Show newer

1961'den 1965'e kadar Suriye'de İsrail adına espiyonaj faaliyeti yürüten Eli Kohen'in hikayesini anlatan The Spy adlı yapım benzerlerinin birkaç adım ötesinde.

Öncelikle olaydan bahseyim. Eli Kohen, Mısır'da dünyaya gelmiş bir Yahudidir. 1950'lerde İsrail'e göç etmiştir. 1961'de Mossad'a katılmış ve Buenos Aires'e gönderilmiştir. Burada Kemal Emin Sabit adını kullanmıştır. Aslına bakarsanız bu ad son derece iyi seçilmiş. İsimler sırasıyla yetkin, güvenilir ve sağlam anlamına gelmektedir.

1963'teki darbeden sonra Suriye siyasetinde yükselmeye başlamıştır. Yakalanmasaydı bir sonraki savunma bakanı olabilirmiş. 1965'te iş üstünde yakalanmış ve idama mahkum edilmiştir. Ancak sızdırdığı bilgiler Altı Gün Savaşı'nda İsrail'in Golan Tepeleri'ni ele geçirmesinde önemli rol oynamıştır.

Sacha Baron Cohen'in ilk komedi dışı işi ve iyi oynadığını söyleyebilirim. Eli Kohen'in Kemal Emin Sabit'e dönüşmesini çok iyi aktarmış. Bir sahnede İsraillilere ateş etmesi söylenince yaşadığı duyguları bize geçirmeyi başardı.

Sinematografi The Crown ile yarışır, belli yerlerde onu geçer düzeyde. Müzikler diziye güzel yedirilmiş. Meseleye Suriye veya İsrail açısından bakmaması da takdire şayan. Fakat tamamı İngilizce olduğu için nerede Arapça nerede İbranice konuşulduğu anlaşılmıyor.

Bizde de böyle biri varsa, mesela Mevlüt Çavuşoğlu'nun Rus istihbaratı için çalıştığı yıllar sonra ortaya çıksa, bunun filmini veya dizisini nasıl yaparız? Bu mini dizi kadar güzel olur mu acaba?

Dün Berkin Elvan'ın doğum günüydü. Yaşasaydı 25 yaşında olacaktı. İktidar yıllardır Gezi Parkı eylemlerini terörle ilişkilendiği için o zamanlarda yaşı küçük olan gençler bu şekilde biliyor. Öyle mukaddesatçı bir nesil yarattılar ki "Devletime taş atan herkes ölecek yaştadır." diye bir alıntı gördüm. Devlete nasıl taş atılır bilmiyorum ama Selçuk Kozağaçlı'nın şu konuşmasıyla yanıt vereceğim buna.

Özer Sancar'ın paylaşımıyla şöyle akıllara zarar bir Metropoll anketi gördüm. Uydurma olduğunu düşündüğüm bu ankete göre CHP ve TİP'e oy veren beş kişiden biri Can Atalay'ın hapiste olmasını onaylıyormuş.

Hayır, oldukça primitif düşüneceğim. Birine oy veriyorsunuz, sonra onun sizi temsil etme hakkı elinden alınıyor. Bunu dert etmemeniz için kaygısız olmanız gerekir. Haksızlığa uğramışsınız ama bunun peşine düşmüyorsunuz. Anketi hazırlayanların aklına gelmemiş sanırım bu. Ne diyebilirim ki?

LinkedIn'de bir iş ilanı gördüm. İlgimi çektiği için inceledim ve başvurdum. Şimdi maddeleri teker teker yorumlamak istiyorum:

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki maddeler arasında bir bütünlük yok. Bazısı fiilimsi ile bitmiş bazısı da mastarla.

Üniversitelerin ilgili bölümleri sanırım turizm veya konaklama oluyor. Aslında turizm denen sektör, o alanda olan eğitiminize bakmaz çok. Fakat formaliteden de olsa bu madde bulunur ilanlarda.

İyi derece İngilizce muğlak bir ifade. Operasyonu yürütecek kadar dil bilmesi yeterli. Kimse Shakespeare çevirmesini istemeyecektir.

