Show more

Ercik Kral neden erkek bacıma sövmedi? Sabaha karşı 05.45 düşünceleri...

Şişli belediye başkanlığı için aday gösterilen Resul Emrah Şahan, Tayfun Kahraman'ın arkadaşıymış. Kent plancısı olmasına rağmen hapiste olmaması biraz şüphe uyandırmıştı bende ama sırf bu ayrıntı için bile oy verilebilir.

Adalar'da fayton kaldırılırken yapılan saçma sapan itirazları hatırlıyorsunuz değil mi? Yine de, tekrar etmekten zarar gelmez.

İtirazlar kabaca ikiye ayrılıyordu. Biri, faytonların Adalar'ın tarihi dokusunu oluşturduğunu savunan tarih ve dokusever bir grup tarafından dillendiriliyordu. Tarih çok hoş bir uğraş fakat zaman akıp gidiyor. 2020 yılında hâlâ faytona binmek istiyorsan sana diyecek bir şey yok zaten. Olman gereken yer sosyal medya değil, Mahzar Osman'ın bahçesi.

İkinci grup ise daha kendine has bir gerekçeyle ortaya çıkmıştı. Adalar'da kullanılacak elektrikli araçların tasarımı güzel değilmiş. İstanbul Bienali'ndeki eserlere market rafı inceler gibi bakıp geçen bu kişiler ne ara estet olmaya karar verdi, anlayabilmiş değilim. Sanki çok güzel bir kentte yaşıyormuş gibi araçların tasarımını beğenmiyor hatta "Keşke faytoncular kalsaydı." diye iç geçiriyor. Açıkçası ben tasarımları çok beğenmiştim fakat at penisi şeklinde olsaydı bu güruha daha iyi mesaj verilmiş olurdu. Belki faytoncu özlemi çekenler o zaman beğenirlerdi yeni araçları.

Bir yerde size zararı olmayan bir canlının rahatı söz konusuysa normal şartlarda geri plana atılabilecek ayrıntıları büyütmenin alemi yok. Mesela oturduğunuz muhitteki hayvan hapishanesi kapanınca çocukların hayvanlar hakkında nereden bilgi edinebileceğini sormayın artık. Bu faydasız gönderileri hazırladığınız telefonlar ne güne duruyor?

Başlığa bak, haberin içeriğine bak. Tık avının cezası idam olmalı.

Twitter, hesap olmadan zaman akışı görüntülemeyi engellemediği için 2018 ve 2019'da Kurabis mahlasını kullanan Hande Taşer'in gönderilerine günaşırı göz atardım. YouTube'daki vloglarını da izlerdim tabii. O zamanlar tarif edilemeyecek bir güzelliği vardı. Demin Instagram gönderilerinde gezindim. Biraz değişmiş ama hâlâ çok güzel.

Üzülerek söylüyorum ki İstanbul engelli yaşamına uygun bir kent değil. Bedensel, işitme veya görme engelliler bu şehirde rahatça dolaşamaz. Şişli'nin en büyük sorunlarını sıralarken yeşil alan ve park sorunundan sonra yolların çok yokuş olmasını sayıyorum. Şişli Camii'ni merkez kabul ettiğimiz beş yüz metrekarelik bir çember çizdiğimizi varsayalım. Bu çemberin çevresinden uzaklaştıkça yokuşlar artmakta. Peki buna karşı ne yapmalıyız? Bu aslında engelli dostu bir kent imgesiyle beraber okunmalı. Sadece yokuş çıkmak veya inmekte değil en basitinden karşıdan karşıya geçerkenki süreler engelli ve yaşlıları bir kenara bırakın topallayan biri için bile yeterli değil.

Bir diğer mesele ise, meydanlarda araç olmaması gerekliliğidir. Toplu ulaşımın ana ekseninin raylı sistem olması gerektiğini daha önce söylemiştim. Eminönü, Taksim, Mecidiyeköy, Kadıköy, Üsküdar gibi meydanlara ulaşım yalnızca raylı sistemle olmalıdır. Beyazıt tamamen yayalaştırıldı ve çok güzel oldu. Bunun diğer meydanlara da uygulanması gerekiyor. Ulaşımın dağıtımı bu meydanlardan değil cep veya hub tabir edilen aktarma merkezlerinden yapılmalıdır. Cevizlibağ veya Yenikapı bu hublara güzel birer örnektir.

