🔴 “Her yıl yeni olan eski bir hikaye” ; Cumhuriyete karşı dini gerici otokrasiyi savunmak..
“sol” Bolşevikler de, (Tanrı bizi onlardan korusun) en devrimci sloganları ezbere okuyarak tuzağa koşuyorlar. Oh evet, küçük burjuva ruhunun izlerinin belirişlerinden biri, devrimci sloganlara teslim olmaktır. Bu her yıl yeni olan eski bir hikayedir .”
“Her yıl yeni olan eski bir hikaye”
Her yıl bu aylarda, Cumhuriyet konusunda Leninden alıntılar kırpıp dini gerici otokrasinin korosuna “soldan” katılma pratiğini izledikçe, aklıma Leninin şu sözleri gelir.
İçeriğinden kopartılmış, sloganlaştırılmış teoriler genellikle ve çoğunlukla özgül dönemdeki iktidarın çıkarına hizmet eder, ve burjuvazinin taktiksel tuzaklarına düşmeye çanak açar, tuzağa düşmeyi kolaylaştırır.
“sol” Bolşeviklerde, (Tanrı bizi onlardan korusun) ” diyor Lenin, “en devrimci sloganları ezbere okuyarak tuzağa koşuyorlar. Oh evet, küçük burjuva ruhunun izlerinin belirişlerinden biri, devrimci sloganlara teslim olmaktır. Bu her yıl yeni olan eski bir hikayedir .” (1)
Gündem de olan ne? Somut Gündemin gerçekleri ne? Ve bu gündeme bağlı olarak, Neyi neye karşı savunuyoruz? Cumhuriyete karşı Dini gerici otokrasiyimi? Cumhuriyete karşı Sosyalizmimi? Teorilerin içeriğinden kopartılıp sloganlaştırılması, gündemde olan sorunun ne olduğuna bakmazsızın kırpılarak aktarılması, yukarda Leninin de vurguladığı gibi ““en devrimci sloganları ezbere okuyarak tuzağa koş”makla, Türkiye özelinde dini gericiliğin ekmeğine yağ sürmekle sonuçlanıyor.
Marksist Leninistlerin bu konudaki seçeneği genelde ve özelde bellidir. Marksist Leninistler feodal, otokratik, dini gerici kurucu meclissiz burjuva sistemlere karşı , kurucu meclisli bir cumhuriyeti tercih ederler, ama işçi sınıfının cumhuriyetinin her türlü burjuva cumhuriyetinden daha iyi olduğunu ve tercihlerinin o olduğunu belirtirler. Lenin bunu Sovyet Tecrübesine bağımlı olarak şöyle özetliyor;
“”kurucu meclisli bir burjuva cumhuriyetinin, kurucu meclissiz bir burjuva cumhuriyetinden daha iyi olduğunu; ama “işçi ve köylülerin” cumhuriyetinin, sovyet cumhuriyetinin her türlü burjuva demokratik parlamenter cumhuriyetten daha iyi olacağını söyledik. Eğer böylesine detaylı-eksiksiz, dikkatli-tedbirli ve uzun süreli hazırlığımız olmasaydı, Ekim 1917 de, ne zaferi kazanabilir, ne de zaferi sağlamlaştırabilirdik.” (2)
Bir Marksist Leninist , “olabilecek olandan değil, gerçek olandan hareket edeceği” (3) gerçeğinden yola çıkarsak, her hangi bir özgülde seçim yapmak zorunda kaldığında, onun Otokrasi ve Cumhuriyet arasındaki tercihi bellidir.
“Geriye dönüş” ve “ileriye dönük” adımlar, kelimelerin sözlük anlamıyla değil, bunların siyasi içeriği ve emekci halkların, onların mücadelesinin çıkarları temelinde ele alınarak kullanılması gereken kavramlardır. Türkiyede “geriye dönüş” sözlük anlamında, biçimsel bir içerikte ele alınarak, meclisin tamamıyle işlevsiz hale getirildiği Otokrasi gerçeğine karşı, kurucu meclisli bir burjuva Cumhuriyet” asgari gündemin bir alternatifi olmadığı ve olamıyacağı iddiası yapılıyor. Bunu yaparken de Lenin den en popüler yapılan alıntı şu;
“”Bir cumhuriyet nasıl bir maskeye bürünürse bürünsün, ne denli demokratik olursa olsun, eğer o bir burjuva cumhuriyeti ise, eğer o toprak ve fabrikaların özel mülkiyetini koruyorsa ve eğer özel sermaye toplumun tümünü ücret köleliği içinde tutuyorsa, yani eğer bir cumhuriyet, bizim parti programımızda ve Sovyet anayasasında söylenen her şeyi gerçekleştirmiyor ise, o zaman bu devlet, bazı insanların, ötekiler tarafından ezilmesi için bir makinedir.”” (4) Bu değerlendirme tabiki doğru. Ancak bu değerlendirme bütününden, Marksizmin diyalektiğinden, somut güçler dengesinden, devrimci durumun öznel ve nesnel şartlarının varlığı ya da yokluğu somut değerlendirmesinden kopartılıp sunulamaz. Bu tür yaklaşım bir Marksist Leninistin yaklaşımı değildir, olamaz. Bir Marksist Leninist teorileri bir kırpma olarak değil, özgülle bağlantılı olarak, bir bütünlük içinde sunar.
