Dün Berkin Elvan'ın doğum günüydü. Yaşasaydı 25 yaşında olacaktı. İktidar yıllardır Gezi Parkı eylemlerini terörle ilişkilendiği için o zamanlarda yaşı küçük olan gençler bu şekilde biliyor. Öyle mukaddesatçı bir nesil yarattılar ki "Devletime taş atan herkes ölecek yaştadır." diye bir alıntı gördüm. Devlete nasıl taş atılır bilmiyorum ama Selçuk Kozağaçlı'nın şu konuşmasıyla yanıt vereceğim buna.
Geçen alışverişimde ilk defa Selpak marka cep mendili almıştım. Bundan başkasını bulamamıştım. Bugün ilk kez bir paketini kullandım. Verdiğim paraya içim acımıştı ama gerçekten çok başkaymış. Diğer mendiller keçe gibi geliyor artık. Bu da, mendile neden selpak dendiğini açıklıyordur.
Seçil Erzan olayı patlak verdiğinden beri ara ara takip ediyorum. Bu nedenle şahsi hesaplarımın bulunduğu Denizbank'tan soğudum. İşin Galatasaraylı futbolcularla ilgili olan yanına da hayret ettim. Zaten çok paran varken neden daha fazlasını istiyorsun?
Bu sabah gördüğüm habere değinmek istiyorum. Seçil Erzan'a beş yüz bin dolar veren bir zabıta varmış. Adı Hüseyin Eligül. Türkiye'de yolsuzluğun ne boyutlarda olduğunu düşünmeniz için size bırakıyorum. Bu zabıta memuru banka müdürüne bir defasında şöyle bir mesaj atmış: "Birlikte girdik, birlikte çıkarız. Sen nereye ben oraya. Bundan yana sıkıntı yok. Bir damla gözyaşına dünyayı değişmem ben." Aşk böyle bir şey mi?
İyi dileklerini bildiren herkese teşekkürler. Sağlığımla ilgili bu zamana kadar çok sorun yoktu. Son bir yılda neden türlü müsibetlerin beni bulduğunu merak ediyorum.
Gece yaşadıklarımı çalışma arkadaşıma anlattığımda bazı kuşkularının olduğunu söyledi. Mesela acilde KBB'ye sevk edilmemiz ona pek inandırıcı gelmemiş. Zaten bana genel olarak inanmadığını da ekledi. Neden böyle dediğini merak ettim. Kimseye yalan borcum yok. Hem söylediğiyle yaptığı da farklı. Muhtemelen bir manipülasyon deniyor ama sökmez.
Dün saat 15.00'te aniden burnum kanamaya başladı. Otelde viks ve pamuk olmadığından havlu ile tampon uygulayarak kanamayı durdurabildim. Birkaç kez pıhtı atmasına rağmen kanamanın devam etmesi beni biraz şaşırttı biraz da endişelendirdi.
Kan kaybından dolayı dinlenmek için eve erken gittim ama otobüsten inip yürüdüğüm yolda yine kanama başladı. Eve varana kadar durdurmak mümkün olmadı.
Akşam saatlerinde yine kanama başladı ama hem uyumak istediğimden hem de bunun basit bir burun kanaması olduğunu düşündüğümden hastaneye gitmedim. Fakat gece yarısına az bir zaman kala uyandığımda tekrar bir kanama oldu. Böyle bir şeyle ilk kez karşılaştığım için hastanenin yolunu tuttuk.
Hasta kayıtta epistaksis tanısı konarak hemen yandaki triajdan ölçümler yapıldı. Tansiyon 135/95, yüksek denebilir ama çok da değil. Nabız 101 yani normal. SpO2 ya da kandaki oksijen oranı ise 98. Böylece sarı alana yönlendirildik. Bu da demektir ki burun kanaması sandığım kadar basit değilmiş.
Dahiliyedeki doktora ayaküstü anlattıktan sonra Kulak Burun Boğaz birimine gittik. Burada burnuma bakıldıktan sonra tampon uygulandı. İki saat sonra çıkarabileceğim söylendi. En son tekrar dahiliyeye uğrayıp reçeteyi aldık.
Tüm bu uğraş bir saatten az sürdü. Nöbetçi eczane bulup reçeteyi temin ettirebildim. Buna göre, Fito krem (etken maddesi triticum vulgare) ile THiOCiLLiNE merhem (etken maddeler basitrasin ve neomisin sülfat) kullanacaktım. Umarım faydalı olur da şu garabetten kurtulurum.