Daha fazla yayalaştırma, daha fazla yeşil alan, daha fazla kültür-sanat yapısı ve tabii daha fazla raylı sistem istiyoruz. İstanbul'un şu an sahip olduğu raylı sistem uzunluğu kadar bir ağa daha ihtiyacı var. Metro ve tramvay, yapım aşaması maliyetli ancak son derece sürdürülebilir araçlardır. Çarpıcı bir örnek olması bakımından şunu söyleyeyim: M1 hattında hâlâ ilk açıldığı 1989 yılındaki tren setleri kullanılıyor. Bu metroyu kullananların çoğu bu yıldan sonra doğmuştur. Kaldı ki bu setler yaklaşık on on beş sene daha kullanılır gibi duruyor. Halbuki otobüsler en fazla on yıl dayanıyor. Metro kullanınca geç kalma olasılığını da azaltmış olursunuz. Çünkü metro hava durumundan etkilenmez veya trafiğe takılmaz.

Son olarak bugün çektiğim seçim manzaralarını paylaşacağım.

%100 haklı olduğum bir davayı avukatım Ali Gül olduğu için kaybetmişim gibi hissediyorum.

Dökülmeye karşı dirençsiz saçlar için, kepek oluşumuna karşı etkili... Şampuanların çok fazla çeşidi varmış ama ben en güzel kokanını alıyorum.

Bu arkadaşın TikTok hesabını buldum. Bu platformu bu kadar entelektüelce kullanan birini görmemiştim daha önce. Zaten hayattan tat almaya çalışanlar kaliteli insan oluyor genelde. Kahve özelinde söylemiyorum bunu.

Bu arada, önerdiği kitap üç yüz liranın üzerinde. Bu konuda bilinçli olması çok özel. Umarım ünlendiği için kalitesinden taviz vermez. Zira TikTok hesabı açma isteği uyandırdı bende.

Show thread

İstanbul gibi bir kentte, gerçek evrenin Ba Sing Se'sinde hiçbir siyasetçi Ekrem İmamoğlu'nun yarattığı etkiyi yaratamayacak. Kimse onun kadar sevilmeyecek. Mesela bugün kendisini korumak için yasa ve kolluk gücü olan Tayyip Erdoğan, bu kadar kolay halkın arasına karışamaz. Yapılan tüm karalama kampanyaları ve şeytanlaştırmaya karşı hâlâ bu kadar sevilmesi onu tüm güncel siyasetçilerden ayırıyor. Kendisine ANAP'lı müteahhit, İkinci Tayyip gibi yakıştırmalar yapılmasına rağmen İstanbulluların hakkını savunmaya devam ediyor. Son olarak Gezi Parkı'nın uydurma bir vakıftan alınıp tekrar İBB'ye verilmesi onun mücadelesi sonucudur.

Önümüzdeki seçimlerde İBB dışında İstanbul'da önemsediğim iki ilçe var. Bunlardan biri İBB Miras ile kentin tarihi dokusunun korunmasında önemli bir rol oynayan Mahir Polat'ın aday gösterildiği Fatih. Diğeri ise Şehir Hatları genel müdürlüğü yapmış Sinem Dedetaş'ın aday gösterildiği Üsküdar.

Bu iki ilçeyi bu adayların ve dolayısıyla CHP'nin kazanması kentlerdeki sekülerleşmeyi göstermesi bakımından da önemli. Her iki aday da mevcut başkanlara karşı yarışacak. Yani sistemden nemalanan bir kitle olacak karşılarında. Hem de yıllardan beri muhafazakar kimlikle özdeşleştirilmiş iki ilçede bu direnci kırmaya çalışacaklar.

Geçen gün Moskova'da AVM'ye yapılan terör saldırısının failleri Tacik uyruklu çıkmıştı. Fatih'te de çok sayıda Tacik mülteci var ve Mahir Polat katıldığı bir programda buna dikkat çekiyor.

Bağcılar'da altmış yaşında suculuk yapan sapığın çocukları istismar etmek için dükkanında ses yalıtımlı gizli bir oda oluşturduğu tespit edilmiş. Her okunduğunda kan donduran istismar haberleri son zamanda Hilal Kaplan'ın mide bulandırıcılığını geçecek şekilde arttı. Tüm bu iğrençliğin başlangıcı da Ensar Vakfı Olayı'dır. Yine o sözümü tekrarlayayım: Bir suça verilmeyen her ceza aslında o suçu işleyenlere verilen bir ödül, kalanlara ise cezadır.

