Show newer

İktisadi bir maksimim var. Düzenli ödemeli veya ani farketmeksizin süresinde ödeyebildiğiniz hiçbir tutar borç değildir. Fatura (bill) olarak kabul edilebilir. Kredi kartı kullanırken de özellikle buna dikkat ederim.

2023 isteklerinin -biri hariç- gerçekleşmesi imkansıza yakın gibi. 2022'dekilerilerin birini elde ettim sayabilirim. Diğeri içinse sabırsızlanıyorum.

Show thread

Malum savaş başlayalı bir ay oldu. Bu süre içinde yaşadığım duygudurum değişimleri inanılmaz. Kendimi biraz da deliliğe vurdum. Bu savaş bahsinden bir nebze kaçabilmek içindi bu.

Ancak bugün akşamüstü derin bir hezeyana kapıldım. Tüm günüm boş geçti. Yıllık izinde dinlenme fırsatı buldum. Alışveriş yapıp dizi izledim. Bu arada ünvanım da değişti; isteğim üzerine kıdem verildi. 25 Eylül günü işe başlayan kadın ofisteki tüm işleri ele almak istiyordu. Bu nedenle bugün çalışırken pek bir şeye karışmadım. Şimdilik benim için daha iyi görünüyor ama ileride tüm işi kendinin yaptığını söyleyip ayağımı kaydırabilir. Kendisine pek güvenemiyorum maalesef. Bu konuda da bir şey yapmalı.

Gelgelelim kapıldığım hezeyana. Aklıma beş buçuk yıl önce son aşık olduğum kişi geldi. Ondan sonra bu taraklarda bezim olmadı. Hatta gönül işlerini unuttumu söyleyebilirim. Birkaç gün önce önümüzdeki yıllarda ne yaşayacağıma dair rüyalar görmüştüm. İleri gidip manifest bile yapmıştım. Fakat rüyalar yaşam hakkında bilgi verebilir mi? Umudumu kaybetmeye başladım. Galiba hiç kimsenin bir tanesi olamayacağım.

Zamane ilişkilerini pek anlamıyorum gerçi. Bu çağın insanı olmayabilirim. Bu konularda ne yapacağıma dair bir fikrim yok. Belki bir mucize olur da rüyamda gördüklerim gerçekleşir. Ancak büyük ihtimalle böyle bir şey olmaz. İşim yine mucizelere kalır. Şu sıralar kalbimden geçen olabildiğince çabuk olması. Zira bu şekilde yaşamaya devam etmek acı veriyor.

Ben sevginin tek bir kişide özelleştirilmesine karşıyım. Sevgi, aşkın bir duygudur ve her şeyi fetheder. Uzun bir aradan sonra birine gönül verecek olsam da bunu bir kenarda tutacağım. Sevginin gücünden vazgeçmeyeceğim. Sağlıcakla!

İnsanın istediği şeyi daha kafasında muhasebesini döndürürken alması güzel. Fakat aldıktan sonra çeşitli nedenlerden dolayı onu kullanamamak acı. Zaman, sağlık (bedenin ve zihnin dinç olması) ve sevgi, kaygısızca alışveriş yapabilmenin önüne geçti bende. Ben bu üçünün toplamına ağıztadı diyorum zaten. Aman ağzımızın tadı kaçmasın.

Yapay zeka ile oluşturulan Atatürk görselleri canımı sıkıyor. Atatürk'ü bir önderden çok, farklı biçimlerde gösteriyorlar. Mesela ekteki fotoğtaflar arasında yalnızca yedi yıl var. Bundan ibret alıp bu işlerden vazgeçin lütfen.

Cumhuriyet Bayramı, benim en sevdiğim bayramdı. Seçimi kazansaydık, şu an savaş dahil farklı şeyler konuşuyor olurduk. Şimdi biraz buruk, boynu bükük bir bayram geçiyor gibi görünüyor.

Unutmayalım ki 100 sadece bir sayıdır. Önemli olan cumhuriyetin tüm nitelikleriyle sağlanmış olmasıdır. Bugün ne laiklik var ne halkçılık. Ülkedeki her şey bir avuç insan için. Ancak bu böyle sürüp gidecek mi?

Bence ülkemizin en zor zamanlarını yaşıyoruz. Bunun nedeni kötü ve aptal insanlar tarafından yönetiliyor olmamızdır. "Bu kişileri seçen de halk." diyenler olabilir ancak demokrasi sandıktan ibaret değildir. Bu insanlar tüm yetkiye sahip olup herhangi bir sorumluluk almadıkları için bu kadar rahat, bu kadar pişkin.

İnsanlar hakkında bir kez daha umutlanıp hayal kırıklığına uğramak istemiyorum. Yalnızca şu anlamlı sözle bitireyim: Cumhuriyet fazilettir.

Can Atalay'ı serbest bırakın, yamyamlar!