Özer Sancar'ın paylaşımıyla şöyle akıllara zarar bir Metropoll anketi gördüm. Uydurma olduğunu düşündüğüm bu ankete göre CHP ve TİP'e oy veren beş kişiden biri Can Atalay'ın hapiste olmasını onaylıyormuş.
Hayır, oldukça primitif düşüneceğim. Birine oy veriyorsunuz, sonra onun sizi temsil etme hakkı elinden alınıyor. Bunu dert etmemeniz için kaygısız olmanız gerekir. Haksızlığa uğramışsınız ama bunun peşine düşmüyorsunuz. Anketi hazırlayanların aklına gelmemiş sanırım bu. Ne diyebilirim ki?
Bu işin ayrı bir boyutu da var. Türk askerinin Gazze'ye gönderilmesi için sloganlar atıldı. Halbuki Hamas liderleri Filistin'de bile değildi. Sizin bir davanız varsa bunu sonuna kadar savunmanız gerekir. Zelenski, işgal başladığından beri Ukrayna'da. En zor zamanda bile kaçmadı.
Bir de, Mossad ajanı diye birilerini göz altına almışlar. Çoğunluğu Filistinli Arapmış. Mülk alarak oturma iznine sahip olmuşlar. Bu da AKP'nin vatandaşlık sözleşmesini iptalinden kaynaklanıyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak için konut almanız yeterlidir. Ne ortak bir renge ne de ortak bir isme malik olmanız gerekir. Demek ki ülkeye yerleşmek için de durum böyleymiş.
LinkedIn'de bir iş ilanı gördüm. İlgimi çektiği için inceledim ve başvurdum. Şimdi maddeleri teker teker yorumlamak istiyorum:
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki maddeler arasında bir bütünlük yok. Bazısı fiilimsi ile bitmiş bazısı da mastarla.
Üniversitelerin ilgili bölümleri sanırım turizm veya konaklama oluyor. Aslında turizm denen sektör, o alanda olan eğitiminize bakmaz çok. Fakat formaliteden de olsa bu madde bulunur ilanlarda.
İyi derece İngilizce muğlak bir ifade. Operasyonu yürütecek kadar dil bilmesi yeterli. Kimse Shakespeare çevirmesini istemeyecektir.
Rezervasyon yerine satış demek daha doğru olurdu. Bu birimler çoğu otelde aynı çatı altındadır. Yapılan işin adı satış, ürün ise rezervasyondur. Benim ünvanım rezervasyon yetkilisi olmasına rağmen hiçbir zaman rezervasyoncu olduğumu söylemedim. Satışçıyım derim hep. Birinin şef olması için beş yıl beklemesine de gerek yok. Gençlere şans verilmeli.
Office programlarını herkes bilmeli. Opera ise özellikle zincir otellerdeki başat sistemdir. Bunu bilmeden bu işi yapamazsınız.
Rezervasyon görevlisi diye biri varsa en az iki kişi çalışacak demektir. Daha güzel olur.
Rezervasyonlardaki değişiklik ve iptallerin takibini yapmak işin bir parçası. Aşağıda tekrar edilmiş.
Stop sale, oteli satışa durdurma anlamına gelir. Bunu düşünecek kişi rezervasyon şefi midir? Bundan emin değilim.
Arrival, ertesi gün otele varacak misafirler demek. Cancellation adı üzerinde iptaldir. Bunun bir politikası var. No-show ise iptal etmemesine rağmen otele gelmeyen misafirlerin durumudur. Bunları rezervasyon görevlisi yapabilir.
İptal politikasından bu maddede bahsedilmiş. Buna hakim olmak elzemdir. Yanlış bir işlemde zarar edilen tutarı ödetebilirler.
Tekil misafirlerin taleplerine mail ve WhatsApp üzerinden yanıt vermek aslında satış personelinin görevi olabilir.
Gelir, revenue olarak adlandırılır. Bunu artırmak da görevlerden biri olacaksa bu kişi rezervasyon ve gelirler şefi olsun. Biraz abartmışlar.
İnsanlarla bir arada çalışıyorsanız ilişkileriniz güçlü olmalı zaten. İkna kabiliyeti de satışla ilgilidir.
