Mahsun Karaca'yı takip ettiğim için çekimini aşama aşama gördüğüm Mahsun J dizisinin ilk sezonunu bitirdim. Sanırım GAİN politika değişikliğine gitmiş. Dizinin bölümleri kırk dakikanın üzerinde. Halbuki bu platform bize otuz dakika civarında içerikler sunma niyetindeydi.
Dizi, çalışarak bir türlü para kazanamayan Mahsun'un illegal yollara sapmasını konu alıyor. Reklamcılık yapan çocukluk arkadaşı Leyla ile maceralara atılıyorlar. Mahsun Karaca, Ülkemizde 2018'den beri süregelen iktisadi krizin insanlık krizine dönüştüğünü anlamak konusunda mahir biri. Bunu yapımda güzel işlemiş.
Tanınan bir oyuncuya yer vermemesine rağmen oyunculuklar yapmacık değil. Leyla karakterini canlandıran Eda Akalın, harikalar yaratmış. Göksel'in sesinden Duruyor Dünya melodisi güzel bir jenerik olmuş. İstanbul manzaralarına da bu melodi eşlik ediyordu.
Ben sigara dumanından gözün gözü görmediği beşinci bölüme bayıldım. Gibi dizisindeki Ümitcan karakterini burada görünce kafamda "Pop bu" sözcükleri çınladı. Kadın mafya lideri, seks işçiliğini toz pembe gösteren odaklara karşı güzel bir yanıt olmuş.
Fakirlik içinde büyüyen, emeğinin karşılığını bir türlü alamayan, üstüne üstlük ömrünün çoğunu çalışarak geçiren kimselerin başka yollara sapması doğaldır. Neoliberalizmin aslında bir çöküş olduğu son derece anlaşılır bir biçimde aktarılmış. İkinci sezonu merakla bekliyorum.
IKEA'da bir çeşit yerelleştirme olduğuna dair bir videoya rastlamıştım internette. Kitaplıklarda Nutuk ve Türkçe kitaplar, restoranda Türk yemekleri ve Türk kültürüne dair diğer şeyler bulunuyordu.
Bugün iş çıkışı bu değişimi görmek için IKEA'ya gittim. Fakat herhangi bir değişiklik göremedim. İngilizceden çeviri İsveççe kitaplar, hot dog, donut gibi Amerikan işi fast food ve İsveççe bazı ifadeler vardı. Zaten IKEA, bir anlamda bu nedenle seviliyor. İsveç kültürünün taşıyıcısı olduğu için. Tıpkı Volvo, Jotun ve H&M gibi.
Restoran ve fast food kısmı çok kalabalıktı. Bu görüntüler aklıma Umut Sarıkaya'nın "Sana vereceğim parayla köfte harcı aldım." karikatürünü getiriyor.
Son olarak konuyla alakasız ama cam ve porselen bardakların, şişelerin nerede üretildiğine mutlaka bakıyorum. Türkiye dışında bir ülke adı görünce sinirleniyorum. Bizde Paşabahçe, Güral, LAV gibi markalar var. Çin, Bulgaristan, Tayland gibi ülkelerin adını görmek hoş olmuyor.
Dün Maçka Parkı'ndayken gelen kargo mailini gördüm. Bu sabah işe başladıktan on dakika sonra kargocu gelmişti. Sonuç mükemmel bence. İyi ki Galatasaraylıyım.
Sosyal medyada kesitlerini görünce ilginç gelmişti. Fırsat bulunca izlemeye karar verdim. BluTV'de yayınlanan Prens dizisinin ilk sezonunu bitirdim.
Diziden net bir şekilde Norsemen/Vikingane havası aldım fakat bu dizi her anlamda daha kaliteli. Giray Altınok, enerjisini son derece iyi yansıtmış. Kendisini Baba Parası filmindeki ahlaklı mezarlık bekçisi rolüyle tanımıştım. Gerçek yaşamında da ahlaklı bir insan olduğunu düşünüyorum.
Olaylar Bongomya adlı hayali bir ülkede -ki Giray Altınok'un Twitter'daki kullanıcı adı bongomy- geçiyor ancak Macarlar, Arnavutlar, Hırvatlar, Sırplar ve Boşnaklar yer yer anakronizme kaçsa da gerçek. Bu anlamda 2012 ve 2013'te FOX ekranlarında izleyiciyle buluşan Harem dizisini akla getirebilir. Senaristi Gani Müjde, başrol oyuncusu Levent Üzümcü olan bu yapımın asıl amacı Muhteşem Yüzyıl'ı tiye almaktı. Prens ise odağına tarihi koyan bir komedi.
Bu dizi bende "Türkler de yapabiliyormuş." düşüncesini pekiştirdi. Kurgu ve oyunculuğun yanında efektler ve kostüm de şahane. Diriliş Ertuğrul dizisinde önüme çıkan birkaç sahnenin Vikings ile yarıştığını göz önünde bulundurunca bizdeki potansiyelin ne derece büyük olduğu ortaya çıkıyor.
Play-in karşılaşmasında Sacramento Kings'e 118-94 yenilen Golden State için "Bir dönemin sonu" yorumları yapılıyor. Belki beni tefe koyarlar ama tarihin en iyi takımını izlediğimizi düşünüyorum. Uzun bir süre bunun üzerine çıkan olmaz diye tahmin ediyorum. Şimdi yeniden yapılanma ve başarıyı tekrarlama zamanı.
Sonunda seri bitti. Buradan da anlıyoruz ki Borussia Dortmund çok büyük loser.
🇸🇪 Mereyusblog
Romersk medborgare från Miklagård.
På Mastodon sedan 23.X.2021
Bara postar oviktiga tankar.
Allmän egendom (PD). Inga begränsningar.
Jag tjänar ingen inkomst av det jag lägger upp här.
🇬🇧 Mereyü's blog
Roman citizen from İstanbul.
On Mastodon since 23.X.2021.
Just posting unimportant things.
Everything I publish is Public Domain (PD).
I don't earn any income here.
🇹🇷 Mereyü'nün blogu
Civis romanus sum.
23.X.2021'den beri Mastodon'da.
Önemsiz şeyler üzerine.
Paylaştığım her şey kamu malıdır (PD).
Buradan herhangi bir gelir elde etmemekteyim.