Show newer

Ankara'da otobüslere ücretsiz internet geliyor. Temmuz ayı sonuna kadar 1851 EGO otobüsünde hizmete başlanacak. Aslında bu, 2022 için geç kalınmış bir adım. İstanbul'da yıllardır var. Fakat Ankara'yı 23 yıl boyunca Melih Gökçek'in yönettiği düşünülürse bunun neden garip olmadığı anlaşılır.

Mansur Yavaş, interneti seviyor. Daha önce Ankara'daki 928 köye internetin ulaşmasını sağlamıştı. Geçen yıl da ABB Wi-Fi ile 35 meydana internet getirmişti.

Kendisi, içinde bulunduğumuz İnternet Çağı'nı iyi okuyabilen biri. Bu anlamda Ankaralılar çok şanslı.

Zafer Partisi'ni gerçekten destekleyen var mı bilmiyorum ama sosyal medyadaki partizanları Aktrollerle aynı jargonu kullanıyor.

Herhangi bir dönemi tarihlendirirken kullanılan tamlama ekleri (-sı, -si, -su, -sü) ülke adından kesme işaretiyle ayrılmamalıdır.

✖️ Weimar Almanya'sı
✔️ Weimar Almanyası
✖️ Vichy Fransa'sı
✔️ Vichy Fransası

Nobel Ekonomi Ödülü, her yıl 10 Aralık günü verilmektedir. Bu yıl ödül, "Faiz sebep, enflasyon neticedir." teziyle iktisat biliminde yeni bir çığır açan ekonomist Tayyip Erdoğan'a verilmelidir. Kendisi bu tezini Türk ekonomisi üzerinde uygulamıştır. Ödülü veren komite, tezin doğrulandığını da ekonominin uçuşa geçmesinden anlamalıdır.

2022-23 sezonu için yapılan fikstür çekimi ligimizin İstanbul Ligi'ne döndüğünün net ispatıdır. Üç Büyükler ve beraberindeki beş İstanbul takımı birbiriyle karşılaşmasın diye türlü düzenlemelere gidilmiş. Zaten bir ilden sekiz takım olması bile başlı başına skandal. Avrupa kupalarına ikinci turdan girip elenen ülkelerin ligi ayarına gelmiş olabilir mi adı süper kendi rezil ligimiz?

Göksel konseri -daha doğru ifade burada playback olacaktır- ortama fantastik bir hava katmış. Federasyon Başkanı Mehmet Büyükekşi'nin düzgün Türkçe konuşamaması beni üzdü. Sürekli "kadınlarımız" denmesi fazla rahatsız edici.

Fikstür için yeni bir algoritma kullanılacağı açıklandı. Bunun yanında sırf parası var diye Dünya Kupası Katar'a verildiği için 13 Kasım ila 24 Aralık arasında maç yapılmayacak. Devre arası da olmayacak. 16, 17 ve 22'nci haftadaki maçlar haftaiçi oynanacak. Sanırım şevke gelip ligi 20 takıma çıkarma kararı alanlar vazgeçtiğinden bu sezon 19 takımla oynanacak ve her hafta bir takım bay geçecek.

Galatasaray, açılışı Antalyaspor ile yapıyor. Dördüncü hafta son şampiyon Tranzonspor ile oynuyor. Sekizinci hafta Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi var. On üçüncü hafta da Galatasaray ile Beşiktaş karşılaşacak. Asıl önemli olan bitime bir hafta kala oynanacak Büyük Derbi. Bu maçların sonucu ne olursa olsun dileğim yirmi dördüncü şampiyonluğa uzanacağımız bir mayıs ayıdır.

2016'da basçı Jasper Verhulst tarafından kurulan Altın Gün, psikedelik rock, alternatif rock ve Anadolu rock tarzında güzel eserler veriyor; yorumlamalar (cover) yapıyor.

Hollanda'da ikamet eden grup üyelerinden basçı, gitarist, baterist ve perküsyonist Hollandalı. Vokalde ise iki Türk var. Erdinç Ecevit Yıldız hakkında internette pek bilgi bulunmuyor. Merve Daşdemir, İstanbul doğumlu ve İstanbul Üniversitesi Antropoloji Bölümü mezunu. Hollanda'ya taşındıktan sonra Jasper Verhulst ile tanışması bu grubun kurulmasına vesile olmuş. İki vokalist de birbirinden güzel yorumluyor türküleri.