Anarşistlerle Marksist Leninistlerin Cumhuriyet üzerine yaklaşımlarının arasındaki farkı belirtmek için konu üzerine Lenin şöyle devam eder;
“”Engels, tıpkı bir krallıkta olduğu “kadar”, demokratik bir cumhuriyette de, devletin “bir sınıfın bir başka sınıfı baskı altında tutmasına yarayan bir makine”den başka bir şey olmadığını söylerken, bu sözleriyle hiçbir zaman, bazı anarşistlerin “iddia ettikleri” gibi, baskı biçiminin şöyle ya da böyle olmasının proletarya bakımından önem taşımadığını anlatmak istemez. Sınıf savaşımının ve sınıfları baskı altında tutmanın daha geniş, daha özgür, daha açık bir biçimi, proletaryanın genel olarak sınıfların ortadan kalkması için yürüttüğü savaşımı büyük ölçüde kolaylaştırır.“” (5)
Yani bu “kırpmacı”ların ima etmeye çalıştıklarının tersine, Lenin, bir burjuva sistemi olarak Cumhuriyeti ilke olarak dışlamaz. Sınıf mücadelesinin bir tek sıçramadan değil, uzun bir mücadele sürecinden geçtiğini vurgulayan Lenin, feodalizme, otokrasiye ve bu tip sistemlere karşı, (devrimci durum ve şartları olgunlaşmadığı sürece) Cumhuriyet in, emekci halklar ve onların mücadelesi çıkarına kullanabileceği bir alternatif olarak görür.
Lenin bunu çok açık ve net bir şekilde, gene özgül gündemle ilgili olan şu sözleriyle özetler;
“””O (Sosyalist), burjuva demokratik rejimi, burjuva feodal mutlakiyet rejimine oranla onayladığını söylemekten hiçbir zaman korkmamıştır ve hiçbir zaman korkmayacaktır. Ama o, burjuva cumhuriyeti, sadece sınıf egemenliğinin son biçimi olarak, sadece proletaryanın burjuvaziye karşı savaşımına en elverişli alan olarak “onaylar”; o, onu hapishaneleri ve polisi, mülkiyeti ve fuhuşu nedeniyle değil, ama bu sevimli kurumlara karşı geniş ve özgür bir savaşım ereğiyle onaylar.“” (6)
Ezberci slogancıların tek düze yaklaşımlarının tersine, Lenin in Cumhuriyet anlayışı, sınıfsal anlamda da, sınıf mücadelesi çıkarları anlamında karmaşık değildir.
Sınıf mücadelesi çıkarlarına bağımlı olarak “”Cumhuriyet”, der Lenin, “kapitalist toplumun siyasal üst yapısının olası biçimlerinden biridir, üstelik bugünkü koşullar altında en demokratik biçimidir.” (7)
Görüldüğü gibi, kırpılmış, sloganlaştırılmış tek düze, her dönem ve şarta uygun genel görüşün tersine, Leninin Cumhuriyet konusunda görüşleri açık ve netdir. Özellikle içinde bulunduğumuz dönemde, bunu olduğundan farklı biçimde yansıtmak, Leninistlerin değil, ya anarşistlerin ya da sinsi gericilerin işi olabilir. Lenin Üçüncü Kongre de Anarşistleri; “ işimiz cumhuriyet kurmak değilmiş! İşimiz yalnızca eleştiri özgürlüğü elde etmekmiş. Anarşist düşüncelere kapılınca anarşist bir dil kullanılır””, “cumhuriyet ivedi bir gereksinme değilmiş!” diyerek alaycı bir şekilde eleştirdikten sonra ;
“İşte sorunun düğüm noktası budur. Anarşist düşüncelerin en katıksız oportünizmle içiçe geçtiği yer burasıdır” der. (8)
Ne anlatmak istiyor bu Marksist Leninist görüş bütünlüğünden ve devamından”kırpılmış” alıntıyla dini gerici otokrasinin söylemlerini, “her yıl yeni olan eski bir hikaye” ile “sol” dan onaylayanlar? Kimisi kendi etnik eğilimi için “burjuva cumhuriyeti” ileri bir adım, ama otokratik TR için “geri bir adım” olarak gören, ya da var olan TR burjuva devleti ile uzlaşma peşinde koşan Burjuva Milliyetciler, kimisi bunları saflarına kazanmaya çalışan, “doğru” lar yerine, “moda” olan görüşlerle parsa toplamaya çalışan oportunistler, kimisi anarşist, ve bir kısmıda “okuma tembelliğinden” ezberciliği seçenler.
