Bu hafta başında moralim yüksekti ama birtakım olaylar modumu aşağı çekti. Salı günü beraber çalıştığım kadın işe gelmedi. Böyle durumlarda genel müdüre haber verirdi ama bu sefer de onu da yapmamış. Ben de şahsi numarasını aramak istemediğim için birkaç saat ne olduğundan habersiz bir vaziyette bekledim. Sonrasında genel müdür, hanımefendinin yorulduğunu ve moralinin bozuk olduğunu söyledi. Moral bozukluğunun bir nedeni de bar ve restoran müdürünün benimle konuşurken kullandığı ifadelermiş. Kendisinin takılma amacıyla söylediği aşağılayıcı bir iki sözcük vardı. Neyse ki genel müdür, onu bu konuda uyarmış.
Ancak hanımefendi ertesi gün de gelmedi. Bu sefer genel müdüre rezil olmayalım diye şirket hattından şahsi numarasını aradım. Kendisinin devam edip etmeyeceğinin belli olmadığını belirtti. Gelip genel müdürle konuşacakmış. Öğleden sonra gelip bir süre ofiste yanımda durdu, sonra bir yere gitti. Genel müdür ofise geldiğinde nereye gittiğinden haberdar olmadığımı söyledim. O da kadının çalışma ahlakının olmayışından yakındı. En sonunda kendisini aradı ve baş başa görüştü.
O gün iş kıyafetlerini giyip ofise geri geldi. Fazlasıyla gerilmişti. Bunu da çalışmasına yansıttı. Hatta kendisine anlattığım özel bir şeyi aleyhime kullandığını gördüm. Mesai biraz sıkıntılı geçti. İşten çıktıktan sonra bu mesele üzerine düşünmek için Beşiktaş'a gittim. Beşiktaş'tan Ortaköy'e giden o yolda sakince düşünmek için fırsatım oldu. Nihayetinde kendisine karşı tüm saygımı yitirdiğime karar verdim. Bundan sonra kendisiyle özel muhabbete girmeyecektim. Zaten burada çok fazla duracağını sanmıyordum.
Perşembe ve cuma biraz daha iyiydi. Bugün de iyi çalıştık. Öğle arasından önce bize sandviç yaptırdı. Yine de benim için eskisi gibi olamaz.