Aslında klasikleşmiş bir türkünün farklı enstrümanlarla yeniden üretimi beni rahatsız eder. Ancak Altın Gün, son zamanlarda çıkan dum tıslı yeni nesil tıngırtılardan çok farklı bir müzik yapıyor. Bu bağlamda Minor Empire ile benzeşim kurulabilir. Ancak Minor Empire, sadece yorumcu değil, özgün müzik yapımcısıdır. Ona başka zaman değinirim.

2017'de Goca Dünya / Kırşehir'in Gülleri ikilisi ile çıkış yapan grup 2018'de On, 2019'da Gece, 2021'de Yol ve Âlem olmak üzere dört albüme sahiptir. İlk Amerika turnelerini 2019 yazında yapmışlar.

Başta adından dolayı, bir hevesle kurulmuş ve başarısız olmaya mahkum Kadıköy çıkışlı hippi grubu sansam da önyargımı kırıp dinlediğimde bu basmakalıp düşüncemden utandım. Daha sonrasında dinledikçe dünya güzelleşmeye başladı.

LinkedIn'deki bağlantılarımdan birinin beğenmesiyle zaman akışıma düşen bu gönderi hayli ilgimi çekti. Üzerine uzunca bir yorum yapmak istedim.

Öncelikle bu gönderiyi yayınlayan kişi, 2006'dan beri özel okullarda görev yapan fizik öğretmeni bir hanımefendi. Ancak ben kendisini hedef göstermekten ziyade, düşüncelerini ele alacağım için aldığım ekran görüntüsünün isim kısmını kırptım. Biliyorum ki bu camiada bunun gibi düşüncelere sahip bir çok insan var.

Özel okulların yaptığı etkinlerden dolayı bir serzeniş var. Kurumlar bunu reklam için kullanıyor. Dışarıdan bakanlara öğretmenlerinin idealist olduğu, öğrencilerinse derslerinde başarılı oldukları kadar eğlenebildikleri bir ortam yansıtmaya veya sunmaya çalışıyorlar. Felsefecilere (en azından bana ve zümreme) kimse böyle bir taleple gelmiyor ama belli ki bazı öğretmenlere bu yönde baskı kurulmuş.

Asgari ücret konusunda haklı olsa da kurumun çalışanıyla ilgilenmemesi meselesine kesinlikle katılmıyorum. İdare mümkünse benimse hiç muhatap olmasın. Onlarla ilişkiyi asgari düzeyde tutmak isterim. Çalışmış olduğum kurum da deneyimsiz ve genç olduğum için benimle pek yüz göz olmuyormuş. Bunu istifa ettiğim günün sabahında kendisiyle ilk kez konuştuğum müdürün ağzından duydum. Yani, dertlerimi anlatacağım kişi üstlerim olmamalı.

Ücret ve çalışma şartları hakkında yakınma öğretmenler arasında hep var ama öğretmenler odasıyla sınırlı kalıyor. Kimse şikayetini bir üst merciye taşımıyor. Bu konuda şerefsizliğin büyüğünü ücretli öğretmenlikle devlet yapıyor aslında. O bambaşka bir konu.

Kurumlar bu kadar etkinliği öğretmene asgari ücret vermeden de yapabilir pekala. Patron açgözünü doyursun yeter. Zaten bir eğitim kurumu, bu alandan gelmeyen biri tarafından yönetildiğinde başlıyor sıkıntı. Voliyi vurmak için başka yollar aranmalı.

Klasik "Biz bir aileyiz." geyiğini hiç duymadım. Mesaimin 17.00'de bittiğini üzerine basa basa söylüyordum. O vakitten bir dakika sonra okul havaya uçsa umrumda olmaz. İnsanlar para kazanmak için yaptığı işlere neden bu kadar bağlanıyorlar? Anlaması güç.

