Show newer

Eskiden sinirlenirdim, şimdi sadece gülüyorum.

Karar almak ile karar vermek arasındaki nüans nedir? Bunlara karar kılmak, karara varmak, karara bağlamak gibi ek-eylemler de eklenince tam bir cümbüş oluyor.

Atatürk'e karşı savaşırsan hiçbir zaman kazanamazsın. Bunu hep hatrında tut.

Bu maçın sonucu veya oynanıp oynanmaması umrumda değil. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında eski adı Cumhurbaşkanlığı Kupası olan, şimdilerdeyse Süper Kupa olarak anılan bu karşılaşmanın Türkiye'de stat kalmamış gibi alakasız bir ülkeye verilmesi meseleydi.

Onlar da doğal olarak kendi dünya görüşleri ölçüsünde bizim aptallara yön vermeye çalıştı. Her şey bir yana, şunu söylemeden geçemeyeceğim; Tarihin hiçbir döneminde Türk olmak bu kadar aşağılanmamıştı. Moğol istilası, Çernobil faciası, atom bombası, apokalips veya uzaylı istilası... Hepsini bu heriflerin yönetimine tercih ederim.

Şimdi daha yüksek sesle söyleme vakti: EN BÜYÜK TÜRK ATATÜRK!

Yangını unutmuşum. Sanırım hatırlamak dahi istemediğim bir felaketti. Neyse ki psikolojimde açtığı yara dışında pek bir izi kalmadı.

Show thread

2023 son kazığını attı. Yani, umarım bu son olur. Deprem, uyuz, kaybedilen seçim ve savaştan sonra dün gece uyandığımda gözlüğümün kırıldığını gördüm. Hemen şirketin yaptırmış olduğu özel sağlık sigortasıyla anlaşamalı hastaneden (maalesef Medipol) randevu aldım. Bu ay Hepsiburada'dan mavi ışık gözlüğü almıştım. Çerçeve olarak onu kullanmak kaydıyla camlar bin lira tuttu.

Son olarak gözlük olmadan nasıl gördüğüm hakkında ipucu verecek bir görsel ekliyorum.

İslamcılar, dekolte giyinen kadınlar yüzünden evlerinin depreme karşı dayanıksız hale geldiğini düşünüyor çünkü yirmi yıl önce yemin törenine alınmıyorlardı.

Hatay, depremle yerle bir olunca insanları günlerce enkaz altında beklettiler. Kalanlar ölenlere ulaşsa bile kefen bile bulamadı. Şanslılarsa battaniyeye sarılarak gömülenler oldu. Kentin demografisini değiştirme arzularını hiç gizlemediler. Hatay'ı Hataylılardan almak istediler. Şimdi de Hataylıların seçtiği milletvekiline izin vermiyorlar. Barbarlığın sınırı yok.

Sempatik biri olmasaydım bu dallamalıkla işim zordu.

Herhangi bir ekip çalışmasında benim ve ekip arkadaşımın gösterdiği ortalama çaba.

Değerli arkadaşlar,

Bugün bu ülkede Talibani bir rejimin yerleştirilmesi için uğraş veriliyor. Yönetmek için çeşitli makamlarda bulunan kişiler iki adım sonrasını görmekten aciz, her yaptığını en doğrusu bilen ancak sorumluluktan kaçan tiplerdir.

Halihazırda kadınları toplumsal yaşamdan uzaklaştırma gayesini de kimseden saklamıyorlar. Kadınların bu mağara insanlarına ne yaptığı başka bir yazının konusu olsun. Ben oturtulmak istenen bu düzene direnen; koca olsun baba olsun bir erkeğe yamanmayıp kendi emeğini kazanmayı düşleyen, bu uğurda sabahın köründe uyanıp gün sonunda yorgun düşen tüm kadınları saygı ve muhabbetle selamlıyorum.

Akıl tutulmasının çok başka bir boyutunu yaşadığımız şu zamanlarda kadınları ayıplamak için bir neden olmasına gerek duyulmuyor. Kamusal alandaki herhangi bir kadın iffetsiz olarak damgalanabiliyor. Bu zihniyeti yenmek önceliğimiz olmalı. Sonuçta tek başına kurtuluş yok. Ya hep beraber ya da hiçbirimiz...

Ne zamadır kafamda döndürüp durduğum düşünceleri yazıya dökmek istiyorum. Bu yaz in actu satış müdürlüğü yaptım. Fiyatlar ve politikaları belli ölçüde düzenledim. Otelde benden önce yanlış giden veya aksayan operasyonları da düzeltme gayretini gösterdim. En azından başıboş bırakılan satışa bir şekil verdiğim kanaatindeyim. Genel müdürün de desteğiyle otele iyi paralar kazandırdım. KDV güncellemesi gibi türlü badireleri de az hasarla atlattık.

