Bazı dönemler vardır. İnsanın sağlığı yerindedir, sevdikleri yanındadır, paradan yana derdi yoktur, gönlünden geçen her şey gerçekleşmektedir, iştahı yerindedir ve uykusu düzenlidir. Böylece kaygıdan uzak durup dünyanın en mutlu insanı olunabilir. Bazen de bunun tam tersi oluverir. Sağlık ve hastalık arasında, parasızlık sınırında, uykusuzluk kuyusunda, açlığı tokluğu önemsemeden, sevdiklerinden uzakta debelenir insan. İşlerin tersine dönmesi anlık olabilir.
Kimi zaman da adı dile gelemeyen tek bir şey eksiktir. Adı batasıca, cehennemin dibini boylayasıca tek bir şey... Şu sıralar ruh halim budur.
Beş bin yıllık devlet aklıymış. Dün kurulan bir devlet bile yapmaz şunu. Kabul edelim: Türkiye'de bir devlet yok artık. Devlet gibi davranan terör örgütü benzeri bir klik var.
2023 isteklerinin -biri hariç- gerçekleşmesi imkansıza yakın gibi. 2022'dekilerilerin birini elde ettim sayabilirim. Diğeri içinse sabırsızlanıyorum.
Malum savaş başlayalı bir ay oldu. Bu süre içinde yaşadığım duygudurum değişimleri inanılmaz. Kendimi biraz da deliliğe vurdum. Bu savaş bahsinden bir nebze kaçabilmek içindi bu.
Ancak bugün akşamüstü derin bir hezeyana kapıldım. Tüm günüm boş geçti. Yıllık izinde dinlenme fırsatı buldum. Alışveriş yapıp dizi izledim. Bu arada ünvanım da değişti; isteğim üzerine kıdem verildi. 25 Eylül günü işe başlayan kadın ofisteki tüm işleri ele almak istiyordu. Bu nedenle bugün çalışırken pek bir şeye karışmadım. Şimdilik benim için daha iyi görünüyor ama ileride tüm işi kendinin yaptığını söyleyip ayağımı kaydırabilir. Kendisine pek güvenemiyorum maalesef. Bu konuda da bir şey yapmalı.
Gelgelelim kapıldığım hezeyana. Aklıma beş buçuk yıl önce son aşık olduğum kişi geldi. Ondan sonra bu taraklarda bezim olmadı. Hatta gönül işlerini unuttumu söyleyebilirim. Birkaç gün önce önümüzdeki yıllarda ne yaşayacağıma dair rüyalar görmüştüm. İleri gidip manifest bile yapmıştım. Fakat rüyalar yaşam hakkında bilgi verebilir mi? Umudumu kaybetmeye başladım. Galiba hiç kimsenin bir tanesi olamayacağım.
Zamane ilişkilerini pek anlamıyorum gerçi. Bu çağın insanı olmayabilirim. Bu konularda ne yapacağıma dair bir fikrim yok. Belki bir mucize olur da rüyamda gördüklerim gerçekleşir. Ancak büyük ihtimalle böyle bir şey olmaz. İşim yine mucizelere kalır. Şu sıralar kalbimden geçen olabildiğince çabuk olması. Zira bu şekilde yaşamaya devam etmek acı veriyor.
Ben sevginin tek bir kişide özelleştirilmesine karşıyım. Sevgi, aşkın bir duygudur ve her şeyi fetheder. Uzun bir aradan sonra birine gönül verecek olsam da bunu bir kenarda tutacağım. Sevginin gücünden vazgeçmeyeceğim. Sağlıcakla!
İnsanın istediği şeyi daha kafasında muhasebesini döndürürken alması güzel. Fakat aldıktan sonra çeşitli nedenlerden dolayı onu kullanamamak acı. Zaman, sağlık (bedenin ve zihnin dinç olması) ve sevgi, kaygısızca alışveriş yapabilmenin önüne geçti bende. Ben bu üçünün toplamına ağıztadı diyorum zaten. Aman ağzımızın tadı kaçmasın.
Cumhuriyet Bayramı, benim en sevdiğim bayramdı. Seçimi kazansaydık, şu an savaş dahil farklı şeyler konuşuyor olurduk. Şimdi biraz buruk, boynu bükük bir bayram geçiyor gibi görünüyor.
Unutmayalım ki 100 sadece bir sayıdır. Önemli olan cumhuriyetin tüm nitelikleriyle sağlanmış olmasıdır. Bugün ne laiklik var ne halkçılık. Ülkedeki her şey bir avuç insan için. Ancak bu böyle sürüp gidecek mi?
Bence ülkemizin en zor zamanlarını yaşıyoruz. Bunun nedeni kötü ve aptal insanlar tarafından yönetiliyor olmamızdır. "Bu kişileri seçen de halk." diyenler olabilir ancak demokrasi sandıktan ibaret değildir. Bu insanlar tüm yetkiye sahip olup herhangi bir sorumluluk almadıkları için bu kadar rahat, bu kadar pişkin.
İnsanlar hakkında bir kez daha umutlanıp hayal kırıklığına uğramak istemiyorum. Yalnızca şu anlamlı sözle bitireyim: Cumhuriyet fazilettir.
Can Atalay'ı serbest bırakın, yamyamlar!
İyi bir insan olunca insanlar kötülük yapma imkanınızın olmadığını düşünebiliyor. Evet, kötülerin kötülük yapması akrebin sokması gibi bir içgüdüdür ama iyi insanlar kötülük yapmaktan aciz kimseler değildir. Şayet bir gün durumlar tersine işleyince ne gibi fenalıkla yüzyüze olduklarının farkına varıyorlar. Kötülüğün değil bilgi ve sevginin bir güç olduğunu anlamak gerekiyor sadece.
🇸🇪 Mereyusblog
Romersk medborgare från Miklagård.
På Mastodon sedan 23.X.2021
Bara postar oviktiga tankar.
Allmän egendom (PD). Inga begränsningar.
Jag tjänar ingen inkomst av det jag lägger upp här.
🇬🇧 Mereyü's blog
Roman citizen from İstanbul.
On Mastodon since 23.X.2021.
Just posting unimportant things.
Everything I publish is Public Domain (PD).
I don't earn any income here.
🇹🇷 Mereyü'nün blogu
Civis romanus sum.
23.X.2021'den beri Mastodon'da.
Önemsiz şeyler üzerine.
Paylaştığım her şey kamu malıdır (PD).
Buradan herhangi bir gelir elde etmemekteyim.