Özel okuldakiler başta olmak üzere öğretmenler örgütlenmekten çok uzak. Bir şekilde atanıp devlet kurumunda göreve başlayanlar memur kafasıyla iş yapıyor. Atanamayan, intihar eden, iş cinayetine kurban giden öğretmenler unutuluyor. Öğretmenin kendi zanaatinden başka bir iş yapmak zorunda olması gerçekten çok acı bir durum. Fakat kim kurtarabilir bu zanaatkarları?

Çankırı'nın Orta ilçesine bağlı bir belde olan Dodurga, 2 Kasım 1991'den nüfusunun iki binin altına düştüğü 2013'e kadar bir belediyeye sahipti. Dodurga Belediyesi'nin tüzel kişiliğinin sürmesi için açtığı davada 1 Nisan 2022 itibariyle belde statüsü geri verildi.

Bu, Dodurga'nın bir belediye başkanı tarafından yönetileceği anlamına geliyordu. 1871 nüfuslu bir yerleşim yerinin yöneticisinin belediye başkanı sıfatı alması garip. 2009'da beldede yapılan son seçimleri 380 oyla (%36.1) AKP adayı Ahmet Erdoğdu kazanmış.

Bu seçimde de sekiz aday vardı.
💡 Hasan Hüseyin Kaşıkcı (AKP)
💧 Şerafettin Kaplan (DEVA)
🕊 Namık Kaya (DSP)
🌾 Hakan Kuşcu (Yeniden Refah)
🌙 İbrahim Çolak (Saadet)
🧿 Osman Dede (Memleket)
📖 Emine Yayla (Adalet)
♥️ Kamil Erdoğdu (TDP)

Orta, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde AKP 981 oyla yani toplam oyun yarısından fazlasını alarak kazanmış. İkinci sırada 610 oyla MHP varmış. Onu 309 oyla Saadet Partisi takip etmiş. Son sırada da Büyük Türkiye Partisi (BTP) var. Yalnızca üç oy alabilmiş.

Halihazırda Dodurga köyünün muhtarı olan AKP adayı Hasan Hüseyin Kaşıkcı, resmi olmayan sonuçlara göre, 955 oy alarak beldenin belediye başkanı oldu. 1141 seçmenin olduğu beldede Yeniden Refah Partisi 41, Deva ve Adalet Partisi 23'er, Memleket Partisi 21, Saadet Partisi 17 ve Türkiye Değişim Partisi 14 oy almış.

Bu seçim, 2023'te yapılacak seçimler için iyi bir projeksiyon oluşturmuyor. CHP ve İYİ Parti, kendi başlarına veya ittifak olarak seçime girmemiş. Bu iki partinin Deva Partisi'nin adayını desteklediğine dair duyumlar var. Böyle küçük yerlerde partiden çok adaya oy verildiği de bir gerçek. Bu sonuçların pek bir şey ifade ettiğini düşünmüyorum.

Muhtar yerine belediye başkanı maaşı alacak bir kişinin yanında Hamamönü, Kanarya ve Naltepe'ye seçilecek muhtarların maaşları da kamu bütçesiyle yani halktan alınan vergilerle ödenecek. Önemli olan bu.

Ukrayna, işgal başladığından beri on şehrini kahraman şehir (misto-heroy) ilan etti.

