Bu arkadaşın TikTok hesabını buldum. Bu platformu bu kadar entelektüelce kullanan birini görmemiştim daha önce. Zaten hayattan tat almaya çalışanlar kaliteli insan oluyor genelde. Kahve özelinde söylemiyorum bunu.
Bu arada, önerdiği kitap üç yüz liranın üzerinde. Bu konuda bilinçli olması çok özel. Umarım ünlendiği için kalitesinden taviz vermez. Zira TikTok hesabı açma isteği uyandırdı bende.
İstanbul gibi bir kentte, gerçek evrenin Ba Sing Se'sinde hiçbir siyasetçi Ekrem İmamoğlu'nun yarattığı etkiyi yaratamayacak. Kimse onun kadar sevilmeyecek. Mesela bugün kendisini korumak için yasa ve kolluk gücü olan Tayyip Erdoğan, bu kadar kolay halkın arasına karışamaz. Yapılan tüm karalama kampanyaları ve şeytanlaştırmaya karşı hâlâ bu kadar sevilmesi onu tüm güncel siyasetçilerden ayırıyor. Kendisine ANAP'lı müteahhit, İkinci Tayyip gibi yakıştırmalar yapılmasına rağmen İstanbulluların hakkını savunmaya devam ediyor. Son olarak Gezi Parkı'nın uydurma bir vakıftan alınıp tekrar İBB'ye verilmesi onun mücadelesi sonucudur.
Önümüzdeki seçimlerde İBB dışında İstanbul'da önemsediğim iki ilçe var. Bunlardan biri İBB Miras ile kentin tarihi dokusunun korunmasında önemli bir rol oynayan Mahir Polat'ın aday gösterildiği Fatih. Diğeri ise Şehir Hatları genel müdürlüğü yapmış Sinem Dedetaş'ın aday gösterildiği Üsküdar.
Bu iki ilçeyi bu adayların ve dolayısıyla CHP'nin kazanması kentlerdeki sekülerleşmeyi göstermesi bakımından da önemli. Her iki aday da mevcut başkanlara karşı yarışacak. Yani sistemden nemalanan bir kitle olacak karşılarında. Hem de yıllardan beri muhafazakar kimlikle özdeşleştirilmiş iki ilçede bu direnci kırmaya çalışacaklar.
Geçen gün Moskova'da AVM'ye yapılan terör saldırısının failleri Tacik uyruklu çıkmıştı. Fatih'te de çok sayıda Tacik mülteci var ve Mahir Polat katıldığı bir programda buna dikkat çekiyor.
Bağcılar'da altmış yaşında suculuk yapan sapığın çocukları istismar etmek için dükkanında ses yalıtımlı gizli bir oda oluşturduğu tespit edilmiş. Her okunduğunda kan donduran istismar haberleri son zamanda Hilal Kaplan'ın mide bulandırıcılığını geçecek şekilde arttı. Tüm bu iğrençliğin başlangıcı da Ensar Vakfı Olayı'dır. Yine o sözümü tekrarlayayım: Bir suça verilmeyen her ceza aslında o suçu işleyenlere verilen bir ödül, kalanlara ise cezadır.
@lanartri Bu bir terör saldırısı gibi görünüyor. Desteklenecek bir yanı yok. Fakat Matta 26:52'de dediği gibi "Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek".
@kimsesiz borcumu ekstre kesildiği gün doğmadan ödediğim için böyle bir durum olmuyor ama şubeyi aramak aklıma gelmedi değil.
@safruhani böyle ifade etmeyi hiç denemedim ama ekstere detayını öğrenmek isteyince ikisini birden söylüyor.
@lanartri uzun süredir kahve içmiyordum. Bu arkadaşın viral olan videosundan sonra içmeye başladım yine. Yeni türler deniyorum. Bana katkısı bu oldu.
Bankanın çağrı merkezi midir müşteri hizmetleri midir, her ne karın ağrısıysa orayı aradığımda bir insanla görüşmek için ne yapmam gerekiyor? Telesekretere bağlı bu sistemi kurgulayan pek mübarek insanlar, sizce her ay mailime gelen ekstremin toplam ve asgari borcunu öğrenmek için arıyor olabilir miyim?
Aziz Patrik Günü'nü kutlamak için günlük kullanılan üç İrlandaca ifadeyi paylaşayım.
💚 Dia Dhuit, merhaba demektir. Buradaki Dia, Tanrı; dhuit ise bugün kullanımda olan duit (sana veya seni) sözcüğünün arkaik formudur. Birden fazla kişiyi selamlamak için bunu dhaoibh ile değiştirmeniz gerekir.
Biri size böyle seslendiğinde Dia's Muire dhuit demeniz yerinde olacaktır. Muire, İsa'nın annesi Meryem'dir.
🤍 Teşekkürler demek için buíochas yeterli olacaktır. Bu İngilizcedeki thanks sözcüğünün birebir çevirisidir.
Daha oturmuş bir ifade için go raibh maith agat demeniz gerekir. Yine birden fazla kişiye sesleniyorsanız sondaki sözcüğü agaibh ile değiştirmelisiniz. Bu ifadenin tam karşılığı ise "İyilik seninle olsun".
