LinkedIn uygulamasına şöyle bir bakarken birinin profiline tıklamamla karşıma çıktı bu yazı. Artık gelenekselleşen LinkedIn paylaşımı yorumumu yapayım ben de. Çünkü bu blogda bir yandan bir işkolunun emek süreçleri içindeki sıkıntılarına değinirken diğer yandan bireysel deneyimler üzerinde duruyorum.
Altı aydır iş bulamadığını söylemiş ki belli bir alanda çalışmakta kararlı biri için bu süre daha da uzayabilir. Görüşmeye çağrıldığı yerlerden gördüğü tavır, patronların şımarıklığını ortaya koyuyor. Aslında çoğu iş ilanını kimin alacağı bellidir. İş görüşmesi sadece bir formalitedir. Adaylara bunu çaktırmamaya çalışırlar ama işsiz olup sürekli mülakata katılan gurular anlar bu durumu.
Tıbbi laboratuvar teknikeri olan hanımefendi, anladığım kadarıyla koyduğu kırmızı çizgileri zamanla kaldırmış. Önce sağlık alanında iş yapmak için çırpınmış, sonra ne iş olursa olsun yapabileceğini söylemiş.
Satır aralarında can alıcı bir detay var. Son işinden istifa ettirilmiş. Yoğun mobbing, ona işsizlikten bile daha kötü görünmüş. Amma velakin Türkiye'de mobbing olmadan çalışmanın pek imkanı yok.
Asgari ücretin standart ücret haline geldiği ve diplomanın değersizleştiği konusunda haklı ama her şey para değildir. Çalışma şartları da çok önemlidir. Yüz bin lira da verseler çoğu insan madende çalışmak istemez. Maalesef ülkemizde çoğu iş, madende çalışmaya yakın bir deneyim sunuyor.
Yazının sonundaki feryat, nispeten karşılık bulmuş. 37 yorum, 12 yeniden paylaşım ve çoğunluğu beğeni ile birazı da destek olmak üzere 180 tepki vardı. Gönderinin üzerinden bir ay kadar süre geçmiş. Hanımefendi henüz o janjanlı işe başlama paylaşımlarından yapmış değil. Dolayısıyla, LinkedIn'in iş bulmak konusunda mükemmel bir platform olmadığını söyleyebiliriz.