🎖 Çernihiv: Rusya'nın saldırdığı ilk şehirlerden. Rusya, Kıyiv'e bu kentten geçerek gitmeyi hedefliyordu ancak başarılı olamadı. Ukrayna, 31 Mart'ta kuşatmayı kırdı. İşgalciler 4 Nisan'da çekilmek zorunda kaldı.
🎖 Hostomel: Kıyiv'i bir an önce ele geçirmek isteyen Ruslar, Kıyiv Taarruzu'nu başlatmıştı.Bunun için batıdan saldırmayı denediler. Kıyiv'in kuzeybatısındaki bu kenti hedef aldılar. Rusya, 5 Mart'ta kontrolü sağlasa da karşı saldırılar nedeniyle 1 Nisan'da çekildi.
🎖 Harkiv: Halkının çoğunluğunun Rusça konuştuğu bu şehirde Ukrayna ordusu, işgalcileri kovsa da dövüş devam ediyor.
🎖 Herson: Sadece altı gün direnebildi.
🎖 Mariupol: 2014'te işgal edilen Kırım ile gayrimeşru kukla yönetimleri ayıran bu kentin düşmesiyle işgalciler kara bağlantısına sahip oldu.
🎖 Volvonaha: İşgalci Rusya ve işbirlikçileri tarafından ezilip geçilen kent, 12 Mart'ta düştü.
🎖 İrpin: 14 Mart'ta kentin yarısı Rusların eline geçse de iki hafta sonra Ukrayna tüm kentte hakimiyeti sağladı.
🎖 Buça: Yüzlerce insanın öldüğü bir katliama sahne olan şehir, 12 Mart'ta Rusya'nın eline geçmişti ancak üç günlük bir çatışmanın ardından 31 Mart günü tekrar Ukrayna'nın oldu.
🎖 Ohtırka: Rusya bombardımanı devam ediyor.
🎖 Mıkolayiv: Odesa yolunda önemli bir adım olarak görülüyordu. Ukrayna ordusu, işgalcileri 8 Nisan'da püskürttü.

Ukrayna'da Sovyetler Birliği döneminde dört kente kahraman şehir unvanı verilmişti.
🌟 Odesa (8 Mayıs 1965)
🌟 Sivastopol (8 Mayıs 1965)
🌟 Kıyiv (8 Mayıs 1965)
🌟 Kerç (14 Eylül 1973)

11 yıl önce bugün başlayan 3 Temmuz Süreci, 2010-11 sezonunun şampiyonluğu başta olmak üzere Fenerbahçe ve Trabzonspor arasında tartışmalara neden olagelmiştir. Ancak bu süreç, Fenerbahçe'ye her şeyden fazla zarar vermiştir.

Fenerbahçe, o günden beri geçen on bir sezonda yalnızca bir kere şampiyon olabildi. En büyük rakibi Galatasaray ise altı kere şampiyon olarak arayı açtı. Beşiktaş iki kez, Başakşehir ve Trabzonspor ise birer kez ligi şampiyon tamamladı.

Bunun yanında Fenerbahçe, 2013-14 sezonundan bu yana ligin zirvesini göremiyor. 2008-09 sezonundan beri Şampiyonlar Ligi'ne katılamıyor.

Özbekistan'da hükümet, Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev'in üçüncü dönem görev yapabilmesi için anayasa değişikliğine hazırlanıyor. Yapılacak değişiklikler arasında Karakalpakistan'ın özerk statüsü ve Özbekistan'dan ayrılma hakkı gibi konular olduğu iddia ediliyor.

Bu yüzden Karakalpakistan'ın başkenti Nukus'ta gösteriler düzenlendi. Özbekistan İçişleri Bakanlığı, değişikliklerin yanlış yorumlandığı konusunda ısrarcı.

Göç İdaresi'nin 26 Haziran 2022 verilerine göre, Türkiye'de geçici koruma statüsüne sahip kayıtlı Suriyeli sayısı 3684488 (yazıyla üç milyon altı yüz seksen dört bin dört yüz seksen sekiz). Bu, Avrupa Birliği üyesi yirmi yedi ülkenin yedisinin nüfusundan daha fazla.

Çoktan aza gidersek bu ülkeler;
Litvanya 🇱🇹 2797945
Slovenya 🇸🇮 2107180
Letonya 🇱🇻 1875757
Estonya 🇪🇪 1331796
Kıbrıs Rum Kesimi 🇨🇾 864200
Lüksemburg 🇱🇺 634730
Malta 🇲🇹 514564

Google, kürtaj merkezine gidenlerin takip edilmesini engellemek için konum verilerini sileceğini açıkladı. Aslında bu tür kişisel verilerin peşine hiç düşmemesi gerektiğini Google'a kim anlatacak?

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, 18-25 yaş arasındaki gençlere ücretsiz Müzekart verileceğini açıklamıştı. 1 Temmuz ila 1 Ekim arasında geçerli olacak ücretsiz Müzekart için Genç Ne Sever adlı projenin sosyal medya hesaplarını takip etmenin yanında haftada beş saat gönüllü çalışmak gerekiyor.

