan daha önemsiz değil.
@burakcakmak aslında evlilik taraftarı değilim çok. Çünkü ciddi bir iş bu. Manavdan meyve almaya benzemiyor. Bir insanla hayatını birleştiriyorsun sonuçta. Evliliğin adını anınca bile yüzüm ekşiyor.
Görüşümün radikal olduğunun da farkındayım. Fedakarlık konusunda haklısınız. İki taraf da bir şeylerden vazgeçmeli. Ancak bu tek taraflı olursa ona fedakarlık demek mümkün değildir. Kendimi kadının yerine koyuyorum. Muhtemelen yirmi küsür yıldır yaşadığım kalıp adı değiştirmek istemezdim. "Bay ve Bayan Yücel" olarak anılmak, kulağa hoş gelebilir. Hatta insanlar soyadlarını farklı görünce yadırgayabilir. Fakat bu aşamaları çoktan geçtiğimi sanıyorum. O yüzden en önemlisi eşimin ve benim ne düşündüğüm olur.
Söylediklerinizde haklılık payı var. Benim tutumum mevcut durumda mücadele gerektiren bir tutumdur. Zor olan da budur.
@mereyu evet ben de size katılıyorum. Tek katılmadığım kısım eğer evleneceğimiz kişi soyadını değiştirmekte sakınca bulmuyorsa (tanıdığım 100 insandan 95 i bulmuyordur) bunu mevzu bahis etmeye gerek duymamak. Çünkü bunda bir dezavantaj değil avantaj görüyorum ama eğer ileride sizin gibi düşünen bir kadınla evlenme yoluna girersem fikrine saygı duyarım. Herkesin de duyması gerekli.
Bugün Resmi Gazete'de yazıldığı üzere madde 187, İstanbul 8'nci Aile Mahkemesi'nin itirazı ve Anayasa Mahkemesi üyelerinin oyçokluğuyla iptal edildi. Karar, dokuz ay sonra yürürlüğe girecek. Yani yeni yılın ikinci ayında gönül rahatlığıyla evlenebilirim.