Ukrayna, işgali püskürtmüş ve savaşı Rusya'ya taşırken Kıyiv'deki Ukrayna Ana Anıtı (eski adı Anavatan) yenileniyor. Heykelin sol elindeki kalkanın üzerinde orak-çekiçli Sovyetler Birliği arması yerine trizub (üçdişli) denen Ukrayna arması olacak artık. 24 Ağustos'a yani Bağımsızlık Günü'ne kadar tadilat tamamlanacak. Sovyetler Birliği dağılalı otuz küsür yıl olmuş. Neden bu zamana kadar beklendiğini anlayabilmiş değilim.
Bugün normalde kıdemli aktrol Furkan Bölükbaşı'nın mülteci yazısını analiz edecektim. Hatta biraz ileri gidip yapısöküme bile uğratabilirdim ama yazıyı üstünkörü okuyup yorumlamaktan vazgeçtim.
Aktrolümüzün argümanları güney sınırımızın uzun olmasıyla başlıyor. Burayı korumak için askeri personel sevk edilirse PKK ile mücadele edemeyeciğimizle devam ediyor. Sonrasında sınıra yaklaşan herkesi vurduğumuz kurgusal bir anlatı var. Mültecileri geri göndermenin lojistik altyapısı ve maliyeti üzerinde durulduktan sonra gönderilenlerin sınırdan geri girebileceği söyleniyor. Finalde eskiden Kürtlerin yaptığı işlerin şimdilerde Suriyeliler ve Afganlar tarafından yapıldığı ve Türklerin artık bu işlerde çalışmayacağı vurgulanıyor.
Neresinden tutarsan tut elinde kalıyor. Zaten bu arkadaşta akıl kırıntısı olsa aktrol olmaz. Benim kendisine çağrım bu tür boş uğraşları bırakıp sigortalı bir işe girmesidir. Hem ölmeden boğazından bir iki helal lokma girer.
Asıl zoruma giden bu ahlaksızın bile seveninin olması. Kendisine böyle şeyler söyleyenleri dava etmekle tehdit ediyor gerçi. Tıpkı geçen günkü ödeme olayında Ötüken Neşriyat'ın yaptığı gibi. Fakat benim kimseden pek korkum yok. LinkedIn profilimi de burada herkes görebilir. 23 kuruşluk tazminat davası açmayan şerefsizdir. Eşten dosttan bulup buluşturup öderiz artık.
Son olarak size üzerine uzun uzun düşünebileceğiniz bir video kesiti bırakıyorum. Aleyna Çakır (asıl adı Sema Esen) ve Esra Hankulu cinayetlerinin baş şüphelisi Ümitcan Uygun, Kadir Şeker ile suç kıyasına girişiyor. Bence kafes dövüşünde kim kazanırsa o suçsuz olsun.
Bu ülkenin insanlarında bazı mesleklerin diğerlerinden daha şerefli olduğu sanrısı var. Doktorluk, öğretmenlik ve askerlik mesela çaycılığa, kasiyerliğe veya çöpçülüğe göre daha makul ve makbul görülüyor. Toplumsal hiyerarşi insanların çalıştığı işe göre şekilleniyor. Kısacası berbat bir toplum düzeni oluşturulmuş.
Kredileri kısıp likidite arzını azaltınca küçük ve orta ölçekli (çoğunlukla zombi) işletmelerin batması sonucu patlak veren büyük işsizlik, kurdaki dalgalanmaya çare olmayınca mahşerin dört atlısının (yüksek kur, yüksek faiz, yüksek işsizlik, yüksek enflasyon) Türk ekonomisi üzerinde cirit atmaya başlaması üzerine, yarım yamalak uygulanan ortodoks politikalardan dolayı gelen pişmanlık hissi.
Nüfus parabolik artarken emek yükünün bölümü nüfus artışına göre düzenlenmiyor. Ben emek bölüşümünün nüfusa göre yapılmasını öneriyorum. Buna da "Emeğin Malthusçu bölüşümü kuramı" adını veriyorum.
Örneğin bir ülkenin nüfusu on milyondur ve emek yükü herkesin haftada beş gün, günde sekiz saat çalışmasını gerektirmektedir. Nüfus belli bir zaman sonra on iki milyona çıktığında insanlar ya bir gün az ya da her gün bir buçuk saat eksik çalışacaktır. Böylece beşte biri oranında artan nüfus da işsizlik patlaması yaratmamış olacaktır.
Mesai saatlerindeki emekçi lehine iyileştirmeler hep kârlılık ve verimlilik üzerine kuruluyor. Halbuki sadece toplum düzeninin korunması açısından bile çalışma saatlerinin azaltılması gerekiyor.
🇸🇪 Mereyusblog
Romersk medborgare från Miklagård.
På Mastodon sedan 23.X.2021
Bara postar oviktiga tankar.
Allmän egendom (PD). Inga begränsningar.
Jag tjänar ingen inkomst av det jag lägger upp här.
🇬🇧 Mereyü's blog
Roman citizen from İstanbul.
On Mastodon since 23.X.2021.
Just posting unimportant things.
Everything I publish is Public Domain (PD).
I don't earn any income here.
🇹🇷 Mereyü'nün blogu
Civis romanus sum.
23.X.2021'den beri Mastodon'da.
Önemsiz şeyler üzerine.
Paylaştığım her şey kamu malıdır (PD).
Buradan herhangi bir gelir elde etmemekteyim.