İlki beyan üzere olduğu için yalan söylemek mümkün. Ancak yetkililer çalışınca bu kartın bedelinin ücretsiz olmadığını bilmiyorlar sanırım.

Kendisini 5 Eylül 2019 ila 5 Ekim 2019 tarihleri arasında okulumuzun kültür merkezi Tophane-i Amire'deki Opalizm adlı sergiyle tanıdığım Azerbaycanlı sanatçı Sakit Mammadov'un küratörlüğünü yaptığı Sanatın Türkçesi adlı sergisi varmış.

Geçen gün iş görüşmesi için gittiğim Başakşehir'den dönerken metroda rastladım afişlerine. İBB, üç yıldır kültür-sanat anlamında büyük işler yapıyor.

Sergide Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan'dan on altı ressmın eserleri sergileniyormuş. Uzun süredir müze veya galeri gezmediğim için gitme düşüncesi kafamda belirdi ancak serginin yalnızca bir hafta sürmesi buna engel oldu.

Muhlis Akarsu, Muhibe Akarsu, Gülender Akça, Metin Altıok, Mehmet Atay, Seher Ateş, Behçet Aysan, Erdal Ayrancı, Asım Bezirci, Serpil Canik, Belkıs Çakır, Muammer Çiçek, Nesimi Çimen, Carina Cuanna Thuijis, Serkan Doğan, Hasret Gültekin, Murat Gündüz, Gülsüm Karababa, Uğur Kaynar, Asaf Koçak, Koray Kaya, Menekşe Kaya, Handan Metin, Sait Metin, Huriye Özkan, Yeşim Özkan, Ahmet Özyurt, Nurcan Şahin, Özlem Şahin, Asuman Sivri, Yasemin Sivri, Edibe Sulari, İnci Türk, Ahmet Öztürk ve Kenan Yılmaz.

33 aydın ve iki otel çalışanı, 29 yıl önce bugün Madımak Oteli'nde gericiler tarafından yakıldı. Katliamın kurbanlarının en küçüğü 12, en büyüğü 66 yaşındaydı.

Bunlar arasında beni en çok etkileyen iki isim var. Sevda Kuşun Kanadında ve Ömür Dediğin türküleriyle bilinen, henüz 22 yaşındaki Hasret Gültekin ile curasını konuşturduğu çok türkü yazmış olsa da Olof Palme'ye Ağıt olarak da bilinen Barış Güvercini ve Deniz Gezmiş, Hüseyin Aslan ve Yusuf İnan'ın idamlarının ardından yazdığı Altı Mayıs adlı türküyle ölümün bin bir türlü hali olduğunu hatırlatan Nesimi Çimen.

İsmet İnönü "Bir memlekette namuslular da, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o ülke kurtulamaz." demiştir. Ancak aktroller o kadar namussuz ve korkak ki... Bunu Tayyip Erdoğan'ın politik beceriksizliğini örtmek için İnönü'ye saldırmalarından anlıyorum.

Metropoll'ün anketine göre TÜİK'in açıkladığı %74'lük yıllık enflasyona inananların oranı %23.9'muş. Bu konuda ENAG'a güvenenlerin yani yıllık enflasyonu %160 olarak görenlerin oranıysa %69 olmuş.

TÜİK'in doğru rakamları açıkladığını düşünenlerin arasında MHP'liler %49.1 ile dikkat çekiyor. Bu ilginç bir veri değil çünkü TÜİK burada devleti temsil ediyor. Halk nazarında devletin güvenilirliğinin azaldığını gösteriyor aynı zamanda.

Pençe-Kilit bölgesinden şehit haberleri gelmeye devam ediyor. Piyade Uzman Çavuş Serkan Taşcı, birkaç saat önce de güvenlik korucuları Kemal Alim ve Hüseyin Sarı...

Ayrıntılı bilgi vermek isterdim ama internetin altını üstüne getirdim herhangi bir bilgiye ulaşamadım.

Show older
Qoto Mastodon

QOTO: Question Others to Teach Ourselves
An inclusive, Academic Freedom, instance
All cultures welcome.
Hate speech and harassment strictly forbidden.