Bu ünvandan ekip lideri olduğunu anlayamadım ama motivasyon verici bir rol de bekleniyor.
Yargıtay, Anayasa Mahkemesi'nin kararının hukuki değeri olmadığını söyleyerek anayasayı gözardı etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin fiilen sonu bugündür. Artık Tataristan gibi belli simge ve göreneklerden ibaret, hayalet bir devlet var. Gerçekten çok moral bozucu. İnandığım tüm değerler boşa çıkmış gibi hissediyorum.
Son zamanlarda ülkemizin dinamiklerine yönelik artarak devam eden saldırıların amacı ne olabilir? Bunu yapan kişiler sadece adı kalmış Türkiye'nin aslında bir başarısız devlet ya da özgün adıyla failed state olduğu fikrini hepimize dayatmak istiyor. Sevan Nişanyan'ın Yanlış Cumhuriyet adlı kitabı tamamen bu algı üzerine yazılmıştır. Halbuki Türkiye, birçok krize rağmen ayakta kalabilen son derece anti-kırılgan bir ülkedir. Bize ülkemizin hatalı bir biçimde kurulduğunu söyleyerek kurucu dinamiklerden öç alacaklar ki bu 2010'larda daha revaçta olan bir uğraştı.
Peki buna karşı ne yapabiliriz? Bu ülkede her şey dört dörtlük değil. Hatta şeylerin bir çoğu yolunda gitmez. Yıkıp baştan kurmak çözüm mü? Daha iyisini yapabileceğinizi düşünüyorsanız elbette ancak bu çağın insanında 1920'lerdekiler kadar olayları okuma becerisi göremiyorum. Fakat meselenin özüne dönersek, bir arada yaşama olanağımızı tam anlamıyla yitirdiysek başka çaremiz de yok. Eğri büğrü ama yine de doğru olan yolumuza bu şekilde devam edebiliriz.
Bu kışkırtmaların arkasında Suudi Arabistan'ın olabileceğini bir kenarda tutuyorum. Ancak Suudi Arabistan ne ki, istihbaratı Türkiye'de operasyon yapabilsin? Bu basbayağı iktidar destekli bir operasyondur ve dolayısıyla son derece yapmacıktır. Gerçi Türkiye, tarihinde hiç olmadığı kadar güçsüz çünkü ahmak ve ahlak yoksunu bir avuç insan tarafından yönetiliyor. Bunları ısrarla seçen halk hakkında ne söylenebilir? Halk homojen bir kitle olmadığı için savunmayı bıraktım. Bu seçimde toplum sözleşmesi de yırtılıp atılmıştır bir nevi.
İsrail'in Filistin'e yönelik operasyonu ülkemizde seküler yaşam tarzını baskılamak için kullanılıyor. Fakat ben İslamcılar gibi gerizekalı olmadığımdan bu ikisini birbirine karıştırmıyorum. İsrail'in 7 Ekim'deki terör saldırısını bahane belleyerek masum insanlara zulmetmesini onaylamam. Siz de ahlaksız ve salak olmaya devam edeceksiniz. Bu sizin lanetiniz!
Bu ülkeyi yönetenler hain ve vizyonsuz. Hainliği sadece vatan için düşünmeyin. Sürekli başkaları hakkında kötülük düşünüyorlar. Onların hayatını nasıl zindana çevirecekleri konusunda mesai harcıyorlar. Vizyonsuzlukları da düşük zekalı olmalarının yanında yaşayıp görmemelerinden ileri geliyor. Milyonları zimmete geçiriyorlar ama Chanel, Mercedes, Patek Philippe ve pudra şekeri dışında bir merakları yok.
🇸🇪 Mereyusblog
Romersk medborgare från Miklagård.
På Mastodon sedan 23.X.2021
Bara postar oviktiga tankar.
Allmän egendom (PD). Inga begränsningar.
Jag tjänar ingen inkomst av det jag lägger upp här.
🇬🇧 Mereyü's blog
Roman citizen from İstanbul.
On Mastodon since 23.X.2021.
Just posting unimportant things.
Everything I publish is Public Domain (PD).
I don't earn any income here.
🇹🇷 Mereyü'nün blogu
Civis romanus sum.
23.X.2021'den beri Mastodon'da.
Önemsiz şeyler üzerine.
Paylaştığım her şey kamu malıdır (PD).
Buradan herhangi bir gelir elde etmemekteyim.