Show newer

Sonsuz IKEA döngüsüne girdim sanırım. Aklımdaki birkaç parçayı topladıktan sonra gözüme başka şeyler ilişiyor. "Onu da sonraki gelişimde alayım." diyorum. Bu böyle hiç bitmeyecek bir alışveriş silsilesi oluşturuyor.

Yüce dağ başında yanar bir ışık,
Düşmüşem derdine olmuşam aşık.
Al buğday benizli zülfü dolaşık,
Dividim, kalemim yazarım...
Öyle bir yavrunun derdi var bende

2021'de statü değiştirerek Süper Lig adını alan Türkiye Kadınlar Futbol Ligi'nde Galatasaray şampiyon oldu. Mayıslar bizimdir!

Mübarek Hıdırellez günü hava olması gerektiği gibi. Umarım en kısa sürede ülkemizin de olması gerektiği gibi olduğunu görürüz. Bir parkı savunan insanların ömür boyu hapis yatmadığı, gazetecilerin özgür olduğu, ülkeden kaçma veya başka bir vatandaşa zarar verme ihtimali olmayan 1 Mayıs eylemcileri hakkında tutukluluk tedbiri uygulanmadığı günler yakındır.

Samimi itiraf: Humusu çok seviyorum. İyi bir humusla öğün geçirebilirim. Yedikçe İsrailli gibi hissediyorum. Nohuttan böyle bir besin çıkması her seferinde beni hayrete sürüklüyor.

Türkiye'de geritarihlendirme bir devlet politikası haline gelmiş. Örneğin; 1933'te kurulan İstanbul Üniversitesi 1453, 1920'de göreve başlayan Türk Deniz Kuvvetleri 1081, 1924'te oluşturulan Vakıflar Genel Müdürlüğü 1040 yıllarını milatları olarak kabul ediyor.

"Irkçı değilim ama" ifadesinden sonra saçma sapan ırkçı bir şeyler gelmeme ihtimali

Beni çok rahatsız eden, dillere pelesenk olmuş yanlış bir kullanım var: İzinsiz gösteri ve yürüyüş. Birini protesto etmek veya bir yere yürümek için kimseden izin almak zorunda değilsiniz. Basın Özgürlüğü Günü'nde hatırlatmış olayım.

Madem bugün atı olmayan bireyin başı çektiği ırkçıların mahkeme önüne çıkmasının yetmişinci yıldönümü, biz de Ülkücülerin 12 Eylül’den önce yaptığı katliamları analım;

🐺 16 Mart Katliamı: 16 Mart 1978’de İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde yedi öğrenci öldürülmüştür.

🐺 Malatya Katliamı: 17-20 Nisan 1978 tarihlerinde üçü çocuk sekiz kişi öldürülmüştür.

🐺 Balgat Katliamı: Mustafa Pehlivanoğlu ve beraberindekilerin dört kahvehaneyi taraması sonucu beş kişi ölmüştür.

🐺 Bahçelievler Katliamı: Ankara’nın Bahçelievler semtinde Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı ve Ünal Osmanağaoğlu’nun failleri arasında olduğu cinayetler dizisidir. TİP üyesi yedi kişiden biri havlu ile boğularak, dördü kurşuna dizilerek, ikisi de Eskişehir yolunda pusuya düşürülerek öldürülmüştür.

🐺 Maraş Katliamı: 19 ve 26 Aralık 1978 tarihlerinde başta Aleviler olmak üzere solculara ve Kürtlere yönelik şiddet olaylarıdır. Bunun sonucunda 111 kişi ölmüş, 559 ev yakılmış ve 290’a yakın işyeri tahrip edilmiştir.

🐺 Piyangotepe Katliamı: 16 Mayıs 1979’da Ankara’nın İncirli Mahallesi’nde gerçekleşen kahvehane baskınıdır. Faillerden Ali Bülent Orkan, 13 Ağustos 1982’de Ulucanlar’da idam edilmiştir.

🐺 Çorum Katliamı: 1980 yazında Alevilere yönelik şiddet olaylarıdır. 57 vatandaşımız Ülkücü terörü sonucu hayatını kaybetmiştir.

Hiçbir eyleme katılmamış, otoritenin herhangi bir tavrını sorgulamamış, böyle gelmiş böyle gider diye düşünen insanlara acıyorum sadece.

18'inci hafta photomania

1️⃣ Kendi çektiğim bir fotoğraf
2️⃣ Telefonumdan bir ekran görüntüsü
3️⃣ İnternetten indirdiğim bir görsel
4️⃣ Bana ait olmayan bir ekran görüntüsü

Deezer'in günlük çalma listemde (Daily Mix) karşıma çıkardığı şarkı bir miktar tatsız oldu.

Ahmak seperatörü bir ifade var ya "1 Mayıs'ta eylemciler meydanlara çıkar, ertesi gün gerçek işçiler temizler" diye. Ben de 'gerçek bir işçi' olarak bugün iş çıkışı Taksim'e gittim. Özellikle seçimden sonra İstiklal Caddesi'nde daha fazla Türk olduğunu görüyorum. Bu akşamüstü de öyleydi.

AKP'nin Taksim'i kapatmaktaki ısrarına akıl sır erdiremiyorum. Belki de emekçilerin bu sembol mekanda buluşmasıyla hayat pahalılığının gündeme gelmesinden çekiniyorlardır.

Gezi Parkı her zamanki gibi şahane fakat çiseleyen yağmur yüzünden tenha. Günler bir şekilde geçiyor, yeni olan eskiyor. Bir gün mutlaka 1 Mayıs, Taksim'de kutlanacaktır. Bu seneye olmaz da ondan sonraki sene olur ama eninde sonunda olacaktır.

Nisan ayında Trenyol'dan on dokuz kez alışveriş yapmışım. Yılın ilk üç ayının toplamı da on dokuz. Taksitler yavaş yavaş bittiğinden tekil alışverişi biraz abarttım sanırım.

Kartvizitim geldi. Yolda sniper tarafından vurulmamak için arka yüzünü paylaşıyorum sizinle.

Hazreti Kent lokantaları (azze ve celle) yüzünden birbirimize girdiğimiz liberal, liberteryen arkadaşlar için bir bayrak buldum. İyi niyetimin nişanesi olsun.

Bu berbat geceyi bir ölüm haberi şenlendirebilir.

Bugün bana F klavye perileri geldi. Tuşları söküp yeniden konumlandırdım.

Show older
Qoto Mastodon

QOTO: Question Others to Teach Ourselves
An inclusive, Academic Freedom, instance
All cultures welcome.
Hate speech and harassment strictly forbidden.