Rezervasyon yerine satış demek daha doğru olurdu. Bu birimler çoğu otelde aynı çatı altındadır. Yapılan işin adı satış, ürün ise rezervasyondur. Benim ünvanım rezervasyon yetkilisi olmasına rağmen hiçbir zaman rezervasyoncu olduğumu söylemedim. Satışçıyım derim hep. Birinin şef olması için beş yıl beklemesine de gerek yok. Gençlere şans verilmeli.

Office programlarını herkes bilmeli. Opera ise özellikle zincir otellerdeki başat sistemdir. Bunu bilmeden bu işi yapamazsınız.

Rezervasyon görevlisi diye biri varsa en az iki kişi çalışacak demektir. Daha güzel olur.

Rezervasyonlardaki değişiklik ve iptallerin takibini yapmak işin bir parçası. Aşağıda tekrar edilmiş.

Stop sale, oteli satışa durdurma anlamına gelir. Bunu düşünecek kişi rezervasyon şefi midir? Bundan emin değilim.

Arrival, ertesi gün otele varacak misafirler demek. Cancellation adı üzerinde iptaldir. Bunun bir politikası var. No-show ise iptal etmemesine rağmen otele gelmeyen misafirlerin durumudur. Bunları rezervasyon görevlisi yapabilir.

İptal politikasından bu maddede bahsedilmiş. Buna hakim olmak elzemdir. Yanlış bir işlemde zarar edilen tutarı ödetebilirler.

Tekil misafirlerin taleplerine mail ve WhatsApp üzerinden yanıt vermek aslında satış personelinin görevi olabilir.

Gelir, revenue olarak adlandırılır. Bunu artırmak da görevlerden biri olacaksa bu kişi rezervasyon ve gelirler şefi olsun. Biraz abartmışlar.

İnsanlarla bir arada çalışıyorsanız ilişkileriniz güçlü olmalı zaten. İkna kabiliyeti de satışla ilgilidir.

Bu ünvandan ekip lideri olduğunu anlayamadım ama motivasyon verici bir rol de bekleniyor.

Duvar takvimini masa takviminden daha çok seviyorum. Bu yıl için seküler bir duvar takvimi istiyordum. Trendyol'dan Vasıf Ülkü takvimini buldum. Önünde yine namaz saatleri yazıyor fakat zararı yok. Düne ait yaprağın arkasında yazanlar dikkatimi çekti. Burada paylaşmak istedim.

Bu maçın sonucu veya oynanıp oynanmaması umrumda değil. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında eski adı Cumhurbaşkanlığı Kupası olan, şimdilerdeyse Süper Kupa olarak anılan bu karşılaşmanın Türkiye'de stat kalmamış gibi alakasız bir ülkeye verilmesi meseleydi.

Onlar da doğal olarak kendi dünya görüşleri ölçüsünde bizim aptallara yön vermeye çalıştı. Her şey bir yana, şunu söylemeden geçemeyeceğim; Tarihin hiçbir döneminde Türk olmak bu kadar aşağılanmamıştı. Moğol istilası, Çernobil faciası, atom bombası, apokalips veya uzaylı istilası... Hepsini bu heriflerin yönetimine tercih ederim.

Şimdi daha yüksek sesle söyleme vakti: EN BÜYÜK TÜRK ATATÜRK!

2023 son kazığını attı. Yani, umarım bu son olur. Deprem, uyuz, kaybedilen seçim ve savaştan sonra dün gece uyandığımda gözlüğümün kırıldığını gördüm. Hemen şirketin yaptırmış olduğu özel sağlık sigortasıyla anlaşamalı hastaneden (maalesef Medipol) randevu aldım. Bu ay Hepsiburada'dan mavi ışık gözlüğü almıştım. Çerçeve olarak onu kullanmak kaydıyla camlar bin lira tuttu.

Son olarak gözlük olmadan nasıl gördüğüm hakkında ipucu verecek bir görsel ekliyorum.

Herhangi bir ekip çalışmasında benim ve ekip arkadaşımın gösterdiği ortalama çaba.

Sıvasız evlere yine şehit haberi gidiyor. Tam doksan üç yıl önce Mustafa Fehmi Kubilay için olduğu gibi. Kendisi için hep devrim şehidi denir. Bu doğru, aynı zamanda terör kurbanıdır da. Saygı ve özlemle anıyorum.