12'nci hafta photomania

1️⃣ Kendi çektiğim bir fotoğraf
2️⃣ Ekran görüntüsü
3️⃣ İndirdiğim bir fotoğraf
4️⃣ Bana gelen bir fotoğraf

Bugünkü korkunç saldırı dizisinden sonra savaşın tüm Rusya'ya yayılması gerektiğini düşünüyordum ben de. Haydut devlet savaş istiyorsa ona istediği verilmeli. Başka bir ülkeyi talana gitmek ne kadar kolay!

Kamu kaynaklarının boşa harcandığını görünce büründüğüm kişilik

Bu arkadaş yüzünden kahveye sardım yine. Filtre olsun, çekirdek veya kapsül kahveden espresso türevleri olsun, Türk kahvesi olsun günde iki bardak içiyorum.

Bankanın çağrı merkezi midir müşteri hizmetleri midir, her ne karın ağrısıysa orayı aradığımda bir insanla görüşmek için ne yapmam gerekiyor? Telesekretere bağlı bu sistemi kurgulayan pek mübarek insanlar, sizce her ay mailime gelen ekstremin toplam ve asgari borcunu öğrenmek için arıyor olabilir miyim?

Bu yıl da nevruz geldi. Bundan sonrası da bahar ama bu kış İstanbul'a doğru düzgün kar yağmadı. Şubat ve martta bekliyordum fakat bugünden sonra yağması çok zor. Yine de barajlarımız dolu. Bu da bir şeydir.

Aziz Patrik Günü'nü kutlamak için günlük kullanılan üç İrlandaca ifadeyi paylaşayım.

💚 Dia Dhuit, merhaba demektir. Buradaki Dia, Tanrı; dhuit ise bugün kullanımda olan duit (sana veya seni) sözcüğünün arkaik formudur. Birden fazla kişiyi selamlamak için bunu dhaoibh ile değiştirmeniz gerekir.

Biri size böyle seslendiğinde Dia's Muire dhuit demeniz yerinde olacaktır. Muire, İsa'nın annesi Meryem'dir.

🤍 Teşekkürler demek için buíochas yeterli olacaktır. Bu İngilizcedeki thanks sözcüğünün birebir çevirisidir.

Daha oturmuş bir ifade için go raibh maith agat demeniz gerekir. Yine birden fazla kişiye sesleniyorsanız sondaki sözcüğü agaibh ile değiştirmelisiniz. Bu ifadenin tam karşılığı ise "İyilik seninle olsun".

🧡 Vedalaşmak için slán denir ki aslında sağlıklı, tam olma durumuna gönderimde bulunur bu sözcük. Sláinte de şerefe demektir. Irish pub ziyaretlerinizde işinize yarar bir ifadedir.

Vezneciler metro istasyonunun iki çıkışı var. Biri İstanbul Üniversitesi. Burayı takip ederseniz ancak asansörle yeryüzüne ulaşabilirsiniz. Ben bunu tercih etmediğim için diğer çıkışı kullanıyorum. Birkaç kat çıkarak Şehzadebaşı Caddesi'nin diğer yanında buluyorsunuz kendinizi. Buna 16 Mart Şehitleri adını vermişler. Gerçekten de bu adla bir cadde var. Bazı insanlar bu adın 1978'deki katliamdan dolayı verildiğini düşünüyor. Katliamın gerçekleştiği Eczacılık Fakültesi'nin bu caddeye yakın olması bu algıyı pekiştiriyor.

Fakat caddeye adını veren olay, İtilaf Devletleri'nin İstanbul'u işgalindeki Şehzadebaşı Baskını. Aslında İngilizlerin amacı, İstanbul halkına korku vermekti. Bunun için de Karakol Cemiyeti kurucularından Kemalettin Sami Bey'i tutuklamak istediler. İşgalcilerle çıkan çatışmada dört asker şehit düşmüştür.

16 Mart, aynı zamanda Halepçe Katliamı'nın tarihidir. 1988'de üç binin üzerinde insanın ölümüne neden olan kimyasal silahlı saldırıdır. Her üç olayda da hayatını kaybedenleri bu vesileyle anmış olalım.

Show more
Qoto Mastodon

QOTO: Question Others to Teach Ourselves
An inclusive, Academic Freedom, instance
All cultures welcome.
Hate speech and harassment strictly forbidden.