Gelinen yerde hala işlevli bir “parlementer cumhuriyet” in varlığını savunmak için darkafalı ve kör olmak gerekir. Var olan siyasi sistem dini gerici Otokratik bir sistemdir. Marksist Leninistlerin değerlendirmeleri ve alacağı tavır, her zaman, özgülde ve genelde, istisnasız, emekci halkların ve onların mücadelesinin çıkarları temelinden yola çıkar. Sosyal ve siyasal değişimler, biçimsel olsa bile, emekci halkların ve onların mücadelesiyle direk ilgilidir.
Var olan “otokrasi” dir, gündemde olan bu Otokrasinin yıkılmasıdır. Sosyalist Devrimin öznel ve nesnel şartları varsa, devrim sloganı atılır, gündemde olan sosyalist Cumhuriyetin kurulması olur. Ama bu şartların olmadığı durumlarda, burjuva Cumhuriyete karşı otokrasi yi, bırakın Marksist Leninistleri bir yana, ilericiler değil, sadece gericiler tercih eder. Sorun burjuva Cumhuriyeti nihai hedef olarak görmek, ya da göstermek değildir. Konuyu bu tür yansıtmak burjuva demagojisidir, alıntılardan görüldüğü gibi, hızlı sol lafazanlık ve mücadeleden kaçıştır.
Var olan somut şartlar altında, gündemdeki sorun demokratik haklar, sorun otokrasinin yıkılması, ve devamında burjuvaziye karşı “daha geniş ve daha özgür bir savaşım” ortamı yaratma sorunudur.
Sorun sınıf mücadelesi sürecininin hızlandırılması, bu şartların oluşmasını sağlayacak ortamın yaratılması sorunudur. Hızlı sol sloganlar arkasına saklanan oportunistler ve “hemen yarın devrim”ci anarşistler, süreç içindeki bu dönemleri “devrimi” erteleme olarak göstermeye çalışırlar.
Lenin bu konuda da açık ve netdir;
Proleterya’ya için, burjuva toplumunda, siyasal özgürlük ve demokratik bir cumhuriyet için mücadele, burjuva sistemini devirecek olan toplumsal devrim mücadelesinde gerekli aşamalardan sadece biridir. Temel olarak farklı olan aşamalar arasında kesin bir ayrım yapmak, kendilerini ortaya çıkaran koşulları ciddi bir şekilde incelemek, kişinin nihai amacını süresiz olarak ertelemesi, ya da ilerlemeyi yavaşlatması anlamına gelmez. Tam tersine, bu, ilerlemeyi hızlandırmak ve nihai amaca ulaşmayı en hızlı ve en güvenli şekilde gerçekleştirmek amacındadır. (9)
Bunu, özellikle Otokratik bir ortamda anlamayanları eleştiriken Lenin şunları söyler;
“… RSDİP önüne acil siyasi görev olarak çarlık otokrasisinin devrilmesini, ve yerine demokratik cumhuriyetin getirilmesini koyar…. İnsan bunun yanlış anlaşılmasının imkansız olduğunu düşünür; “acil” görev otokrasinin devrilmesi, ve onun yerine, özgürlükleri güvence altına alan cumhuriyetin getirilmesidir.” (10)
Stalin aynı konu üzerine şunları söyler;
“”Siyasi özgürlük, en iyi ve en tam haliyle bir demokratik cumhuriyette sağlanır, elbette ki, kapitalizm koşullarında ne kadar sağlanabilirse. Bu nedenle, proleter sosyalizmin bütün savunucuları, sosyalizme [geçişte] en iyi “köprü” olarak, bir demokratik cumhuriyetin kurulması için mutlaka çaba gösterirler.
