Show newer

Maden sahipleri,
altını bulmazlar,
altını çıkarmazmar,
altını işlemezler
ama her nasılsa tüm altın onlarındır.
Büyük Bill lakaplı Amerikan sendikacı William Dudley Haywood böyle demiş zamanında.

İliç madeninde yitip gidenlerin anısına...

Sermayenin üzerine kurulu olduğu Büyük Yalan: Kimse çalışmak istemiyor.

29'uncu hafta photomania

1️⃣ Kendi çektiğim bir fotoğraf
2️⃣ İndirdiğim bir fotoğraf
3️⃣ Bana gelen bir fotoğraf
4️⃣ Ekran görüntüsü

28'inci hafta photomania

1️⃣ Kendi çektiğim bir fotoğraf
2️⃣ İnternetten indirdiğim bir fotoğraf
3️⃣ Storilerden edindiğim bir fotoğraf
4️⃣ Ekran görüntüsü

27'nci hafta photomania

1️⃣ Kendi çektiğim bir fotoğraf
2️⃣ İnternetten indirdiğim bir fotoğraf
3️⃣ Bir trashpost görseli
4️⃣ Ekran görüntüsü

26'ncı hafta photomania

1️⃣ Bana gelen bir fotoğraf
2️⃣ Bulunduğum grupta paylaşılan bir fotoğraf
3️⃣ İkonik bir görsel
4️⃣ Ekran görüntüsü

25'inci hafta photomania

1️⃣ Kendi çektiğim bir fotoğraf
2️⃣ İnternetten indirdiğim bir fotoğraf
3️⃣ Storilerden edindiğim bir fotoğraf
4️⃣ Ekran görüntüsü

Son zamanlarda harcadığım en verimli otuz liraydı. Resmen bir dertten kurtardı beni.

Asgari ücrete temmuz zammı yok. Yurtdışı çıkış harcına astronomik zam ve bahşişlere vergilendirme geliyor. Artık şöyle bir şey lazım.

Geçen sene ekim ayının sonunda dükkanına böyle bir uyarı asan Vezneciler'deki Rağmen Sahaf, İBB'nin kira sözleşmesini yenilememesi nedeniyle kapanmış. Bir kez daha en doğru adaya oy verdiğimi hissediyorum. İşletmeciye bakanlıklar, devlet beslemesi terör yapılanmaları ve AKP'li belediyeler sahip çıkacaktır ama ben bir sonraki dükkanını Gazze'ye açmasını öneriyorum.

Kim Milyoner Olmak İster yarışmasında bir Fenerbahçe taraftarının elendiği soru. Bu güzide kulübümüzün logosunda bulanan renkleri içeriden dışarıya doğru hatırlayalım: Sarı, lacivert, yeşil, kırmızı, siyah ve beyaz. Yalınlıktan uzak ve çorba gibi bir logo tercihi taraftarların da kafasını karıştırıyor.

Yine Giray Altınok'un bir çalışması olan Var Bunlar dizisini izledim. Aslında sondan bir önceki bölümdeki garson kesitini görmüş ve izlemeye karar vermiştim.

Başrollerde Tufan karakterine hayat veren Giray Altınok ve onun ekürisi Samet'i canlandıran Kerem Özdoğan var ki onu Prens dizindeki Elçi Sangu rolüyle tanıyoruz. Birçok kişi diziyi Gibi ile benzeştirmiş. Absürt mizah olması ve iki ana karakter bulunması bakımından benzer bir kurguya sahip ama bu dizinin öne çıktığı birkaç nokta var.

Birincisi Samet'in işi dolayısıyla kurumsal hayata dair izlenimleri sunabiliyor olması. Mesela, kahve makinesiyle dövüştüğü bölüm harikaydı. Ayrıca, her bölümün kopuk birer evren yerine tüm dizinin sürerlik sağlaması da onu Gibi'den ayırıyor. İki karakter de kadın düşkünü olarak resmedilmiş. Biriyle flört imkanı bulunca onlar için sınır yok.

Dizinin yayınlandığı platform beIN Sports'un internet yayının yapıldığı Tod olunca pek yayılmaması normal. Bazı sahneler hiç akmıyordu. Samet karakteri öyle salak ki insan "Salaklığın da bir sınırı olmalı" diyor bir yerde. Ali Sunal'ın olduğu bölüm bir vodvili andırıyordu. Buket karakteri diziye renk katmış. Karakteri oynayan Cansu Diktaş, aynı zamanda Giray Altınok'un eşiymiş.

Bir bölümün 20-25 dakika olması oyunu ve kurguyu diri tutmuş. Bazen yarım saatlik bölümler bile sıkabiliyor. Sezonların on üçer bölüm olmasının bir anlamı var mı bilemiyorum. Galatasaray'ın her maçını takip eden, fırsat bulduğunda deplasmanlara da giden Giray Altınok, çiçekler, bardakların iç rengi gibi birkaç yere sarı ve kırmızıyı yerleştirmiş. Umarım farklı projelerde izleriz kendisini.

Elli dördüncü yıldönümünde Büyük İşçi Direnişi'ni saygı ve minnetle anıyorum.

24'üncü hafta photomania

1️⃣ Kendi çektiğim bir fotoğraf
2️⃣ İnternetten indirdiğim bir fotoğraf
3️⃣ Bir trashpost görseli
4️⃣ Storilerden edindiğim bir fotoğraf

Sadece bileklik sipariş etmiştim. Koca kutuyu görünce şaşırmıştım. Bir da büyük poşete koymuşlar. GSStore'un müsrifliği beni öldürüyor.

23'üncü hafta photomania

1️⃣ Kendim çektiğim bir fotoğraf
2️⃣ İnternetten indirdiğim bir fotoğraf
3️⃣ Storilerden edindiğim bir fotoğraf
4️⃣ Ekran görüntüsü

Tepe Nautilus AVM'de gezerken Danimarka'nın IKEA'sı olarak tanımlanan JYSK mağazası karşıma çıktı. Esenyurt, Beylikdüzü ve Büyükçekmece'de şubeleri olduğunu biliyordum ve bir ara uğramayı planlıyordum fakat bu biraz sürpriz oldu.

Mağaza, İskandinavlığı iyi bir şekilde pazarlıyor gibi görünüyor. Tıpkı Fransız olmasına rağmen ürünlerinde Norveç bayrağını kullanan Neutrogena gibi. Bunun yanında, ücretsiz teslimat gibi IKEA'nın sunmadığı bazı olanakları da sağlıyor. Galiba sektöre yeni girdiklerinden rekabeti kızıştırmak istiyorlar.

Dükkan, Koçtaş gibi bir mobilyacının sığabileceği büyüklükte. Çoğu ürünü de bulmak mümkün. Ancak minimal bir IKEA diyebiliriz. Ürün tasarımları geliştirilebilir. Mesela porselen bir kupayı elime aldığımda çok ağır olduğunu gördüm. Halbuki çay veya kahve içecek kişinin her seferinde az eforla bunu kaldırması gerekir.

Fiyat algım kaybolduğu için fiyatlar hakkında yorum yapamayacağım. Türkiye'deki hakları (kısaca frenchise) kimin elinde diye araştırmak lazım. Şimdilik güzel, hoş bir yere benziyor.

Çocukluk ondan nefret etmekle,

Ergenlik ondan nefret etmekle,

Olgunluk ondan nefret etmekle başlar.

Show older
Qoto Mastodon

QOTO: Question Others to Teach Ourselves
An inclusive, Academic Freedom, instance
All cultures welcome.
Hate speech and harassment strictly forbidden.