Ekrem İmamoğlu 🇺🇦:verified:  
03.00 hatırlatması CAN ATALAY'I SERBEST BIRAKIN 03.00 hatırlatması

AKP, ülkenin temellerine dinamit döşemek adına milyonla kaçağı ülkeye doldurduğu için önümüzdeki hafta yıllık iznimi kullanmak zorunda kaldım.

Herkes Shazam adlı uygulamanın her müziği bulduğunu söylüyor. O sırada benim sonuçlar;

Aşkın Olayım parçasını anlamsızca çok seviyorum. Yakındır birbirimizin aşkı olacağımız vakit. Ondan sonra belki bir ömür birlikte geçireceğiz.

İyi bir insan olunca insanlar kötülük yapma imkanınızın olmadığını düşünebiliyor. Evet, kötülerin kötülük yapması akrebin sokması gibi bir içgüdüdür ama iyi insanlar kötülük yapmaktan aciz kimseler değildir. Şayet bir gün durumlar tersine işleyince ne gibi fenalıkla yüzyüze olduklarının farkına varıyorlar. Kötülüğün değil bilgi ve sevginin bir güç olduğunu anlamak gerekiyor sadece.

Senden önce dünyamı Güneş aydınlatır sanırdım. Gündüzüm gecemden farksızmış meğer.

Markaların 100'üncü Yıl pazarlaması hiç hoşuma gitmiyor. Samimiyetsiz bir göz boyama olarak görüyorum hepsini. Sonuçta bunların dini, imanı, milleti, kan grubu para değil mi?

Maden göçer, tren devrilir, asansör düşer... Hepsinin adı da kaza. Asıl kaza sizin ana rahmine düştüğünüz andır.

Tayyip Erdoğan yine tozu dumana katmış. Söylediklerinin nereye varacağını hesap edemiyor. Ülkeye ne olacağına dair bir endişesi yok. Ben zaten bu adamla ilgili sorunun siyasi değil psikolojik olduğunu düşünüyorum. Bu herif tam bir psikopat.

Sıkılmak, bu çağa ait bir kavram. Çevrede çok fazla uyaran var. Dışarı çıktığımızda abartılı -geceleri yanıp sönen- tabelalar, bilbordlar ve bilgilendirme panoları dikkat çekiyor. İlgi sürekli başka yöne kayıyor.

Bu devirde ortaya çıkan ürün de öncekileri katlayacak seviyede. Çoğu da tüketilmek için üretiliyor. Diğer kaygılar ikinci planda. Çok fazla izlenecek film, dinlenecek şarkı, okunacak kitap, gidilecek mekan ve keşfedilecek bilgi var. İnsan sınırlı ömründe nasıl hepsine vakıf olabilir?

Doğrusu çok azından haberdar olacağını kabul etmek ve bunu mesele etmemektir. Yoksa bizi eğlendirmesi veya bilgilendirmesi gereken, başka bir deyişle hayatın kasvetli yüzünü gizleyen bu şeyleri dert ederiz ve bu da iç sıkıntısına dönüşür. İç sıkıntısı, sıkılmaktan çok farklıdır. Şayet dağlar bu hisse sahip olsaydı, ansızın patlayıverip kum zerreleri haline gelebilirdi.

Evimde beş kahve makinesi var. Aldığım sıraya göre dizersem bunlar;
Fakir Vienna (2021'de Bim'den aldığım filtre kahve makinesi. Bir buçuk yıldır kullanmıyorum)
IKEA Upphetta (Hiç kullanma fırsatı bulamadığım bir litrelik French press)
Electrolux EasyPresso (Dizüstü bilgisayar ve saatle birlikte ocak ayının sonunda aldığım espresso ve türevlerini yapabilen cihaz)
Hario V60 (Radyo Voyage'da reklamlarını duyup özendim. Yalnızca bir kere kullanabildim. Çok kullanımlık bez filtre de almıştım halbuki)
Goldmaster Ziyade (Herkesin evinde bulunan Türk kahvesi makinelerinden biri)

Yine de çok kahve içebildiğim söylenemez. Tüm bunların gurme bir zevk olduğunu biliyorum ama ben daha çok çay içiyorum. Hatta sürekli çay içiyorum. Bazen böyle farklı nesnelere sahip olmak yetmiyor. İlgi alaka gerekiyor. İnsan alışkanlıklarından vazgeçemiyor.

Küçük bir çocukken ileride dünyayı değiştirebileceğimi düşünürdüm. İnsanları mutlu edeceğimi, dünya barışını getireceğimi ve emekçiler için adaleti sağlayacağımı sanırdım. Görünen o ki kimse bunların hiçbirini başaramayacak. Bana acı veren de bu farkındalığım oldu.

Show older
Qoto Mastodon

QOTO: Question Others to Teach Ourselves
An inclusive, Academic Freedom, instance
All cultures welcome.
Hate speech and harassment strictly forbidden.