Bu fotoğraf çok şey anlatıyor. İçişleri bakanlığı makamını işgal eden şahsın koltuğa oturuşu ve giyimi mekanın sahibi izlenimi veriyor. Mansur Yavaş ise döner koltuğa oturmuş. Misafirliğe gelmiş gibi.
Süleyman Soylu'nun paçaları ıslanmış. Kendisi aynı zamanda çizme giymiş. Ankara'da yaşanan sel felaketinin altını çizmeye çalışıyor ama onu tanıyan biri tüm bunların sadece şov olduğunu bilir.
İstanbul'un göbeğinde PKK yanlısı bir eylem yapılırken, Antalya Üniversitesi öğrencileri yurtlarda intihar ederken ve kaçak göçmenler sınırlarımızdan elini kolunu sallayarak geçerken değerli bakan ortalarda yok. Şimdi belediye başkanıyla poz veriyor. Onunla fotoğrafı olanın işleri rast gitmiyor. Mansur Yavaş'ın başına bir şey gelmese bari.
Andrea Pirlo, Fatih Karagümrük ile anlaştı. Türkiye'de artık bir başbakan var.
İşin şakası bir yana, Pirlo'nun futbolculuğu efsane olsa da teknik direktörlüğü o kadar da iyi değil.
2020-21 sezonunda dokuz sene üst üste lig şampiyonu olmuş Juventus'un başına geçti. Bu sezon Juventus, ligi Napoli'nin bir puan önünde dördüncü tamamladı. 78 puanlı takım, Copa Italia finalinde karşılaşıp mağlup ettiği Atalanta ile aynı puana sahip olmasına rağmen onun bir sıra altındaydı.
Şampiyonlar Ligi'nde Barcelona, Dinamo Kıyiv ve Ferencváros ile aynı gruba düşen Juventus, Barcelona ile 15'er puan toplayarak gruptan çıkmıştı. Son 16 turunda Porto ile eşleşmiş ve 2-1 yenilirken Torino'daki maçı 3-2 kazanmıştı. Bu da deplasman golüyle elenmelerine yol açmıştı.
Adı Fatih olan bir kulübe gelmiş olması manidar olsa da Pirlo, ligimize renk katacaktır. Bu kulüp artık Süper Lig'in dişlisi haline gelmiştir. Pirlo'nun neler yapacağınıysa zaman gösterecek.
Anadolu Efes, final eşleşmesinin üçüncü maçında Fenerbahçe'yi 103-92 mağlup etti ve seriyi 2-1'e getirdi. Zaten kimse Anadolu Efes'in süpürülmesini beklemiyordu. Fenerbahçe normal sezonu lider tamamlamış olsa bile.
Bu seviyeler gerçekten Türk basketbolu adına kıymetli. Bu iki takım bizi bu keyifli mücadeleden en az bir maç daha mahrum bırakmayacak. Önemli olan kimin şampiyon olacağından çok, belki de budur.
Galatasaray bugün, denenmiş ve başarısız olmuş birini yeniden seçti. Dursun Özbek'in bu kulübe neler yaptığını, neler yapmak istediğini unutmuyorum. Rakibi Eşref Hamamcıoğlu'nun pek iddiası olmayabilir ama sosyal medyanın gazıyla hareket etmek bizim için hazin sonuçlar doğurabilir ve doğuracaktır da.
Geçen yıl iki eski başkanımız vefat etti. Duygun Yarsuvat ve daha çok Mustafa Cengiz'in önemi kulübü zor zamanlardan düze çıkarmasıdır. Şimdi de düzde değil, zordayız. Sarılacağımız kişi bizi zora sokan şahıslardan olmamalıydı.
Bir yandan Anadolu Efes-Fenerbahçe serisinin üçüncü maçını izlerken bir yandan takip ettiğim seçim genel olarak söylendiği üzere "iki kötü aday" arasında geçiyordu. Hamamcıoğlu, yirmi ikinci sandıkta Özbek'e geçildi ve fark son iki sandıkta daha da açıldı. Daha kötü olan seçilmiş oldu böylece.
