Show newer

Demek ki Fethullah Gülen on yıl önce ölse, onun için de "Ölünün arkasından konuşulmaz." minvalinde gizli ve açık rahmet okuma işine girişip tepki gösterenleri İslam düşmanı olarak etiketleyeceklerdi. Ne desek boş.

Züber'in tadı pestile benzeyen meyve barında gerçekten muz bulunuyor. Hem de dörtte bir oranda. Bunun yanında tatlılığı sağlaması için hurma, hindiba kökü lifi, fındık, badem, muz konsantresi, kakao yağı ve tozu bulunuyor. Son ikisinin olduğu bir ürüne rahatça çikolata denebilir. Adı çikolata olan çoğu üründe bile bunlar bulunmuyor.

Şekersiz olarak etiketlenmesi bunun yeni bir veganlık olduğunu düşündürüyor. Elbette veganlık sadece yeme alışkanlıklarıyla ilgili değil ama genellikle öyle yansıtılıyor. Şekerden uzak durmak da sağlıklı olmanın bir yolu fakat iş bununla bitmiyor.

Dava sözcüğünün mahkemeye başvurma, anlaşmazlık ve sorun anlamlarının yanında savunulan, uğruna mücadele verilen düşünce gibi bir anlamının olması ilginçtir.

Diyanet'in Köktendinci Selefi-Cihadist tezler üretmesi çok tehlikeli. Böylesi bir İslam yorumu kültürü dışlıyor ve insanlara kof bir anlatıyı dayatıyor. Sonucunun ne olacağı, işlerin nereye gideceği de besbelli.

87 günlük mezalimi işgalden saymayanların tarih profesörü olduğu ülkede herkes her şey olabilir. Kimse moralini bozmasın, umutsuzluğa kapılmasın.

93 yaşındaki bir moruk öldü diye sabahtan beri taziye mesajı yayınlamayan kalmadı. Bahane olarak da çok seveninin olduğunu ileri sürüyorlar. Oysa şehit düşen askerlerin de atanamayıp intihar eden öğretmenlerin de sevenleri vardı. Onlar için yaprak kımıldamıyor. Ancak ben bu gafillere son bir hatırlatmada bulunacağım.

Kimse 15 Temmuz'daki hain kalkışmadan gereken dersleri çıkarmamış. Fetullahçılık, kısmen bile olsa sistem dışına itilmemiş. Bu yetmezmiş gibi, devleti yönetenler beraber yürümek için yeni cemaat ve tarikatlar arama işine girişmiş. Özellikle emniyet, sağlık ve eğitim alanındaki kimi kamu kurumları bu alçakları beslemek için arpalık olarak kullanılmış. Oy uğruna paralel devlet yapılanmalarına göz yumulmuş, hatta teşvik edilmiş. Bu böyle devam edemez.

Ülke ekonomisinin geldiği durum için Venezuela yakıştırması yapılıyor ancak orada bile ücretli öğretmenlik yoktur.

24 Haziran 2018'de yapılan seçimleri beş rakibinin toplamından daha fazla oy alarak kazanan Tayyip Erdoğan, yeni bir dönemin başladığını bildiriyordu. Bundan sonra tüm yetkiler tek elde toplanacak ve böylece meseleler daha hızlı halledilecekti. Türkiye, sorunlarının üstesinden gelip uçuşa geçecekti. Dünya siyasetinde söz sahibi olacaktı.

Ancak beklenen olmadı. Seçimin üzerinden bir yıl geçmesine bir gün kala tekrarlanan, haksız hukuksuz biçimde iptal edilmiş İBB seçimlerinin sonuçları da bunu işaret ediyordu. 6 Mayıs akşamı sürgüne yollanan Ekrem İmamoğlu, 806000 oy farkla seçimi kazanarak makamına geri dönmüştü. Birilerinin gözdesi olan Türk tipi başkanlık sistemi bir yıl olmadan çökmüştü.

Öğretmenlik, kutsal bir meslek değildir. Aslında hiçbir meslek kutsal olarak addedilemez. Çalışmak, doğası gereği para kazanmak içindir.
Öğretmenleri idealist olmamakla eleştirmenin altında onlara daha fazla iş yükleme arzusu yatmaktadır. Genç öğretmenlere yapılan idealizm baskısı çoğunlukla bundan ibarettir. İnsanın bir ideale sahip olması güzel bir şey ama realite de ortadadır.

@invocation@misskey.ai güzel. Sevindim sizin ve Ankaralıların adına. İstanbul'da cehennem gibi bir hava var. Termometre 28°C gösteriyor ama sıcaktan yorulduğumu hissedebiliyorum.

İş veya çalışma arkadaşı yerine yeni bir sözcük bulmak gerek. İngilizce colleague deniyor. Tureng'den baktığımda meslektaş, görevdaş ve görevdeş karşılıklarının önerildiğini gördüm. İlki zaten tam olarak karşılamıyor. Son ikisi yaygınlaştırılabilir. Benim önerimse mesaidaş. Bu sözcük, mesela öğretmen ve hizmetlinin birlikte çalışması için de kullanılabilir. Aynı ortamda aynı işi yapanlar için daha özel bir adlandırma gerekiyor. Bunun için emektaş güzel bir kullanım olabilir.

Show thread

LinkedIn'den yolladığım bağlantı davetlerini kabul etmekten geri duranlar çoğunlukla iş arkadaşlarım oldu. Üç ay da olsa benimle teşrik-i mesai eden insanların böyle seçici davranmasına anlam veremedim.

Post-Sovyet ülkelerinin tarihinde İkinci Dünya Savaşı diye bir savaş yoktur. Bunun yerine Büyük Vatanseverlik Savaşı vardır. Azerbaycan Türkçesinde Böyük Vətən müharibəsi denir. O da 81 yıl önce bugün başlamış. Almanya'nın kayıtsız şartsız teslim olduğu 9 Mayıs 1945'e kadar sürmüş. Bugün Ukrayna, işgalci Rusya'ya karşı benzer bir savaş veriyor.

Eğitim sektörü ifadesi beni o kadar rahatsız ediyor ki...
Sektör, bir ekonomik dala gönderimde bulunuyor. Eğitim ve sağlık bir koyup üç alabileceğiniz gelir kapıları olmamalıdır. Bunun yerine, eğitim camiası denebilir. Hem bu daha kapsayıcıdır.

Çoğu zaman 2022 diye bir yıl olmasını kabullenemiyorum. Tam da bu yüzden geçmesin diye günleri tutasım gelir.

Köprüyü geçene kadar ayıya dayı deniyor ama köprü nerede bilinmiyor.

Show older
Qoto Mastodon

QOTO: Question Others to Teach Ourselves
An inclusive, Academic Freedom, instance
All cultures welcome.
Hate speech and harassment strictly forbidden.