Dünyanın en işe yaramaz aleti. Bunu ne düşünüp tasarladılar acaba?

Bu yılın aşamadığım online alışveriş olayı: Kargomun Ankara'dan Iğdır'a, oradan Erzurum'a uğrayarak tekrar Ankara'ya gönderilmesi.

Galatasaray Üniversitesi Felsefe Kulübü tarafından düzenlenen Cengiz Çevik'in Roma'nın Dünya Egemenliği Miti: Umut ve Umutsuzluk başlıklı sempozyumuna katıldım. Konferans salonunun adı Aydın Doğan Oditoryumu.

Cengiz Çevik'i uzun zamandır takip ediyordum. Üniversitedeyken bizzat görmek nasip olmadı. Konu Roma olunca, benim de programıma uyunca mükemmel bir etkinlik oldu.

Uzun süredir bir klasik müzik konserine gitmek istiyordum. Metroda afişlerini görmeme rağmen bir türlü denk getirememiştim. Dün gözüme kestirdiğim konsere bilet aldım. Rus piyanist Aleksandr Melnikov ve yaylı sazlar icra eden Modigliani Dörtlüsü'nün konseriydi bu. İlk kez gittiğim için en ucuz kategoriyi tercih ettim. Zaten birinci kategoride yer yoktu.

Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nu bulamadım. Onun yerine Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'ne gitmişim. Oradaki görevlinin tarifiyle salona ulaştım. Konserin başlamasına bir saat kadar vardı. Fuaye geniş ve ferahtı; oturma yerleri çoktu. Biletix rastgele attığı için mekana gelene kadar tam olarak nerede oturacağımı bilmiyordum. Neyse ki gönlümden geçtiği üzere sahneyi karşıdan gören, nispeten ortada kalan bir yerdeydim. Sağ sol diye ayrılmasına karşın bir de.

Moladan önce sadece Modigliani çaldı. Broşürden öğrendiğime göre Stravinski ve Şostakoviç çalmışlar. İkinci kısımda ise piyano ve yaylı sazlar beraber icra edildi ve Brahms çalındı. İcra sırasında fotoğraf çekmek yasak olduğu için icradan yüz yirmi saniye kadar önce çektiğim sahne fotoğrafını ekliyorum.

Telefon firmaları: Son modelimizle 8K çözünürlükte fotoğraflar çekebileceksiniz.

O sırada çektiğim fotoğraflar:

Günaydın. Gününüz aydın olsun. Günlerdir süren kısır tartışmalarla ilgili bir karikatür dizisi paylaşıyorum. Bu arada, aldığım son bilgilere göre Şeyh Sait'ten korkan insan sayısı 0; yazıyla sıfır.

Bunu paylaşmak için bu ayki dumpu bekleyemem. Çalıştığım otelin nasıl süslendiğini siz de görün 🎄🎅⛄

Kendini AKP'den uzak tutan herkese günaydın. Bush'a ayakkabı fırlatılmasının üzerinden tam on beş yıl geçmiş.

Siz diz çöktüğünüz için onlar büyük görünüyor. İlk günden beri güneyimizdeki savaşla bir ilgisi olmayan Starbucks'a yönelik saldırılara karşı koyabilmeliydik. Belki de bugün Adana'daki bu şubesi kurşunlanmayacaktı.

Konuyu burada kesmeden biraz uzun edeyim. Bu insanların her sene uzayan boykot listeleri yapmalarının nedenini biliyorsunuz değil mi? Bilmeyenler için yazmış olayım. İnsanlık tarihindeki en ahlaksız güruh olan siyasal İslamcıların ahlaki üstünlük taslayabilmeleri için. Böylelikle Filistin'e olan üzüntülerini gösterebiliyorlar.

Peki bu kahve zinciri neden hedefte? Bugün biraz yoruldum aslında. Onu da siz düşünün. Bulmak çok da zor olmayacak.

Show older
Qoto Mastodon

QOTO: Question Others to Teach Ourselves
An inclusive, Academic Freedom, instance
All cultures welcome.
Hate speech and harassment strictly forbidden.