Dün yapılan seçimlerde Keir Stanmer liderliğindeki İşçi Partisi, ezici bir zafer elde edecek gibi görünüyor. BoJo'yu hiç göndermemeleri gerekirdi.
1 Mart 2024'te lüks aracıyla emniyet şeridinde bekleyen ATV'lere çarpıp bir çocuk babası 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci'nin ölümüne neden olan ve olay yerinden kaçan 16 yaşındaki ehliyetsiz sürücü Timur Cihantimur ve onu önce Mısır'a, daha sonra Amerika'ya kaçıran annesi Eylem Tok'un son günlerde medyaya yansıyan mahkeme haberlerinin insanların gazını almak için girişilen bir psyop olmamasını umuyorum.
Hiçbir olay veya kişi özelinde konuşmuş olmayayım ama cumhurbaşkanına hakaret (TCK 299), devlet alametlerini aşağılama (TCK 301) ve halkı kin ve düşmanlığa sevk etme (TCK 216) gibi tüm lèse-majesté yasaları kaldırılmalıdır. 2024'te böyle kanunların olması, insanların bu yüzden yargılanması ve dahası hapis yatması utanç verici.
Türkler kadar öjeni sevdalısı bir toplum daha var mı acaba? Engelli, cüce, yaşlı, otizmli, obez ve kendi normal tanımına uymayan kimseye tahammülü yok bu toplumun. Her yerde dillendirilemese de, bir dost meclisinde ayrımcı düşünceler duymak işten bile değil. Ancak halkın belli bir kesimine hizmeti savunan seçkinci görüşlerin sonu gelmez. Galiba engellilere uygun kentlerde yaşamamamızın nedeni de bu garip tutku.
Geçen sene ekim ayının sonunda dükkanına böyle bir uyarı asan Vezneciler'deki Rağmen Sahaf, İBB'nin kira sözleşmesini yenilememesi nedeniyle kapanmış. Bir kez daha en doğru adaya oy verdiğimi hissediyorum. İşletmeciye bakanlıklar, devlet beslemesi terör yapılanmaları ve AKP'li belediyeler sahip çıkacaktır ama ben bir sonraki dükkanını Gazze'ye açmasını öneriyorum.
Kim Milyoner Olmak İster yarışmasında bir Fenerbahçe taraftarının elendiği soru. Bu güzide kulübümüzün logosunda bulanan renkleri içeriden dışarıya doğru hatırlayalım: Sarı, lacivert, yeşil, kırmızı, siyah ve beyaz. Yalınlıktan uzak ve çorba gibi bir logo tercihi taraftarların da kafasını karıştırıyor.
Yine Giray Altınok'un bir çalışması olan Var Bunlar dizisini izledim. Aslında sondan bir önceki bölümdeki garson kesitini görmüş ve izlemeye karar vermiştim.
Başrollerde Tufan karakterine hayat veren Giray Altınok ve onun ekürisi Samet'i canlandıran Kerem Özdoğan var ki onu Prens dizindeki Elçi Sangu rolüyle tanıyoruz. Birçok kişi diziyi Gibi ile benzeştirmiş. Absürt mizah olması ve iki ana karakter bulunması bakımından benzer bir kurguya sahip ama bu dizinin öne çıktığı birkaç nokta var.
Birincisi Samet'in işi dolayısıyla kurumsal hayata dair izlenimleri sunabiliyor olması. Mesela, kahve makinesiyle dövüştüğü bölüm harikaydı. Ayrıca, her bölümün kopuk birer evren yerine tüm dizinin sürerlik sağlaması da onu Gibi'den ayırıyor. İki karakter de kadın düşkünü olarak resmedilmiş. Biriyle flört imkanı bulunca onlar için sınır yok.
Dizinin yayınlandığı platform beIN Sports'un internet yayının yapıldığı Tod olunca pek yayılmaması normal. Bazı sahneler hiç akmıyordu. Samet karakteri öyle salak ki insan "Salaklığın da bir sınırı olmalı" diyor bir yerde. Ali Sunal'ın olduğu bölüm bir vodvili andırıyordu. Buket karakteri diziye renk katmış. Karakteri oynayan Cansu Diktaş, aynı zamanda Giray Altınok'un eşiymiş.
Bir bölümün 20-25 dakika olması oyunu ve kurguyu diri tutmuş. Bazen yarım saatlik bölümler bile sıkabiliyor. Sezonların on üçer bölüm olmasının bir anlamı var mı bilemiyorum. Galatasaray'ın her maçını takip eden, fırsat bulduğunda deplasmanlara da giden Giray Altınok, çiçekler, bardakların iç rengi gibi birkaç yere sarı ve kırmızıyı yerleştirmiş. Umarım farklı projelerde izleriz kendisini.
Rahatına düşkün, günlük zevklerinin peşinden koşan, hedefine ulaşmakta bir ilkesi olmayan ve politika üretmekte yetersiz insanlarla yol yürünmez. Gezi Parkı eylemcilerine şiddet uygulayan ve hakaretler savuran sahibine rağmen Kızılkayalar, o günden beri yedi şube daha açtı. Önünde kuyruk olan bu büfelerin üçü Kadıköy'de, biri de Beşiktaş'ta. Mado, dünya kadar alternatifi olmasına rağmen ağzına kadar dolu. İzmirlileri tehdit eden Pınar patronu için gereken tepki koyulmadı. Boykot bizim mahalleye uzak bir kültür demek ki. Halbuki İslamcılar İsrail ile alakası olmayan Starbucks'ı satılmış medyanın da yardımıyla resmen terörize etti ve devlet destekli Espressolab çevresinde bütünleşiyorlar.
Bugün yaşadığımız tüm sıkıntıların, haber bülteni izlerken tanık olduğumuz vahşi cinayetlerin, insanların birbirine karşı tahammülsüzlüğünün, her şeyin en kalitesizini en pahalıya alıyor oluşumuzun ve karşılaştığımız tüm rezaletlerin nedeninin 2017'de sonuçları AKP eliyle değiştirilen referandum ve bununla beraber devlet tarafından vatandaşlık sözleşmesinin feshedilmesi olduğunu düşünüyorum. 2017 Anayasası ile Türkiye toplumunu ulus yapan antlaşma ortadan kalkmış, ayrı dünyalarda yaşayan iki farkı topluluk ortaya çıkmış ve Onarılamaz Kesin Yıkım başlamıştır.
🇸🇪 Mereyusblog
Romersk medborgare från Miklagård.
På Mastodon sedan 23.X.2021
Bara postar oviktiga tankar.
Allmän egendom (PD). Inga begränsningar.
Jag tjänar ingen inkomst av det jag lägger upp här.
🇬🇧 Mereyü's blog
Roman citizen from İstanbul.
On Mastodon since 23.X.2021.
Just posting unimportant things.
Everything I publish is Public Domain (PD).
I don't earn any income here.
🇹🇷 Mereyü'nün blogu
Civis romanus sum.
23.X.2021'den beri Mastodon'da.
Önemsiz şeyler üzerine.
Paylaştığım her şey kamu malıdır (PD).
Buradan herhangi bir gelir elde etmemekteyim.