Şirinler çizgi dizisindeki Kral Şirin adlı bölümü izledim. Biraz derin buldum açıkçası. Anladığım kadarıyla açıp yorumlayayım.
Tüm şirinler baraj yapımında çalışırken yemek molası verdiklerinde Şirin Baba, ot toplamak için uzaklara gideceğini söyledi. Duygusal bir vedalaşmanın ardından Gözlüklü Şirin, yönetimi ele aldı. İlk girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı. Sonrasında Müzisyen'i ikna etti ve krallığını tüm köye duyurdu. Bunu medyaya benzettim. Daha sonra Güçlü'yü ikna ederek bir ordu kurdu. Böylece devletleşme sürecini tamamladı.
Devletler tüm kurumlarından ziyade propaganda ve terör ile yürür. İçeride rıza, dışarıda ise tanınma önemlidir. Devlet, öncelikli olarak kitlesini kurumlarının olduğuna ve iyi bir şekilde işlediğine ikna etmelidir. Böylece toplum hatayı gelip geçici yönetimlerde aramaz. Gece yatağa aç girdiğinde veya elektrikler kesildiğinde isyan etmez.
Tanınma ikincildir fakat hayatidir. Bir ülkenin diğer ülkelerle bağ kurmasını sağlar. Örneğin Somaliland, fiilen Somali'den tamamen ayrışmasına yani kendi ulusal marşı ve diğer ulusal sembolleri, ayrı para birimi ve silahlı kuvvetleri bulunmasına rağmen uluslararası camia tarafından tanınmamaktadır. Bu da çoğu insanın bu ülkeyi bilmemesine neden olmaktadır.
Bir ülkenin kendini dünyaya tanıtması çok açık ve kolay bir mesele değildir. Yukarıda örneğini verdiğim Somaliland'ın aksine aynı şartları taşıyan Güney Sudan, Birleşmiş Milletler üyesi olabilmiştir.
Rıza ve tanınmanın en güzel örneğini İsrail sunmaktadır. Sahada gaddarca bir tutum sergilemesine rağmen kendi vatandaşına karşı oldukça yumuşak huyludur. Kurduğu sağlam ilişkiler uluslararası camiadaki tavrın ondan yana olmasını sağlamaktadır.
Gözlüklü, saray yaptırma işine girişti. Bu sırada baraj unutuldu. Şakacı, Kral Şirin'e yaptığı bir şaka nedeniyle hapse atılıyor. Ardından salınması için eylemler yapılıyor. Barışçıl eylemlerden sonuç alamayan Şirine önderliğindeki grup, Şakacı'yı hapisten kaçırıyor. Toplumdan uzaklaşan grup ormana saklanıyor.
Bu sırada köyün etrafına çit çekiliyor. Köy surlarla çevriliyor. Şirinler arasında bir iç savaş meydana geliyor. Surlara dayananların üzerine tutkal dökseler de asiler savaşı kazanmayı yakın tarafken Şirin Baba geliyor. Barajı hatırlatıyor. Şirinlere öncülük etmesi onun gerçek bir lider olduğunu gösteriyor. Topluluğu arkasından sürüklemeyi başarıyor. Şirin Baba için müşfik diktatör diyebiliriz.
Sarayın yapımı sırasında Gözlüklü, "Hak etmesem de..." gibi söylemlerde bulunuyor. İşçileri gaza getirmek için verilen bir söylev olduğunu anlıyorum bunun. Günümüz popülist liderlerindeki demagojiyi net bir şekilde görebiliyoruz.
Şirine ise bir hak mücadelesini yürüten anti-kahraman olarak karşımıza çıkıyor. Şirinlerin dünyasında ölüme varan şiddet yok. Bu nedenle daha soft bir savaş formu var. Kralı mağlup etmek üzere oldukları savaş devam etseydi muhtemelen eski düzeni geri getirecek ve kahraman olacaktı.