Söyleyeceklerim klişe olabilir ama yine de içimde kalmasından iyidir. Birine aşk derecesinde bir bağlılık, aslında tam olarak o kişiye değil, o kişiye yüklediğimiz anlamlaradır. Bir vakit gelir ki kafamızdaki imge yerle bir olur. Ancak aşk devam eder. Bunu aşkın rasyonel olmamasına bağlayabiliriz. Ya da aşkı, bir kurguya karşı zorlantılı saplantı olarak tanımlayabiliriz.
Durum bundan ibaret değil elbet. Hayal ile gerçeğin arasında gidip gelmek, her bir harekette bir anlam bulmak ve sürekli onu düşünmek de aşka dahil. En iyisi aklını başına toplayıp bu hastalığa karşı koymak fakat ortada bir salgın varsa kaçması güç olur. İnsan hiç farkında olmadan kaptırıverir kendini.
@mereyu idk aşk özünde hiç ulvi bir yanı olmayan basit bi şey olsa da "aşk üreme dürtüsüdür", "aşk faydacıdır" ya da "aşk karşılıksız sevginin egoya verdiği hasardır" gibi üst perdeden yorumlara aşkın ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. nereden geldiğinden bağımsızca, aşk kendi başına anlamlıdır.