Varsayımsal sorulara samimi yanıtlar

Soru: Solucana dönüşsem beni yine sever miydin?
Yanıt: Bu sorunun bağlamını anlamadım. Aynı zamanda yüklü bir soru gibi geldi bana çünkü solucana dönüşünce sevilmeyeceğine dair ipucu veriyor. "Yine" sözcüğü bu algımın pekişmesinde etken rol oynuyor. Uzun lafın kısası buna şu aşamada yanıt veremem.

Soru: Dünyadaki en mükemmel kız ben miyim?
Yanıt: Mükemmel olmak mesele değil. Şöyle bir örnek vereyim; Zamanında katlanır yatak almıştım. Çok güzel değildi ama benimdi.

Soru: Bir renk olsam hangisi olurdum?
Yanıt: Renk, ışığın kırılmasıyla olur. Işıksız görmek mümkün olmayacağı için her yer karanlık olur. Sen yine de araz olmaya özenme. Çünkü benim için değerli bir insansın.

Soru: Kediye dönüşsem beni diğerlerinden ayırabilir miydin?
Yanıt: Tavşan ile kirpinin hikayesini hatırlattı bu soru bana. Tavşan, kirpi ile koşu yarışına tutuşur. Kazanacağından çok emindir ama kirpinin aklına bir kurnazlık gelmiştir. Bitiş çizgisinde eşi beklemektedir. Parkuru bitiren tavşan çok şaşırır. Aksi yönde yarışmayı önerir. Kirpi kabul eder fakat yine bitişe erken varmıştır. Bu durum birkaç kez tekrar ettikten sonra tavşan dayanamaz ve ölür. Bu kıssadan çıkarılacak hisse şudur: Tavşan için tüm kirpiler aynıdır. Bununla birlikte kendini kirpilerden üstün görmektedir. Biz bu hikayede kirpi mi olalım tavşan mı? Bu arada soru neydi?

Soru: Ben kafa bir kız mıyım?
Yanıt: Olduğu veya olabileceği kadar.

Soru: Ölsem benden sonra aşık olur muydum?
Yanıt: Sorudan farklı şeyler çağrışabilir. Her insan ölür. "Ölsem" ne demek? Bununla muhtemelen benden önce ölmeyi kastediyorsun. Bu olasılığı düşünmek istemem. Aşık olma meselesine gelince, gönül bu, hiçbir şeyin garantisini veremem.

Soru: Dünyaya yine gelsek beni tekrar bulabilir miydin?
Yanıt: Aslında ben dünyaya bir kere atılmış olmaktan yeterince rahatsızım. Bunun ikinci üçüncü defa olacağını düşünmek beni delirtebilir. Sen benim acımı dindiren oldun bu dünyada. Başkalarını düşünmeye lüzum yok.