Bugün en büyük bayram olduğunu bilerek uyandım. Aslında biraz üzgünüm çünkü bugün birinin ofise gelmesi istendi. Hem biraz dinlenmek hem tek çalışmamak hem de bayram olması nedeniyle buna yanaşmadım. Birlikte çalıştığım kadın bir jest yaparak mesai yapmayı kabul etti. Aramızdaki anlaşamamazlığı bir buçuk iki saatlik bir konuşma sonunda çözdük. Bundan sonra işleri yoluna koyacağımızı umuyorum.
Çok farklı bir yazı tasarlamıştım. Kıvanç ve mutluluk dolu bir metin olacaktı ama olmadı. Cumhuriyetin fazilet olduğu, seçme özgürlüğünün olmadığı yerde ahlaktan bahsedilemeyeceği üzerinde yazacaktım. Her şeyimizi cumhuriyete borçlu olduğumuza da değinecektim. Dolayısıyla bu bayram sadece Cumhuriyet Bayramı değil, her şey bayramı olmalıydı.
Tüm bunları yazmışım gibi okuyabilirsiniz. Bu aralar tadım tuzum kalmadı. Ancak 29 Ekim'in bende uyandırdığı duygular bu yıl için cılız da olsa bakidir.
Atatürk'ün Onuncu Yıl Nutku sırasında çekilmiş bu fotoğrafın açısı bir acayip olmakla birlikte çok hoşuma gitti. Mustafa Kemal Atatürk, Fevzi Çakmak, Kazım Özalp, İsmet İnönü, fotoğrafçı, kameraman ve isimsiz bir asker göze çarpıyor. Gerçekten farklı bir havası var bu fotoğrafın.