Show newer

"Ötekinin var olduğu zamanlar sona erdi. Gizem olarak öteki, baştan çıkarma olarak öteki, Eros, arzu, cehennem ve acı olarak öteki ortadan kayboluyor. Bugün, ötekinin negatifliği, yerini aynının pozitifliğine bırakıyor. Aynının aşırı çoğalması, toplumsal gövdeyi etkileyen patolojik değişikliklere sebep oluyor. Bünyeyi hasta eden şey, mahrumiyet ve yasaklama değil, aşırı iletişim ve aşırı tüketim; bastırma ve olumsuzlama değil, her şeye izin verme ve her şeyi olumlamadır. Zamanımızın patolojik alameti bastırma değil, depresyondur. Yıkıcı baskı ötekiden değil, içten gelir."

instagram.com/p/C_0ESpkup16/

"K. Harris: Prof. Ayer, kitaplardan, öğrenmekten ve düşünce alışverişinden söz ettiniz. Bana öyle geliyor ki, çok okumamış ve kafa yormamış bir insan içten bir Hümanist olamaz. Gerçekte, bu düşünceleri, herkes her zaman kavrayamaz, değil mi?

A. J. Ayer: Çok önemli bir sorundur bu bence. Bize karşı şunu ileri sürüyorlar: Öbür dünyaya inanmadığımız için, insanlarda umut adına bir şey bırakmıyormuşuz. Bizim ilkemiz şu: Gerçekleşebilecek ne kadar iyi şey varsa, bu dünyada gerçekleşmelidir; insan hayatı yaşanmaya değer bir hayat olabilir ve bu dünyada ulaşılacak amaçlar vardır. Tarih bakımından, sorunuzun da içerdiği gibi, çok küçük bir sınıf insan için doğru olmuştur bu. Her şeyden önce, insanın bütün bu sorunları biraz olsun akıl yoluyla ortaya atabilmesi için, belli bir kafa gelişmesine ulaşmış olması gerekir sanıyorum. Sonra, insan bu sorunları ortaya koysa ve bu dünyada yaşadığımız hayattan sonra her şeyin bittiğine karar verse, yine de çoğu zaman bunu yeterince değerlendirecek durumda değildir ya çok yoksuldur, ölesiye çalışmak zorundadır, ya sağlığı yerinde değildir vb. Bu durumdaki insanlar çok çabuk umutsuzluğa düşerler. Onun için, bana göre, bugünkü durumda, Hümanist Akımın yapmaya çalışması gereken en önemli şey, üyelere açık olan bütün olanaklarla insanların toplumsal koşullarını yoluna koymak olmalıdır. Yalnız ekonomik koşullarını değil, eğitim olanaklarını da geliştirmeye çalışmalıdır. Ben kendim, bugün Kiliselerle savaşacak yerde çağdaş Hümanist akımın bütün çabasını başlıca eğitim ve ekonomi sorunları üzerinde toplamasını, bugün, Hümanizmayı katı bir öğreti haline sokan olaylar üzerine eğilmesini isterdim."