Tüm bunlara karşın yaz ortasında başka bir otele gitme arzusundaydım. Çünkü satış stratejisi düşünmek, tek başına çalıştığım göz önünde bulundurulduğunda beni yoruyordu. İşten sonra hiçbir yere gidemiyordum. Eve gider gitmez de uyuyordum. Üstüne üstlük karar verdiğim taktiğin kabul göreceği, kabul edilse bile başarılı olacağı muammaydı. Sadece rezervasyonlarla ilgileneceğim bir yer arıyordum fakat başarılı olamadım. Bir kere, rezervasyondan çok satışla uğraşmak zorunda kalmıştım. Rezervasyonda da ustalaştığımı düşünüyordum ama başvurduğum yerler benimle aynı fikirde değildi. Sonunda satınalma ve kat hizmetleri müdürlerinin telkinleriyle olduğum tesiste kaldım.

Yazın ortasında maaş zammı belli değilken ve henüz bir yılım dolmamışken birim amiri olmayı kendime çok gördüm. Belki departman içinde biraz daha serbest hareket imkanı sağlanabilir görüşündeydim. Neyse ki eylül ayının sonunda birini buldular ama ölü sezon başladığı için sitem ettim. Aradan geçen üç ayda tam anlamıyla bir ekip olduğumuzu düşünmüyorum. Ayağıma kadar gelen bu fırsatı teptiğim için bir miktar pişman oldum. Kestirip atmamak, derinlemesine düşünmek gerekiyormuş. Her şeyin hayırlısı.

Sıvasız evlere yine şehit haberi gidiyor. Tam doksan üç yıl önce Mustafa Fehmi Kubilay için olduğu gibi. Kendisi için hep devrim şehidi denir. Bu doğru, aynı zamanda terör kurbanıdır da. Saygı ve özlemle anıyorum.

Geçen gün bu gönderimi hatırladım ve bu uğurda hiçbir şey yapmadığımı fark ettim. Bu akşam bir müsaitlik yarattım. Beyazıt'taki DeFacto'dan cumartesi günü siparişini verdiğim hırkaları teslim aldıktan sonra en uzun gecenin bir kısmını geçirmek için yola koyuldum.

Aylık akbilim bittiği için işyerinden ayrılmadan talimat vermiştim. Kartımı Kabataş tramvayının turnikesine okutarak bu ayki abonmanımı etkinleştirdim. Tramvay, Eminönü'ne kadar gidiyordu. Son durağa girişte biraz zorlandık. Devamında Kadıköy'e giden Şehir Hatları vapuruna dahil oldum. Denizel bir yolculuktan sonra Kadıköy'den pembe hatla Kozyatağı yönünde devam ettim.

Kozyatağı'nda aktarma yapmak için dışarı çıkmanız gerekiyor. Bu kötü olmuş. Keşke planlamada içeriden aktarmayı düşünselermiş. İki yürüyen merdivenle perona inmek ise güzel tarafı. Peron gayet geniş ve ada platformlu.

Araçlar, diğer sürücüsüz metrolardaki gibi. Önce duraktaki kapılar açılıyor, sonra trenin kapıları. Ben Kayışdağı istasyonuna kadar kullandım ve çok beğendim. Pik saatte binmeme rağmen kalabalık değildi.

İstanbul'un toplu ulaşımında raylı sistemlerin oranı 2018'de %35 iken 2023'te %42'dir. Bu değişimde Kadıköy metrosu (M4), Üsküdar metrosu (M5) ve Marmaray'ı birbirine bağlayan bu hattın katkısı olduğu yadsınamaz.

Show thread

Dünyanın en işe yaramaz aleti. Bunu ne düşünüp tasarladılar acaba?

İşe biraz ağırlık verdim ama çalışmayı sevmiyorum yine. Deniz kenarında dolaşmak, müze-galeri gezmek, alışveriş yapmak, dizi izlemek, müzik dinlemek, bir şeyler araştırmak ve öğrenmek, kitap okumak, tiyatro veya sinemaya gitmek, konferansa katılmak varken kim Vezneciler'deki 107 odalı bir zincir otelin satışıyla uğraşmak ister ki?

Yaygın olmayan bir görüş bildirmek istiyorum. Türkiye'nin ekonomisi hiçbir zaman sandığımız kadar kötü olmadı. Ben 2020 gibi kedi köpek yemeli kriz bekliyordum. Şu anki durumdan pek şikayet yok anladığım kadarıyla. Herkes bir şekilde geçiniyor, ay sonunu getiriyor.

Bu yılın aşamadığım online alışveriş olayı: Kargomun Ankara'dan Iğdır'a, oradan Erzurum'a uğrayarak tekrar Ankara'ya gönderilmesi.

Show older
Qoto Mastodon

QOTO: Question Others to Teach Ourselves
An inclusive, Academic Freedom, instance
All cultures welcome.
Hate speech and harassment strictly forbidden.