Ümraniyespor, Süper Lig'deki ilk üç haftada iki içsaha maçı oynadı. İlki, ikinci hafta Antalyaspor'a karşı oynadığı ve 1-0 kaybettiği maç. Bu maçı yalnızca 386 biletli seyirci izlemiş. İkinicisi dün oynanan Galatasaray karşılaşması. Bunu da Bafétimbi Gomis'in 86'ncı dakikada ağları havalandırmasıyla kaybetmişlerdi. Anadolu Yakası ekibi, Fenerbahçe'den aldığı bir puanla küme düşme hattının üzerinde bulunuyor.
Benim asıl takıldığım mesele iki maçın da Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynanması. Fatih Karagümrük de Vefa Stadı hazır olmasına rağmen burada oynuyor. Alanyaspor ile karşılaştıkları mücadeleyi 421 kişi izlemiş. Onların taraftarı bu stada ulaşmak için fazla efor sarf etmeyecektir ama Ümraniye'nin -şayet taraftarı varsa- işi başka bir boyuta taşınıyor.
Hayali bir Ümraniyespor taraftarı düşünelim. Büyük bir olasılıkla Ümraniye ilçesinde yaşayacaktır bu kişi. Ümraniye'nin merkezinde bile otursa Atatürk Olimpiyat Stadı'na gelmesi bayağı bir vakit alacaktır. Arabayla bile bir saate varan bir süreden söz ediyoruz. Futbol fanatikleri genellikle fakir olduğu için bu kişinin otomobili olmayabilir. Dolayısıyla toplu taşıma kullanacaktır. Bu da iki saatin üzerinde bir yolculuk anlamına gelir.
İki olasılık karşımıza çıkıyor. Ya Ümraniye'den 522 veya 522B kodlu İETT aracıyla Mecidiyeköy'e gidecek, sonrasında M7 metro hattıyla Mahmutbey'e ve sonrasında M3 hattını kullanarak İkitelli Sanayi istasyonuna varacaktır. Son olarak yeni açılan M9 hattıyla stada ulaşacaktır. Ya da M5 ile Üsküdar'a, oradan Marmaray vasıtasıyla Yenikapı'ya geçecektir. Bundan sonrası için 146T kodlu otobüsü veya M1b hattını kullanabilir. Sonuç olarak finalde yine M9 ile stada ulaşacaktır.
Bu büyük bir çaba ve tuttuğu takımın maçını izlemek, ona destek vermek için inanılmaz bir gayrettir. Astronomik bir yol ücretinin de unutulmaması gerekir. Geç saatte oynanan maçlarda araç bulma zorluğundan bahsetmiyorum bile.
Yani, stadı olmayan ve taraftarsız bir kulübün adı süper olan ligimize çıkması böyle absürt sonuçlar doğuruyor. Tekrarlanmaması dileğiyle.