Değerli bağlantılarım ve tüm bağlantısızlar,
Bu sene iki ayrı alanda çalışma imkanı buldum: Eğitim ve turizm. Şunu anladım ki ben çalışmak istemiyorum. Evlenmek de istemiyorum. Kitap okumak, sergi-galerilere katılmak, opera veya tiyatroya gitmek ve cura çalmak istiyorum, tercihen Acıbadem taraflarında bir evde...
Tabii bu talebim insanların ezici çoğunluğu için garip gelebilir çünkü hemen hemen herkes hayalindeki bir işi olduğunu söyler. Bense tescilli bir aylağım. Bazen çıkışlarımdan dolayı solcu olarak etiketlenebiliyorum ama bana solcu demek eski solculara hakaret olur.
Hayalimdeki iş çalışmamak; herhangi bir işte. Kendimi emek süreçlerinde düşleyemiyorum. Yakın bir gelecekte olmasa da bir ara bu çalışma düzeni gözden geçirilebilir. Sadece çalışma saatlerinden bahsetmiyorum, her şeyiyle, derinlemesine bir düzenleme gerekiyor.
Son olarak söyleyebileceğim, değinebileceğim meseleyse belki de bu çağın insanı olmadığımdır. Kendimi bazen evrenin en yalnız insanı gibi hissediyorum. Şu an kime seslendiğimi bile bilmiyorum. Hadi, kalın sağlıcakla!
@melcebi yazdıklarım şakayla karışık. Mütesettir ve genç bir hanımefendinin çektiği videodan esinlendim biraz. Acıbadem'de yaşamayı içten içe istiyorum. Geçen yıllarda, 2018 veya 2019 olması lazım, bunun rüyasını gördüm. Hem de üç gece üst üste. Aslında Acıbadem olmak zorunda değil; Koşuyolu da olur Altunizade de.
Çalışmamak konusunda ciddi olabilirim zira güneşin ne zaman doğduğunu bilmek istemiyorum artık. Bu dünyaya bir kere geliyoruz. Onda da zenginlerin işlerini yapmak zorundayız. Bunu düşündükçe bir buhran, bir bunalım beni içine çekiyor.