İşte bunun için, bugünkü koşullarda, Marksist program iki bölüme ayrılmıştır: hedefi sosyalizm olan azami program, hedefi demokratik cumhuriyet aracılığıyla sosyalizme giden yolu açmak olan asgari program.” (11)
Engels in “Partimizin ve işçi sınıfının, egemenliğe ancak demokratik bir cumhuriyet biçimi altında ulaşabileceği son derece açık bir şeydir. Demokratik cumhuriyet.., proletarya diktatoryasının da özgül biçimidir…” sözlerini ele alan Lenin,”Engels” der,
” burada, Marks’ın bütün yapıtlarını kırmızı bir çizgi gibi işaretleyen o temel düşünü, yani demokratik cumhuriyetin proletarya diktatörlüğüne götüren en kısa yol olduğu düşününü özellikle belirgin bir duruma koyarak, yeniden ele alır.” (12) Burjuva iktidarlarının biçimlerinin emekçi halkların ve onların mücadelesi açısından önemli olmadığını iddia eden “hızlı sol” ve “anarşistler” e dönük, Lenin şunları söyler;
“Kapitalizmden kapitalizme fark vardır. Kara – Yüz – Oktobrist (gerici, faşist olarak algılayabiliriz) kapitalizmi ve Narodnik (gerçekçi, demokratik , faaliyet dolu) kapitalizmi var. Biz kapitalizmin “aç gözlülüğünü ve zalimliği” ni işçilere ne kadar fazla teşhir edersek, birinci tür kapitalizmin ayakta kalması o kadar güç olur ve kapitalizm o kadar ikinci tür kapitalizme dönüşmek zorunda kalır. Bu tam bize (istediğimize) uygun düşer, tam proletaryanın (istediğine) uygun düşer... (13)
Şu yukarda verilen alıntılarla ezberci, bütün lüğünden kopartılmış “her yıl tekrarlanan” alıntıyı bir araya getirirsek, Marksist Leninistlerin Cumhuriyet konusundaki görüşlerinin tek düze olmadığını ve çok açık ve net olduğunu görebiliriz. Marksist Leninistler burjuva cumhuriyetini bir son amaç, Sosyalist Cumhuriyete bir alternatif olarak görmezler. Emekçi halkların ve mücadelenin çıkarları bakış açısıyla, kurucu meclisli bir Burjuva Cumhuriyetin, feodal, otokratik , faşist bir”cumhuriyet”den daha iyi olduğunu, ama Sosyalist bir Cumhuriyetin hepsinden daha iyi olduğunu savunurlar. Ve marksist Leninistler ” burjuva demokratik rejimi, burjuva feodal mutlakiyet rejimine oranla onayladığını söylemekten hiçbir zaman korkmamıştır ve hiçbir zaman korkmayacaklardır.”(2) Tercih Sosyalist Cumhuriyetdir, ancak var olan şartlar buna imkan vermiyorsa, dini gerici Otokrasiye karşı tercih, bu nihai amaç doğrultusunda kullanılması için, demokratik Cumhuriyetdir. Gerisi safsata dır, boş lafazanlıktır, gerçekler yerine hayaller , doğrular yerine “moda” olan sloganlar peşinde küçük burjuva duyguları tatmin edici veya oportunist parsa toplama pratiğidir.
Erdoğan A – Yeniden Demokrasi
2 Kasım, 2019
NOTLAR
(1) Lenin, Devrimci slogancılık – lafazanlık
(2) Lenin, Bolşevizm tarihin ana aşamaları
(3) Lenin, Taktik üzerine mektuplar (4) Lenin, Devlet, Sverdlov Üniversitesinde Verilen Bir Ders (5) Lenin, Devlet ve Devrim, marksın iç savaşının 1891 önsözü (6) Lenin, Burjuva Demokrasisi ve Proletarya Diktatörlüğü (7) Lenin, Ekonomik Tahlil Nedir? (8) Lenin, Demokratik Devrimde Sosyal-Demokrasinin İki Taktiği (9) Lenin, Otokrasi ve Proletarya (10) Lenin, Reformistlerin Platformu ve Devrimci Sosyal-Demokratların Platformu,
(11) Stalin, Stalin Anarşizmmi Sosyalizmmi (12) Lenin, Devlet ve Devrim, Anarşistlerle polemik, Erfurt Program tasarısının eleştirisi (13) Lenin, Maksim Gorkiye Mektup