Belki de bir süre Galatasaray taraftarlığını askıya almak gerekiyordur. Daha kötü günler büyük bir olasılıkla bizi bekliyor. Galatasaraylı olmak biraz da böyle bir şey.
Bu konuşma tam dokuz yıl önce, 11 Haziran 2013'te yapılmış. Takvimden baktığımda bu günün salıya denk düştüğünü gördüm. Şöyle bir hesapladığımda ilk olarak bir yılda elli iki hafta olduğu için 52 kere 9'dan 468 buldum. Ancak aynı haftanın cuma gününü dahil ettiğimizde bu sayı 469 oluyor. Yani 469 cumadır görüntüler açıklanmamış. Ayrıca Tayyip Erdoğan'ın ne seviye bir yalancı ve iftiracı olduğu dışında bir ispat yok videoda.
Akşit Göktürk bu eserinde çeviri üzerine düşüncelerin tarihini Hieronymus'tan itibaren anlatıyor. Bununla kalmıyor, dilbilim kuramları üzerine adeta ders veriyor. Metin türleri bu derste önemli bir yer tutuyor.
Çeviri tarihi ve çevirinin nasıl olması gerektiği üzerine kuramların anlatıldığı bölümle eşdeğerlik ve yeterlilik konusunda bizzat kendisinin İngilizce ve Almancadan yaptığı çeviri örnekleri de gayet hoştu.
Açıkçası okuyup not çıkarmaktan keyif aldığım bir kitap oldu. Çeviri ve tabii dil konusunda ufkumu genişletti, yeni şeyler öğretti. Birçok soruma yanıt bulabildim.
2016-2017 eğitim-öğretim yılının karne günü, okuldan dönerken öldürmüşlerdi Aybüke Yalçın'ı. Pek de önem verilmeyen bir branş olan müzik öğretmeniydi. Yeni mezundu. Henüz 22 yaşındaydı.
İlk kez öğretmen sıfatını alıp işe başladığım gün olan 22 Şubat'ta Aybüke'yi düşünmüştüm ben de. Onun atandığı zamankine benzer bir mesaj yayınlamak istemiştim çünkü kendimi onunla özdeşleştiriyordum. Bu meslekte yaşadığım zorluklarda hep kendisi geliyordu aklıma. Alanıma değer verilmiyordu, öğrencilerle son zamanda biraz daha sık olmak üzere sorunlar yaşıyordum ve idareyle yer yer meydana gelen sıkıntılar giderek büyüyordu. Birbirimizin yüzüne bakmak zorunda olduğumuz meslektaşlarım da garip ruh halleri içerisindeydiler. Ancak benim aklımın bir köşesinde hep PKK'nın şehit ettiği öğretmenler, başta da Aybüke vardı. Bu yüzden sabrettim, direndim.
Son olarak, ondan kalan bir videoda seslendirdiği türkünün ona uyarladığım halini paylaşayım. Bunu Öğretmenler Günü'nün ertesinde 29 Kasım 2021'de yazmıştım:
Mağusa Limanı, limandır liman
Beni öldürenlerde yoktur din iman
Uyan Aybüke uyan, uyanmaz oldun
Kahpelerin pususuna dayanmaz oldun
Rick and Morty, BoJack Horseman ve Love, Death & Robot ile birlikte en sevdiğim animasyon Disenchantment. Bu dördü arasında sonuncu saydığım belki sevgi hiyerarşisinde ilk sırada geliyordur.
Disenchantment, aslen inanç yitimi anlamına geliyor. Dizi, başlangıçta prenses, daha sonra kraliçe olan Bean'in üzerine kurulmuş. Onun yoldaşları iblis Luci ve benim de dahil olduğum büyük bir kalabalığın favori karakteri Elfo ile yaşadıkları maceralar anlatılır. Paralel bir ortaçağda geçen hikayede günümüze dönük espriler yapılıyor. Kırk bölümün her biri birbirinden güzel. Sürekli fantastik bir dünya ve onun üyeleriyle karşılaşıyoruz. Diziyi sevimli bir hale getiren de bu.
