Bilge Karasu, Göçmüş Kediler Bahçesi adlı kitabında yer alan beşinci masal olan Yağmurlu Kentin Güneşçisi başlıklı öyküsünde sürekli yağmur yağan bir yerden bahsediyor. Öyle ki bu kentte yaşayan insanlar güneşli havanın ne demek olduğunu bilmezlermiş. Gökyüzünü yalnızca kurşuni boz bir renkte gördüklerinden asıl renginin mavi olduğundan habersizlermiş. Yağmurun yağması normal haline geldiği için hayatlarını buna göre düzenlemişler.
Dahası yaşamları oldukça deterministik olan kent sakinleri, havanın nasıl olacağını merak etmezmiş; bilirlermiş çünkü. Bu yüzden de yağmur yağmazsa ne yapacakları üzerine kafa yormazlarmış.
Ancak kentte güneşin bir gün açacağını söyleyen biri varmış. Herkes bu kişiye deli gözüyle baksa da, umudunu yitirmemiş. Kendisi de güneşli bir gün görmediğinden bunun nasıl bir şey olduğunu bilmezmiş tabii. Sadece o günün geleceğini ümit edermiş.
Öyküde ele alınan ümitvar şahıs güneşli günleri gördü mü bilinmez ama normal üzerine yazılmış güzel bir metin okudum.