🧡 Vedalaşmak için slán denir ki aslında sağlıklı, tam olma durumuna gönderimde bulunur bu sözcük. Sláinte de şerefe demektir. Irish pub ziyaretlerinizde işinize yarar bir ifadedir.
Vezneciler metro istasyonunun iki çıkışı var. Biri İstanbul Üniversitesi. Burayı takip ederseniz ancak asansörle yeryüzüne ulaşabilirsiniz. Ben bunu tercih etmediğim için diğer çıkışı kullanıyorum. Birkaç kat çıkarak Şehzadebaşı Caddesi'nin diğer yanında buluyorsunuz kendinizi. Buna 16 Mart Şehitleri adını vermişler. Gerçekten de bu adla bir cadde var. Bazı insanlar bu adın 1978'deki katliamdan dolayı verildiğini düşünüyor. Katliamın gerçekleştiği Eczacılık Fakültesi'nin bu caddeye yakın olması bu algıyı pekiştiriyor.
Fakat caddeye adını veren olay, İtilaf Devletleri'nin İstanbul'u işgalindeki Şehzadebaşı Baskını. Aslında İngilizlerin amacı, İstanbul halkına korku vermekti. Bunun için de Karakol Cemiyeti kurucularından Kemalettin Sami Bey'i tutuklamak istediler. İşgalcilerle çıkan çatışmada dört asker şehit düşmüştür.
16 Mart, aynı zamanda Halepçe Katliamı'nın tarihidir. 1988'de üç binin üzerinde insanın ölümüne neden olan kimyasal silahlı saldırıdır. Her üç olayda da hayatını kaybedenleri bu vesileyle anmış olalım.
Ziyadesiye geç kalmış bir ziyaretti bu. Kütüphane Troleybüs, 1 Mart 2022'de açılmıştı fakat uzun süre ilgilenmedim. Bugün bir yerlerde gözüme çarptı ve malum seçim gelmeden şöyle bir uğradım.
1984'ten beri kullanılmayan İstanbul Üniversitesi'nin içindeki bir binayı bu şekilde değerlendirmek çok özel. Zaten ders çalışan öğrencilerden başka uğrayanı pek yok sanki. Türkiye'de kütüphanelerin kaderi bu maalesef.
Bu seneki IKEA iftar endeksi de geldi. Az önce metro durağında çektim bu fotoğrafı fakat Qoto, gönderi aramasını kapattığı için üstteki gönderiyi bulmak için ekranı bayağı bir kaydırmam gerekti.
Aslında açıldığı hafta ziyaret etmeyi düşünüyordum ama kalabalık olur diye sürekli ertelemiştim. Bugüne müsaitlik yaratıp baştan sonra dolaştım Bugur Palas'ı.
Gerçekten muhteşem bir mekan olmuş. Ben sadece restore ederler diye bekliyordum ama kütüphane, kafe ve sergisi olan bir yerleşke kazandırmışlar İstanbul'a.
Girişte İstabul Senin uygulamasından bilet almak zorunlu. Uygulama biraz ağır aksak çalıştı. Neyse ki iki buçuk dakikada biletimi alabildim.
Magnum İstanbul'da adlı bir sergi vardı. Fotoğraflar bir camın ardından saklandığı için fazla otoğraf çekmedim çünkü hem yansıma hem de kötü açıdan vuran ışık nedeniyle parlama yapıyordu. Bu sergiden de bir fotoğraf ekledim. Toplumsal hareketler konulu bir dizi fotoğraf vardı. Bakar bakmaz buranın Ukrayna olduğunu anladım. Işıltılı bir andı.
Teras içinse diyecek bir şey yok. İstanbul'un her yanını görebileceğiniz bir nokta. Gökdelenlerden yönünüzü tayin edebilirsiniz.
Ekrem İmamoğlu, bugün bu ülkede en çok hedef gösterilen ve iftira atılan siyasetçidir. Buna rağmen halkın arasında rahatça dolaşabiliyor. Bu kadar rahat olmasının nedeni de yaptığı her şeyin hesabını verebiliyor olmasıdır.
Belediye AKP'nin elinde olsaydı bu mekanın kimlere peşkeş çekileceği herkesin malumu. Şimdiyse halkın hizmetinde.
🇸🇪 Mereyusblog
Romersk medborgare från Miklagård.
På Mastodon sedan 23.X.2021
Bara postar oviktiga tankar.
Allmän egendom (PD). Inga begränsningar.
Jag tjänar ingen inkomst av det jag lägger upp här.
🇬🇧 Mereyü's blog
Roman citizen from İstanbul.
On Mastodon since 23.X.2021.
Just posting unimportant things.
Everything I publish is Public Domain (PD).
I don't earn any income here.
🇹🇷 Mereyü'nün blogu
Civis romanus sum.
23.X.2021'den beri Mastodon'da.
Önemsiz şeyler üzerine.
Paylaştığım her şey kamu malıdır (PD).
Buradan herhangi bir gelir elde etmemekteyim.