Aman avcı vurma beni
Ben bu dağın, ay balam, maralıyam
Hem maralı hem yaralı
Avcı vurmuş, ay balam, yaralıyam
Bir taş attım çaya düştü
Çaydan bir çift, ay balam, suna uçtu
Menim gönlüm sana düştü
Senin gönlün, ay balam, kime düştü
Bu dağlarda ceylan gezer
Tırnakları, ay balam, taşlar ezer
Ben o yara neylemişem
O yar benden, ay balam, kenar gezer
İstanbulspor, Bandırmaspor'u 2-1 yenerek Play-off etabının galibi olarak 2005'te veda ettiği Süper Lig'e çıktı. Böylece, Süper Lig'deki sekizinci İstanbul takımı oldu.
Aslında Bandırmaspor, buraya kadar çok iyi gelmişti. Maçın ilk bölümünde de baskın oynuyordu. Ancak gerek hakemin takdir haklarını İstanbulspor'dan yana kullanması gerek Bandırma ekibinin fırsatları değerlendirememesi onları bir yıl daha Birinci Lig'de yarışmaya mecbur bıraktı.
En son 2014-2015 sezonunda Balıkesirspor, bu ligde yarışmış ve 27 puanla sonuncu olarak ligden düşmüştü.
Evine taşıdığı seride Dallas'ı 120-110 mağlup edip seriyi 4-1'le sonlandıran Golden State, iki sezon aradan sonra tekrar finallerde. 1991 ila 1998 arasındaki sekiz sezonda altı final oynayan Chicago Bulls'tan sonra ilk kez gerçekleşiyor bu.
Ancak aradaki fark, Golden State'in çıktığı beş finalin üçünü kazanmış olması. Chicago ise hepsini kazanmıştı. NBA rekorlarını altüst eden son zamanların en iyi takımı bakalım kupaya uzanıp titrini geri alabilecek mi?
Kısır geçen bir karşılaşma sonucu Sivasspor, Kayserispor'u 120 dakikada 3-2 mağlup etti ve ilk kez Türkiye Kupası'nın sahibi oldu. Bu aynı zamanda Rıza Çalımbay'ın ilk kupası oldu.
İki takım arasında tarihten gelen bir husumet olsa da kupanın adının hakkını veren bir final oldu. Yalnızca tribünler yarı yarıya bölünmesine rağmen Kayserispor taraftarı daha fazlaydı.
Kayserispor, Son 16'da Fenerbahçe, Çeyrek Final'de Beşiktaş ve Yarı Final'de Trabzonspor'u elemesine rağmen Sivasspor'a diş geçiremedi.
Beş golün üçünün uzatma süresinde gelmesi, Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynanması ve çekim kalitesinin oldukça yüksek olması da söz edilmeden geçilmemesi gereken ayrıntılar arasında.
Gadre uğrayıp çok emek verdiğim işimden ayrılmak zorunda kalınca kendimle başbaşa kalıp şöyle bir dolaşmak istedim. Yeni bir başlangıç günüydü bugün. Üzgündüm ama başım dik, alnım aktı. Hiç yapmadığım, yapamadığım şeyleri yaptım. Boğaziçi kolonyası almak da buna dahil. Bir miktar dedemlerin evindeki bayramlık kolonyayı anımsatıyor. Bu kolonyayı almam gerektiğini de bir öğrencim söylemişti. Sanırım kolonyayı kullandığımda onu hatırlayacağım. Bir de nasıl gadre uğradığımı.
🇸🇪 Mereyusblog
Romersk medborgare från Miklagård.
På Mastodon sedan 23.X.2021
Bara postar oviktiga tankar.
Allmän egendom (PD). Inga begränsningar.
Jag tjänar ingen inkomst av det jag lägger upp här.
🇬🇧 Mereyü's blog
Roman citizen from İstanbul.
On Mastodon since 23.X.2021.
Just posting unimportant things.
Everything I publish is Public Domain (PD).
I don't earn any income here.
🇹🇷 Mereyü'nün blogu
Civis romanus sum.
23.X.2021'den beri Mastodon'da.
Önemsiz şeyler üzerine.
Paylaştığım her şey kamu malıdır (PD).
Buradan herhangi bir gelir elde etmemekteyim.