instagram.com/p/C_i3RM1uXet/

30 Ağustos Dedikleri…

1921 yılında Lozan eksenli yapılan görüşmelerde, o vakte kadar Osmanlı İmparatorluğu tarafından işgal altında tutulan, yönetilen toprakların bir kısmında Türklerin ulus devlet kurması kararlaştırılır.
İngiltere, İtalya ve Fransa, müttefikleri olan Yunanistan’ı yalnız bırakırlar; bununla da yetinmez, Ermenileri, Kürtleri, Pontuslu ve Rumları Türklerin eline teslim ederek Türkleri destekleme kararı alırlar.
Bunun nedeni, Ekim Devrimi’nin kapitalist dünyada yaratmış olduğu tehdit idi.
Kurulmasına izin verilecek olan Türk devleti, devrimin yayılmasının önünde bariyer olacaktı.
Sovyetler Birliği de Türklerin devlet kurmasından yanaydı çünkü Türkleri destekleyerek onu emperyalist kuşatmanın parçası olmaktan uzak, kendisine yakın tutmak istiyordu.
Türkler, emperyalist blok ile Sovyetler Birliği arasındaki çatışmadan faydalanmayı ve iki tarafı da idare etmeyi iyi bildiler.
Yunanistan ise geri çekilmek zorunda kaldı; yani kimse kimseyi denize dökmedi.
Dumlupınar’da başlayıp İzmir’de sonlandırılan savaşın neticesi 1921 yılında Lozan’da zaten kararlaştırılmıştır. Yani ortada kazanılmış bir zafer yoktur; bu da tıpkı Ergenekon gibi bir Türk efsanesidir.
Osmanlı Devleti, Almanya, Avusturya/Macaristan İmparatorluğu saflarında savaşa katılmış, 1918 yılında da İngiliz, Fransız güçlerine teslim olmuştu.
Mustafa Kemal ise Çanakkale’de savaş cephesini terk ederek İstanbul’a geri dönmüş, ordudan istifa etmişti.
Teslim olmuş bir devletin ve dağılmış bir ordunun subay eskilerinin “Yedi Düvele Karşı” savaş kazandığına inanmak için Türk olmak lazım. Yani kazanılmış değil, İngiltere ve Fransa, tarafından Türklere bahşedilmiş bir “galibiyet” söz konusudur.
Kemal Sunal’ın oynadığı Tosun Paşa filmindeki güreş sahnesi ne kadar gerçeği ifade ediyorsa Türklerin savaştan zaferle çıktığı da o kadar gerçektir.
30 Ağustos (Geçmişteki adıyla Başkumandan Zaferi), milyonlarca insanın katledilmesi ve sürgüne gönderilmesi neticesinde coğrafyanın yeniden işgalinin, Ermenilerin, Kürtlerin, Pontusluların bağımsızlık haklarının gasp edilmesinin ve Türkleştirilmesinin kilometre taşlarından biridir.

Komünist Zemin

MUSTAFA KEMALİN ALTlNLARl VE MAL VARLIĞI MUSTAFA KEMAL DÜNYANIN EN ZENGİN GENERALİYDİ BÜYÜK TARUZ ÖNCESİ TÜRK ORDUSUNA ÜÇ AYDA ÖDENMEK ŞARTLARIYLA 500000 LİRA BORÇ VERDİ Mustafa Kemal Atatürk , Dünya 'nın en zengin generaliydi , Osmanlı Bankası Ankara şubesinde 1 milyar altını vardı yani 18 milyar lira değerinde . Mustafa Kemal Büyük Taruz öncesi Türk ordusuna 500 000 lira yani 10 milyar 500 000 milyon lira borç vermiştir . Para kendisine üç ay sonra geri ödenmesi şartıyla geri ödenecekti . 26 Ağustos 1922 tarihinde Yunan ordusu ' na karşı başlatılan Büyük Taruz ' dan bir ay öncesinde , Meclis ordusu aç ve çıplaktı , para orduyu giydirmek , doyurmak ve 14 aydır maaş alamayan subaylara ödeme yapılacaktı . Bu parayı Milli Savunma Bakanı Kazım Özalp bizzat Mustafa Kemal ' den istemişti . Kazım Özalp , utana sıkıla mealen " Osmanlı Bankasında bulunan şu Hint parasından biraz verseniz " demişti . Mustafa Kemal " Tamam veririm , ama borç olarak veririm , müsait bir zamanda iade etme şartıyla " demişti . Mustafa Kemal orduya 500 000 lira günümüz parasıyla 10 milyar 500 000 milyon lirayı borç olarak vermiştir . Mustafa Kemal , Büyük Taruz öncesi tuttuğu not defterinde de söyleyenleri doğrular . Kaynak Hasan Rıza Soyok , Atatürk ' ün genel sekreteri , Atatürk ' ten Hatıralar saife 648 - 649 . Atatürk 1938 'de sağlığı iyice bozulduğunda , 8 Eylül günü Çankaya Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak ' ı yanına çağırarak mal varlığının tespitini ister . İşte o liste , çok uzun olduğu için bazılarını yayınlamayı uygun gördüm . Bira , buz , şarap , ziraat aletleri , süt , soda gazoz , deri sayısız fabrikaları . 582 dönüm meyve , 700 dönüm fındık , 200 dönüm zeytinlik , 400 dönüm bağ bahçeleri , 230 dönüm Amerikan asma fidanlık . Sayısız köşkler , otel , lunepark , arsalar daha neler neler ! Akla gelen soru bunca serveti nereden elde etti ? Gayrimüslim ' lerin mülklerinin üstüne çökmenin başka türlü bir şekilde ifade edilemez !

Show older
Qoto Mastodon

QOTO: Question Others to Teach Ourselves
An inclusive, Academic Freedom, instance
All cultures welcome.
Hate speech and harassment strictly forbidden.