İki sendikanın (Türk-İş ve DİSK'e bağlı Birleşik Metal-İş) yayınladığı açlık ve yoksulluk verileri çok vahim bir durumu gözler önüne seriyor.
Türk-İş'in aylık araştırmalarından bahsedelim önce. Buna göre ocak ayında açlık sınırı 8864.48 lira iken yoksulluk sınırı 28874.58 lira olmuş. Şubat ayında ise bu rakamlar 9425.15 ve 30700.83'e yükselmiş. Mart ayında 9591.13 ve 31241.47'yi görüyoruz. Türk-İş, bu ikisi dışında bekar bir çalışanın yaşama maliyetine yer veriyor raporunda. Bu da ocak ayı için 11557, şubat ayında 12265.88 ve martta 12469.98 liraymış.
Birleşik Metal-İş'in paylaştığı rakamlar yukarıdakilerden pek farklı değil. Onlar da ocak ayı için açlık sınırını 8782, yoksulluk sınırını 30379 lira olarak bulmuş. Şubat ayında 9234 ve 31939 lira iken mart aylarında durum şöyle: Açlık sınırı 9752, yoksulluk sınırı 33754 lira. Bir de sağlıklı ve düzenli beslenmek için günlük harcama tutarını hesaplamışlar. O da aylara göre sırasıyla 292.75, 307.79 ve 325.08 lira.
Euronews'in 7 Nisan 2023 tarihli haberine göre dünyada gıda fiyatları 12 aydır düşerken Türkiye'de 31 aydır yükselmekteymiş. OECD ülkeleri arasında %15, AB içinse %20 olan gıda enflasyonu Türkiye'de %67. Bunun bir nedeni ülkemizin çift paralılığıdır (ki Berat Albayrak bu meseleyi bir türlü anlayamamıştı). Her meta dolar ve lira olarak fiyatlanmaktadır.
Haftada altmış saate yakın çalışan, durağa gelen üçüncü otobüse anca arka kapıdan binebilen, olası bir depremde mezarı olacak evde oturan işçiler neden kendilerini potansiyel zengin olarak görür? Bize anlatılan masallar yüzünden.