Ani bir kararla bilet aldığım Çın Sabahta adlı oyunu Ümraniye Sahnesi'nde izledim.
Oyundan önce sahne hakkında yorum yapmak daha doğru olacaktır. Zira sahne, Yamanevler metro istasyonuna çok yakın. Ancak oyunun oynandığı salon gişeden iki kat yukarıda. Fuaye çok geniş olmasına karşın oturma yerleri az. Geç gelenler ayakta beklemek zorunda kalıyor. Salona giden apron gibi bir yol daha vardı ama sanırım başka bir giriş daha var.
Üstüne üstlük oyun, sahnenin gerisinde kurulduğu için duymak güç olabiliyor. İBB'nin ilk dört sıraya statü vermesi nedeniyle beşinci sırada olmama rağmen oyunun başında zor duyabildim. Sonra alıştım ama.
Geçit ve Matruşka'dan sonra bu yıl izlediğim ilk iki kişilik oyun oldu. Farklı sosyoekonomik arka plana sahip iki kadının dertleşmesini izledik genel olarak. Oyun boyunca farkına vardığım şey, ne kadar 'farklı dünyalardan' olsak da ortak bir şeylerimizin olduğuydu.
12 Eylül Darbesi, özel kanalların açılması gibi tarihi olgulara sıklıkla atıf yapılıyordu. Oyunun başlangıcında ve sonuna girerken söylenen Bahçelerde Börülce türküsünü çok severim. Kars yöresine ait Yaylasından İnmişler de mükemmel bir türküymüş.
Oyunu yazan Nezihe Meriç, yöneten ve oynayan Hülya Karakaş ve diğer oyuncu Ayşe Günyüz Demirci'yi kutlamak gerekir. Oldukça feminist bir oyun olmuş.